Gördünüz mü faiz lobisinin yaptığını? Son 2 ay içerisinde karıştırmadığı yer kalmadı. Oysa ne güzel çocukluğumuzdan beri bir tek Ermeni lobisini bilirdik. Bu lobiler senede bir ortaya çıkarlar, Türkiye’nin kınanması için Amerikan senatosuna baskı yaparlar, Amerikan hükümeti nezaketen de olsa bir iki laf eder sonra da köşelerine çekilirlerdi. Oysa bizde ki lobiler öyle mi? Her taşın altından çıkıyorlar maşallah.

Üstelik bizimkilerin kökeni de karışık. İç kökenli olanı var, dış kökenli olanı var. Bir de kökeni belli olmayanı var ki evlere şenlik. Arada bul.

Hatırlarsanız faiz lobisi ilk kez Gezi olaylarında çıkmıştı karşımıza. Cahilliğimizden olsa gerek ilk önceleri anlayamamıştık ne olduğunu ama Allahtan “her şeyi bilen” bir Başbakanımız vardı da Afrika dönüşü izah etmişti bizlere faiz lobisinin ne olduğunu.

Galyalıları görünmez yapan iksir gibiydi bizdeki lobiler. İlk önceleri ağaç kılığında görünmüşlerdi bize. Sonraları çadır olmuşlardı Gezi Parkı’nda. Çadırlar yakılıp da biber gazları göğe yükselince gerçek yüzünü göstermişti faiz lobisi. Belli ki ağaç bahaneydi. Onlar için asıl önemli olan hükümeti devirmekti.

Oysa ne güzel de yolunda gidiyordu memlekette işler. Aleviler mesela hallerinden çok memnundu. Din derslerinin seçmeli olmasından tutun da Cem Evlerinin yasal statüye kavuşmasına kadar her bir şeyleri AKP sayesinde tamam olmuştu. Üstelik Başbakan’ın “Ben de Aleviyim” demesine sayılı günler kalmıştı. Her ne kadar Gezi olayları bunu söylemesine engel olmamışsa da Abdullah Gül’den Bülent Arınç’a, Cemil Çiçek’ten jöleli Yiğit Bulut’a kadar daha birçok kişi Gezi olayları olmasa “Biz de Aleviyiz” diyeceklerdi.

Ya Kürtler, Kürtler mesela AKP iktidarı ile birlikte son yılların en rahat günlerini geçiriyorlardı. Ana dilde eğitim sorunu çözülmüş, KCK davalarından cezaevinde yatan insanlar tek tek tahliye edilmiş, genel af görüşmelerinde toplumsal mutabakata varılmış, Roboski katliamı için devlet özür dilemiş, sorumlular yakalanıp yargı önüne çıkartılmış, çözüm sürecinde devlet adım üstüne adım atmıştı.

Azınlıklar deseniz çoğunluğun sahip olduğu tüm haklara sahiplerdi. Ekonomi düzelmiş, işsizlik azalmış, yoksulluk ortadan kalkmış, enflasyon düşmüş, kalkınma hızı yıldırım hızıyla ölçülür olmuştu. Hatta memlekette işler o kadar iyi gidiyordu ki Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu sırf sorunsuzluktan komşularla sıfır sorun dediği ülkelerle sorunlu olmak için fantastik açıklamalar yapıyordu.   

İşte tam da bu noktada Gezi’yi karıştıran faiz lobisi sen tut bi de sporu karıştır. Önce halter, sonra atletizm, şimdi de güreş. Bugünlerde nereye el atsanız doping. Hadi atletizm neyse, o zaten gâvur sporuydu, sporcular milyonların gözünün içine baka baka kızlı erkekli cıscıbıldak koşuyorlardı. Kaldı ki kırk yılda bir atlet yetişiyor bu topraklarda.

E halter deseniz o da Balkanlardan gelmeydi. Hem içinde rakı geçen Vardar Ovası türküsü de balkanlardan gelme değil miydi? Oysa bizim ne güzel “Fadime’yi samanlıkta bastılar, fistanını gül dalına astılar” gibi gelenek ve göreneklerimize uygun türkülerimiz vardı. Hem zaten balkanlardan doğru dürüst bir şey de gelmezdi. Ya soğuk hava dalgası gelirdi ya da içinde rakı geçen türküler.

Ama ata sporumuz güreş öyle miydi? Kel Aliçolar, Koca Yusuflar, Kurtdereli Mehmet pehlivanlar... Kemikleri sızlıyordu şimdi. Evet artık faiz lobisi de çok oluyordu. Ağacı bahane ederek hükümeti yıkmak isteyenler, güreşteki başarılarımızı bahane ederek de ata sporumuz güreşi yıkmak istiyorlardı. Ama bilmedikleri bir şey vardı. Bu ülkede yenilen pehlivan güreşe doymaz…