Bunlar böyledir azizim, böyledir. Anlattığımız hikâye değil, yaşananlardır. Gördüğümüz rüya değil etrafımızı saran gerçekliktir. Sen zamanın masumunu oynarken onlar her dönemin becerikli akıllıları. Sen masumiyet oyununda her dönemin kaybedeniyken onlar her dönemin kurnaz fırsatçıları.

 

Sen zamanın dışındasın azizim, onlar zamanın ruhu…

 

Bunlar azizim, her dönemin dansözü her zamanın aynasıdır. Farklı saza aynı notaları okumanın, farklı türkülere aynı halaya kalkmanın ustaları.

 

Bunlar böyledir azizim.  Her mevsimde farklı renge bürünür her yağmurda aynı şemsiyeye sığınırlar. Kaybetmek bulunmaz kitaplarında. Her zaman güçlüye ayarlıdır saatleri.

 

Bak azizim, biz her dönem aynı nakaratı farklı iktidarlara okuyan bir coğrafyanın insanlarıyla yaşıyoruz. Bunlar azizim, kralların soytarıları bile değiller. Ki kral gittiğinde veya öldürüldüğünde soytarıları da giderdi eskiden.

 

Unutma azizim, Shakespeare’ın oyunlarında bile soytarılar “saatten saate olgunlaşıp, saatten saate” çürürdü ama bunlar ne olgunlaşıyor ne de çürüyor. Bunlar her dönemde yeniden var oluyor yeniden kimlik kazanıyor her dönemde yeniden değerleniyorlar.

 

Bak ve gör azizim. Bunlar cumhuriyet elitlerinin iktidarında sıkı Atatürkçüdür. Ellerinde bayraklarla cumhuriyet balolarının vazgeçilmezini oynarlar.

 

Dillerinde 10.Yıl Marşı yüreklerinde Atatürk sevgisi yatar. Arabalarında “İzindeyiz” arması, masalarında Atatürk takvimi, başuçlarında Nutuk vardır her daim.

 

Bak azizim, topluca ziyaretlerin Anıtkabir’e olduğu zamanlardır bu dönemler. Her sohbetin ezberlenmiş bir Atatürk vecizi, her konunun Atatürk yaşasaydı diye hayıflanarak bitirildiği günlerdir.

 

Bunlar azizim, çağdaş yaşamdan yanadır o günlerde. Etek boyları dizden yukarı, bıyıklar tertemizdir.

 

Şaraplarda tercih beyaz, tenler solaryumla bronzdur.  İrtica baş düşman, Kürtler dağlı, başörtülü sadece temizlikçidir. Karbeyaz Türk masalının en güzel oynandığı günlerdir bu günler azizim.

 

Gün gelir solaryumda değişen ten iktidarın değişmesiyle de değişir azizim. Özal’ın papatyaları,  Demireli’in rotaryeni, Erbakan’ın milli görüşçüsü, cemaatin müridi ve “Usta”nın çırağına dönüşürler ansızın.

 

Şaşarsın… Hayretle bakarsın sadece.

 

Senin şaştığına onlar çoktan hazırlık yapmıştır azizim. Zaman artık muhafazakâr iktidarın sadık dindarlarının günüdür.

 

Etek boyları çoktan kısalmıştır azizim, bıyıklar çembere, 10.Yıl Marşı “beraber ıslandık biz bu yağmurda”ya dönüşmüştür.

 

Balolar sohbetlere, anıtkabir ziyaretleri Cuma namazına, Roma tatilleri umreye evrilir.

 

“Bir Liderin Doğuşu: Recep Tayyip Erdoğan” başucu kitabıdır artık. 28 Şubat’ta “Türkiye laiktir laik kalacak” diye alkış koparan eller bu sefer “darbeye hayır” diye birleşir.

 

Anlamazsın sen azizim, anlamazsın.

 

Bunlar her iktidarın borazanı, her dönemin ihalecisi, müteahhidi, danışmanı, sanayicisi, il başkanı, milletvekillisidir.

 

Bilir ve anlarsın azizim artık, bunlar Ahmed Arif’in anlattığıdır. Bunlar engerekler, çıyanlar, bunlar aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır.

 

Umudun düşmanı, sevincin katilidir bunlar. Her devrin dört döneni, her arabanın tekerleği, her gazinonun dansözüdür bunlar.

 

Bilir ve anlarsın azizim, bunlar Aziz Nesin’in mantar gibi türeyen Zübükleridir.

 

Bilir ve anlarsın azizim, bunlar her nabzın şerbeti her yağmurun tarlasıdır. Her iktidara meddah her filme oyuncudur.

 

Bilir ve anlarsın azizim, bunlar ”köşe başında deli, aba giyer olur velidir.”

 

Bilir ve anlarsın azizim, bunlar George Orwel’in domuzları, Sezar’ın Brütüsleri, günümüzün modern Heralarıdır.

 

Bunlar azizim…

 

Kuran’ın münafıkları…

 

İncil’in Yehudaları…

 

Tevrat’tın aşağılık maymunları…

 

Tanı bunları, tanı da gör azizim…