İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerde tarihsel bir kırılma yaşanıyor. Yaşanan son olay bu tarihsel kırılmayı iyice belirginleştirdi. Bölgenin iki önemli gücü arasındaki çekişmenin altında ise “stratejik derinlik” teziyle Ortadoğu’da ağırlığı artmaya başlayan Türk dış politikasının etkisi var.

Türkiye’nin bölgeyle tarihi, kültürel, sosyal ve dini bağlarla yaklaşımının doğuracağı bölgesel aktör rolü İsrailli yetkililerde kaygıya neden oluyor. İsrail, güçlü dinamiklere sahip bölgesel bir güç olarak Türkiye yerine zayıf bir Suudi Arabistan’ı ya da Mısır’ı çıkarlarının korunması bakımından daha uygun görüyor.

Çünkü Türkiye’nin komşuları ile giriştiği “proaktif” dış politika İsrail tarafından dikkatle izleniyor. İsrail, Türk ve Arap tezlerinin çatışmasından yarar sağlayacağı günlerin geride kaldığını Arap ülkeleri ile Türkiye arasındaki serbest ticaret antlaşmalarından, vizelerin ortadan kaldırılmasından anlıyor.

Ama özünde Türkiye-İsrail ilişkileri uzun yıllar bir denge politikası üzerinden şekillendi. Türkiye’nin Batı bloğuna eklemlenme arayışı İsrail ve Yahudi lobisiyle dostane ilişkiler geliştirmesi zorunluluğu doğuruyordu. Türkiye, Avrupa ve Amerika’da Rum ve Ermeni tezlerine karşı en büyük desteği Yahudi lobisinden sağlıyordu.

Bu karşılıklı dayanışma 1967 Arap-İsrail Savaşında Türkiye’nin Arap ülkelerine yakın politikalar izlemesi ve özellikle İsrail’e karşı bir güç birliği olarak tasarlanan İslam Konferansı Örgütü’nün kuruluşuna aktif desteği, ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesine sebep oldu.

Türkiye politikalarında yaşanan bu değişimde “Johnson Mektubu”yla Amerika ile yaşanan düş kırıklığı ve Kıbrıs meselesinde Arap ülkelerinin desteğine olan ihtiyacın etkisi vardır. Ama bu yol ayrımını ilişkilerin bütününde meydana gelen bir değişiklik olarak değil, bütünün sadece küçük bir parçasında oluşan sorun olarak görmek daha doğru olacaktır.

Çünkü İsrail ile ilişkilerde TSK’nın teknolojiye dayalı askeri ihtiyaçları belirleyici özelliğe sahip. İsrail’in de bu konulardaki ihtiyacı işbirliğini artırıyor. Ortak askeri eğitim programları, istihbarat işbirliği, pilot yetiştirilmesi ve İsrail’in Irak, Suriye ve İran’a karşı elektronik dinlemelerde Türk topraklarındaki gizli tesisleri ile askeri modernizasyonda İsrail teknolojisine olan bağımlılık bu işbirliğinin örnekleri arasında sayılabilir.

Öte yandan İsrail’in finans yatırımları, Türk tarımına teknoloji transferi, 1997 yılında imzalanan serbest ticaret anlaşması iki ülke arasındaki işbirliğinin sivil alana yansıyanları. Buna Manavgat suyunun İsrail’e satılması ile Rus-Azeri gazını taşıyacak ortak boru hattını da ekleyelim. Yani ilişkiler karşılıklı işbirliğine ve çıkara dayalı olarak uzun yıllardır sürüyor.

Son dönemlerde yaşananlar ise “One Minute”, Alayon komedisi ve Mavi Marmara olayından ibaret sanılmasın. Türkiye ve İsrail, bölgesel mücadelede artık çıkarları çatışan iki ülke konumuna geliyor.

İsrail, olası İran operasyonunda Türkiye’den istediği desteği alamayacağını Mavi Marmara olayı yaşanmadan çok önce anlamıştı. Başbakan Erdoğan’ın İran’ın nükleer çalışmaları konusunda ikircikli tutumu ve herhangi bir operasyonda Türk hava sahasının İsrail’e kapalı olacağını vurgulaması, Anadolu tatbikatında İsrail’e yer verilmemesi ile başlayan gergin süreç son BM raporu ile iyice tırmandı.

Türkiye ise İsrail’in Kuzey Irak’ta devletleşmeyi sağlayacak siyasal sosyal ve ekonomik kurumsallaşmaya olan büyük çaplı katkısının farkında. Kuzey Irak’ta istihbarat eğitimi, ordu ve polis güçlerinin yetiştirilmesinde Mossad’ın faaliyetlerini dikkatle izliyor.

Tüm bu saydıklarımız ilişkilerde güvensizliği doğuruyor. Türkiye’nin “One Minute” İsrail’in “alçak koltuk” tiyatrosuyla iyice tırmanan karşılıklı rahatsızlık Mavi Marmara olayı ve raporuyla, ilişkileri sürdürülmesi güç bir alana taşıdı. Bu zor süreci ortadan kaldıracak karşılıklı jestler yakında başlayacaktır ama ilişkilerin eski tadında olacağını artık kimse iddia edemez. O meşhur yılan hikâyesinde olduğu gibi; İsrail’de “One Minute” Türkiye’de “Mavi Marmara” acısı olduğu sürece ilişkilerde eski tadın yakalanacağını söylemek zor olacak.