Adam sallamayı salladı soluğu Fas’ta aldı. Hukuk mu? Şimdilik “bu işler faso fiso” diyenler haklı durumda. Zira bırakın sabit olmasını suçu bile belli olmayanlar var bu ülkede, hakkında yurt dışına çıkma yasağı konulan. Oysa az kaldı. Birkaç yüzyıla kalmaz buna benzer hukuksuzluklar bir daha yaşanmaz memlekette. Zira eski hükümet yeni anayasa çalışmalarına hız verdi.

Şu günlerde uzlaşma komisyonu 8558’nci görüşmesini yapmak üzere. Allahtan bir keder olmazsa eğer ramazan sonuna kadar 2353 görüşme daha yapılacağı bildiriliyor. Henüz bir uzlaşma yok ama önemli de değil zaten. Önemli olan uzlaşma komisyonunun varlığı. Demokrasimiz için ne büyük kazanç.

Düşünebiliyor musunuz? Ya uzlaşma komisyonumuz da olmasaydı. Ya her kafadan bir ses çıksaydı. Ya gizli saklı pazarlıklar yapılıp da demokrasimiz kim vurduya gitseydi. Ya uzlaşma komisyonundaki vekiller birbirlerine ağır küfürler edipte yeni anayasa çalışmalarını eskitselerdi.

Siz bakmayın yenisinin bir türlü yapılamamasına. Türkiye’nin en çok konuştuğu konulardan birisidir şu yeni anayasa çalışmaları. Her kim ki iktidara gelir hemen yeni anayasa çalışmalarına hız verir. Komisyonlar kurulur, bilirkişiler atanır, siyasi parti temsilcileri birbirlerine gidip gelir lakin yenisi bir türlü yapılamaz. Hal böyle olunca da toplumda “ah şu yeni anayasa bir yapılsa” beklentisi refleks haline gelir.

Oysa vatandaş olarak bizlerde siyasi partilere yardımcı olmalıyız. Bu konudaki görüş ve düşüncelerimizi kendilerine belirtmeliyiz. Her ne kadar sonunda Burhan Kuzu gibi doğuştan Anayasa Profesörü olanlar dinlenecekse de biz yine de yerimizde kuzu kuzu oturup durmamalıyız.

İşte bir ilki gerçekleştirip kendi önerilerimi sunuyorum. Değil ilk dört maddesi, tamamı vatana millete hayırlı olsun:

MADDE 1.- Türkiye Cumhuriyeti bir gaz cumhuriyetidir. Yazları biber gazlı kışları doğal gazlı geçer. Dört mevsim vardır lakin “mevsimsiz kar” yağabilir. Kimse kimseye karışamaz edemez.

MADDE 2.- Türkiye Cumhuriyeti aynı zamanda laik’tir de ve kalabildiği kadar da laik kalacaktır. Sonra vay ben duymadım, vay ben görmedim, özürden sayılmaz.

MADDE 3.- Türkiye Devleti çakalı çukalı, hırlısı hırsız, arlısı arsızı, boku püsürü ile bölünmez bir bütündür. Dili uzundur. Milli Marşı vardır. Okuması zordur.

MADDE 4.- Anayasanın 1,2 ve 3. üncü maddesinde ki Devletin şekli şimali, Cumhuriyetin nitelikleri değiştirilmez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Edin de görün.

MADDE 5.- Egemenlik kayıtsız şartsız rızaya bağlıdır. Rızası olmadan kimsenin hakkı yenemez. Yiyenin vay haline.

MADDE 6.- Yazılı ve görsel basın bağımsızdır. İsteyen istediği kanalı zaplaya bilir. Her televizyonun fişi ayrıdır sonuçta. Her köşe yazarı kendi köşesinden sorumludur. Başkasının köşesine karışamaz edemez.

MADDE 7.- Suça bulaştığı iddia edilenler önce idam edilir sonra yargılanır. İdam izne bağlıdır. Kişi “beni idam edin” derse gözünün yaşına bakılmaz idam edilir. İzin ise bağımsızdır. Hadi bakalım çıkın işin içinden.

MADDE 8.- Faili meçhul cinayet yasaktır. Her fail kendi cinayetinden meçhuldür.

MADDE 9.- Cenaze namazı cenazenin isteğine bağlıdır. Cenaze istemezse eğer cenaze namazı kılınamaz. Önemli cenazelerde yas 3 gündür. Zira dünya 3 günlüktür.

MADDE 10.- Boynuz kulağı geçemez. Geçerse de geçtim diyemez. Demesi bakanlar kurulu kararına bağlıdır. Bakanlar Kurulu marifete, marifet iltifata, iltifat söze bağlıdır. Söz ise ağızdan çıkar.

MADDE 11.- Böyle gelmiş böyle gitmez. Şöyle gider, öyle gider ama böyle gitmez. Gitmesi de düşünülemez.

MADDE 12.- Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türküyle, Kürtüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, leblebisiyle, çekirdeğiyle………... İş bu madde 2. maddenin devamıdır. Yok sayılamaz.

MADDE 13.- Anayasanın kimi maddeleri, ilgili hükümetler tarafından bir kez olmak üzere delinebilir. Lakin Anayasanın hükümeti delmesi esasen suçtur. Sıkan delsin.

MADDE 14.- Sessiz olmak kaydıyla her kafadan ses çıkabilir. Her horoz kendi çöplüğünde ötebilir. Horozlanmak mülke bağlıdır. Mülk adaletin koruması altındadır. Besle kargayı oysun gözünü.

MADDE 15.- Atı alan Üsküdar’ı geçebilir. Zorluk çıkartılmaz. Çıkartanlar hakkında kamu malına zarar vermekten faili meçhul her türlü baskı ve şiddet uygulana bilir.

MADDE 16.- Benden bu kadar.