Baskılara dayanamayıp isyan edenler sadece insanlar mı olur? İnekler de isyan eder. Tıpkı Gülsüm inek gibi. Gelin, gündemden biraz uzaklaşalım ve sürgün edilişinin 4. yılında Gülsüm ineğin neden sürgün edildiğini bir hatırlayalım.

Öğle sıcağında üzerindeki baskılara daha fazla dayanamayan Gülsüm inek çareyi sahibinin elinden kaçmakta bulmuştu.

Kaçmıştı ama bugün Hasan Celal Güzel’in söylediği gibi “Yeni anayasadan Türk ve Türk Milleti ifadeleri çıkartılırsa silahımı alıp dağa çıkarım” türünden kaçmamıştı. Her türlü sorunların eğitim ve öğretimle çözüleceğine inandığından olmalı köyün ilkokulunun bahçesine kaçmıştı. Yalnız Gülsüm inek hayatının en büyük inekliğini burada yapmış, okulun bahçesinde bulunan büstü yerle bir etmişti. Zaten sürgün hikâyesi de bundan sonra başlamıştı.

Kimse dillendirmiyordu ama bu olaydan sonra köyde büstü kimin kırdığı konusunda farklı dedikodular yayılmaya başlamıştı. Köylerin boşaltıldığı, evlerin yakıldığı, büyük ve küçükbaş hayvanların telef edildiği, köylülerin göçe zorlandığı günlerde kulakları sağır olan yetkililer ne hikmetse büstün kırıldığını duyunca olayın aydınlığa kavuşması için köye bir Müfettiş göndermişti.

İyi de böylesi bir durumda Müfettiş köylülere ne sorabilirdi ki? Diyelim ki köylüye “Gülsüm inek nasıl biridir? Sosyal biri midir” diye sordu. Ne diyecekti köylü “Vallaha ne diyelim beyim, malın biridir işte. Daha düne kadar hiç sosyal bir yönünü görmedik. Yer içer gezerdi hayvan. İlk kez sosyalleşti o da gitti büstü kırdı” mı diyecek.

Müfettiş sorularına devam ederdi kuşkusuz. Mesela Gülsüm ineğin sağa sola bulaşıp bulaşmadığını sorardı. Bilinçli bir hayvan olup olmadığını sorardı. Ne diyecekti köylü, birazda öfkelenirdi:

—Çok bilinçlidir Gülsüm inek. Her gün 5 gazete okur kendisi. Ne diyorsunuz memur bey, mal işte. Ot’u nerede görürse oraya yönelip durur hayvan.”…

Ama Müfettiş orada devleti temsil ediliyordu. Örneğin Alevilerin evlerinin işaretlenerek tehdit edildiği söylentilerine “Birkaç çocuğun yaptığı iş” deyip geçiştiren koskoca devlet belli ki okulun bahçesinde parçalanan büstü hangi ineğin parçaladığını öğrenmekte kararlıydı. Zira son on yılda büst, heykel ve sanat özürlü bir devlet vardı ortalıkta ve belki de ilk defa büstü hangi ineğin kırdığı biliniyordu:

—Peki birlikte gezdiği, birlikte hareket ettiği başka hayvanlar var mıdır? Kolektif midir Gülsüm inek?

—Vallaha beyim köyde başka inek kalmadığı için genelde tek başına takılır. Sağ olsun devlet hayvancılığı kökünden kuruttu bizde. Tavuk gribi dediler tavukları kestirdiler, kuş gribi dediler güvercinlere varana deyin bütün kuş türünü yok ettirdiler, kene dediler ahır neyin temiz olsun diye koyunu, keçiyi sattırdılar, şimdi de domuz gribi çıkardılar. Bakalım bu sefer hangi hayvandan vaz geçeceğiz. Dolayısıylan Gülsüm inek köyümüzün tek ineğidir. Sütüne kolektiftir ama başına buyruktur kendisi.

—Ama şu son söylediklerinizi tek tek rapor edeceğim haberiniz olsun. Devlet bizi olayı aydınlatsın diye ta buralara kadar gönderiyor sizse kalkmış devleti karalıyorsunuz.

—Aman beyim ne haddimize. Allah devlete millete zeval vermesin.

—E vermiş işte. Allah devlete millete zeval vermesin diyorsun ama senin ineğin kalkıyor devletin büstüne zeval veriyor. Buna ne diyeceksin?

—Şimdi efendim bu inek adından da anlaşıldığı gibi inek işte. İnek olmasa büstü kırar mı? Yapmış bir hayvanlık. Neyse bunun masrafı, köylü olarak karşılarız elbet.

—Olmaz kardeşim. Biz kimseye “Koskoca devlet bir büstüne sahip çıkamadı” dedirtmeyiz. Hele de bu büstü bir inek kırmışsa. Yarın Avrupa Birliği’ne hangi yüzle gireceğiz. Adamlar “Biz sizi almıyoruz arkadaş, biz sizlerle baş edemeyeceğimizi düşünürken bir de ineğiniz çıktı başımıza. Bu gün büstü kıran inekleriniz yarın Avrupa Birliğine girerse neleri kırmaz ki” demez mi?

—Vallaha memur bey haklısınız, ne diyelim. Buyurun ne isterseniz yapın ineği.

—Biz şimdi Gülsüm inek hakkında zabıt tutacağız kardeşim. Gülsüm inek bundan böyle Yeşilyurt ilçesinde değil Hekimhan ilçesinde yaşayacak. Yani ineğiniz sürgün edildi. Haftada bir kez görüşüne gidebilirsiniz. Eğer sütünden de yararlanmak istiyorsanız her gittiğinizde 1 litrede süt alabilirsiniz.

—Peki inek dursa da biz gitsek memur bey? Bizim köyün bir de eşeği var. Şimdi büstü yaparsınız bu kez de eşek kırar iyicene rezil oluruz.