''Ayyaş'' Mustafa Kemal'in kabri dışında bir tapınak kalmadı değil mi?

Ne oldu ahıra çevrilmiş cami hikayeleri, ne oldu sizin ecdadınız ile bağınızı koparan esas düşman M. Kemal?

...

''Rahmetli arada ''Türk rakısı'' da içerdi, ama Kur'ana da hakimdi '' gibisinden güzellemeler de konuşuluyor olmalıdır bu aralar!

Şimdi Atatürk devridir artık, sığınacak tek ini kalmış bir abd projesi olan Yeşil İslamın, bari oldu olacak imam hatiplerin adını da köy enstitüleri diye çevirsinler de sıkı bir çakma olsun!

...

Kemalizmi aşamıyorsunuz değil mi?

Düşmanımız Kemalizmdir dediniz önce ve İşid ile güldürmeye giriştiniz yüzünüzü, Ottoman bakiyesi bizimdir dediniz, paralelinde içeride Nurgenekondan ayrılıp Ergenekonun kucağına girdiniz yemedi, sonra yüz yıl önceki arkaik kodlara sarıldınız gene, zira hem içeride hem dışarıda tıkandınız, bittiniz!

...

Ha Kemalizm kurtarabilir mi sizi?

Hiç şansınız yok, zira yüz yıl önceki arkaik kodlara sarılarak ne paçanızı kurtarabilirsiniz ne de olacak olanlardan yakanızı kurtarabilirsiniz!

...

Musul, Kerkük derken Angora'daki koltuk da elden gitmek üzere!

Kabulü şarttır ki aşiret devletinden biraz daha öndesiniz, ama muasır medeniyet hikayeleri sizin ağzınızda gerçekten anlamsız bir hikayedir!

...

Ha TSK falan mı?

Profesyonel bir darbe mekanizmasıdır!

Son sığınak,

Son ''in'' kabri anıt ise vay halinize vay halinize!

...

Konu hatıraları açıyor ister istemez, profesyonel bir yatılı bölge asimilasyon merkezinde daha on yaşındaki ortaokul birinci sınıf öğrencisi iken yaşadığım #10Kasım meselesini paylaşayım sizlerle;

Sene 89, sabahlardan bir sabah, saat dokuzu beş geçiyordu, bütün öğrenciler askeri bir nizam içinde ayakta, ,

Tabi ben de aralarındayım!

Ne tık, ne çın, ne tin, ne de gıcırtı sesi var!

O kocaman salonda sadece nefes alıp verme sesleri!

Bir dakika hiç geçmez mi?

Kendi kendime gülmeye başladım, sonra ansızın sol yanağımda beş parmaklık bir Kemalist iz!

Hoca devleti koruyordu!

...

Sizin atanız falan olabilir, ama benim için on yaşında bir çocuğun yanağına indirilmiş acımasız bir beş parmak olmuştu!

Devlet ile ilk ciddi ilişkim orada başlamıştı, aslında orada da noktalanmıştı desem yeridir!

Yanisi şu, ekserisi aşamamış ama ben Mustafa Kemal'i çoktan aştım ....

...