CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “Rakı sofralarında Türkiye'yi kurtarırlar. Bana çalışan adam lazım, rakı sofralarında konuşan adam değil” sözleri CHP içerisinde çok konuşup az iş yapan partilileri etkiledi mi bilinmez ama “yeni Türkiye” söyleminin sakız yapıldığı bugünlerde yıllardır söylenen “yeni CHP”yi işaret ediyor olabilir.

Yani çilingir sofrasında artık beyaz peynir, Haydari, Rus salatası, buzlu rakı, soğuk şalgam, limonlu göbek salata, palamut ve karpuz tad vermeyebilir.

Ama söyler misiniz, emekli öğretmen Mümtaz Hoca içip memleketi kurtaramadıktan, acemi aşığımız Mehmet içip bir kadına şiir okumadıktan sonra devrilen kadehlerin anlamı olacak mı?

O kadehler devrilirken siyaset konuşulmayacaksa o rakı o şişeden nasıl çıkacak?

Hem rakı sofralarının piri Orhan Baysal, ”Rakı sofrasında planlı, programlı ciddi işler konuşulmaz. Geyik muhabbeti yapılır, memleket kurtarılır, anılar tazelenir, dedikodu yapılır” demiyor mu?

Çankaya sofrasında rakının su gibi aktığı, şarkıcı Eftalya'nın güzel sesiyle zeybek oynanan günler unutulacak mı?

Tabii ki hayır. Akşamcılar, rakı sever CHP’liler müsterih olsun. Kimsenin rakıyı yasakladığı yok. “Dersimli Kemal,” çalışacak, emek verecek, partisine değer katacak insanları aradığını anlatmak istiyor.

Sadece bir arayış değil CHP’ninki, ağırlıklarından kurtulmaya çalışma olarak da görebiliriz bunu. Bu sözler seçim çalışmalarına gerekli desteği vermeyip rahat koltuklarında sürekli eleştiri ile bir şey yapmaya çalışan partilileri hedef alıyor.

Doğrudur, CHP kabuk değiştirirken parti kadrolarının, delegelerinin de bu değişime uygun hareket etmeleri gerekiyor.

Peki, ana muhalefet partisi ağırlıklarından, rakı masalarındaki sarhoşlukla memleket kurtaranlardan kurtulmaya çalışırken iktidar partisi nelerden kurtulmalı?

Tabii ki önce gücün verdiği sarhoşluktan.

Sonra partiyi, partinin verdiği iktidarı kendi çıkarı için kemiren içindeki kurtlardan, parazitlerden, asalaklardan arınmalı.

Tesadüf o ki mealinde ”Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah'ı ve müminleri aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir” ayetini twettleyip “her Cuma bir tane sallıyorum, bu bakara iyi makara” deyip dışı başka içi başka sahte muhafazakar- dindarlarından temizlenmeli.

Birden bire nereden türediği belli olmayıp bugün her kentin en iyi yerlerine gökdelenler diken, TOKİ ihalelerinin dağıtımı ile müteahhitliğe adım atan komisyonculardan, yerel ve ulusal medyada sabahtan akşama kadar sürekli AKP gazeteciliği yapan, samimiyeti iktidarın sağladığı olanakların genişliğiyle orantılı her an satılık ve kiralık olan kalemlerden arındırmalı kendini.

Bin bir takla ile il yönetimlerine, belediye encümenliklerine sızmış, rant sağlayabileceği tüm alanları kemirmeye hazır, varlığını kişisel çıkarlarının merkezine koymuş tatlı su dindarlarından, KDV zenginlerinden, ihale avcılarından, kadro takipçilerinden, saray soytarılarından uzaklaşmalı.

Unutmamalı, bunlar Özal’ın papatyalarıydı. Demirel’e rotaryen, Erbakan’a mücahit, 28 Şubat’a asker de oldular. Dün cemaate şakirt, bugün “Usta”ya çıraklar. Hazır CHP rakı masasındaki sarhoşlarından kurtulurken AKP de rant sarhoşluğundan başı gözü dönmüş, aklı yerine sürekli midesi çalışan bu her dönemin dansözlerinden kurtulsa fena bir şey yapmamış olacak.