1 Mayıs’ı bahar bayramı diye yutturmaya çalışanlar ile Kenan Evren’i ressam diye yutturmaya çalışanlar aynı kafadandırlar. Bunların kafaları inkâr ve asimilasyon politikaları üzerine çalışır. Sen Newroz dersin onlar Nevruz der. Sen cem evi dersin onlar camii der. Sen Taksim dersin onlar tarla der. Bunlar böyledir işte. Önce inkâr edip yok sayarlar sonra inkâr edip yok saydıklarını kabul edip bahane üretirler.

1 Mayıs bu ülkede yıllarca kana bulandı. 1978’de Taksim’de onlarca işçi katledildi ve Taksim Türkiye’de 1 Mayıs’ın simgesi haline geldi. Koskoca bir nesil “1 Mayısta Taksimdeyiz” sloganları ile büyüdü. O büyük anlı şanlı mücadelelerden sonra 1 Mayıs “İşçi Bayramı” olarak kabul edildi ve Taksim meydanı işçi ve emekçilere açıldı. Oysa bu yıl meydanında ki inşaat çalışmalarından dolayı Taksim tekrar emekçilere kapatılmak isteniyor. Daha doğrusu emniyetin çalışması bu yönde. Makul sayıda sendika ve emekçiye izin verilip asıl kutlamaların başka bir alanda yapılması için çalışılıyor.   

Geçtiğimiz yıllarda 1 Mayıs’a damgasını vuran cümle “orantısız güç” idi. Bu yıl yerini “makul sayıya” bırakacağa benziyor. Peki ama nasıl olacak bu. Orantısız güç kullanılmadan makul sayıda emekçi Taksim meydanına nasıl girecek. Haydi biraz jimnastik yapalım:

- Sayın Müdürüm, makul olmayan sayıda, makul olmayan bir güç, hiç de makul olmayan isteklerle, bizim de makul görmediğimiz alana girmek istiyorlar.

- Bir dakika bekleyin. Durumu Sayın Valiye bildirip size dönüş yapacağım.

- Sayın Valim. Şimdi aldığım bilgiye göre, hiç de makul olmayan bir grup, makul olmayan isteklerde bulunarak, sizce de makul olmayan Taksim alanına girmek istiyorlar. Ne dersiniz?

- Şu an bir gazeteye röportaj veriyorum. Söyledikleriniz makul ama bana makul bir süre tanıyın ki Sayın Bakana durumu izah edeyim. Röportaj bittikten sonra döncem size. Çavvvv.

- Sayın Bakanım. Bana gelen bilgiye göre makul sayıda işçi gurubu, hiç de makul olmayan sebeplerle, makul olmayan yollardan, geçmişte de makul olmadığı ispatlanmış Taksim alanına girmek istiyorlar. Malum Sayın Cerrah yok artık. Makul bir zaman içerisinde makul bir sebep göstererek bizi bilgilendirirseniz seviniriz efendim.

- Makuldür Sayın Vali. Öptüm. Bayyy.

- Alooo Sayın Başbakanım. Hürmetler efendim. Makul olmayan sayıda bir gurup, makul olmayan sebeplerden dolayı makul olmayan Taksim alanına girmek istiyorlar. Ne buyurursunuz.

- B planına geçelim derim. Ortaya bir laf atıp Taksim’i öyle yasaklayalım.

-Ne gibi efendim.

-Geçen gün “Milli içeceğimiz ayrandır” demiştik değil mi. Bu kez de “Milli gazımız biber gazıdır” diyelim.

-Siz aklınızla çok yaşayınız Efendim.

-Haa bu arada. Taksim alanının etrafına bol miktarda biber gazı stok etmeyi de unutmayın. Ne de olsa artık milli gazımız biber gazıdır.