Asıl adı, Cassius Marcellus Clay Jr.

1942 doğumlu. 18 yaşında Roma Olimpiyatlarında altın madalya alır. Roma olimpiyatlarından dönüşünde girdiği lokantaya sadece “beyazlara” servis yapıldığı için alınmayınca olimpiyatlarda aldığı altın madalyasını nehre atar.

1964 tarihinde 22 yaşındayken Dünya ağır sıklet boks şampiyonu unvanını kazanır. Ertesi gün Müslümanlığı seçer ve adını “Muhammet Ali” olarak değiştirir.
Müslümanlığı seçmesinde Malkom X olarak tanınan insan hakları savunucusunun ve Elijah Muhammet olarak bilinen “İslam Milleti” hareketi liderinin etkileri çoktur. Elijah Muhammet’in Vietnam savaşı sırasında siyahilerin askere yazılmamaları konusunda yaptığı çalışmadan etkilenerek Vietnam savaşına katılmama kararı alır ve askere gitmez.

“Vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım” diyerek savaşmayı reddeder.

1967 Tarihinde 5 yıl hapis, 10 bin dolar para cezası alır, pasaportuna, lisansına el konur ve boks yaşamı biter.

1970’de yargılanarak aklanır. Pasaportuna ve lisansına kavuşur.

3 kez dünya şampiyonu oldu. Boksu bıraktığı 1978 tarihine kadar yapmış olduğu 61 karşılaşmanın 37’si nakavt olmak üzere 56’sını kazanarak unutulmazlar arasına girdi. Zamanının “en iyisi” olarak anıldı.

Olimpiyat madalyasını nehre atması, Dünya şampiyonu olduğu günün ertesinde Müslüman olduğunu açıklaması, Vietnam savaşına gitmeyi alacağı cezaya rağmen reddetmesi, üç kez dünya şampiyonu olması ve 5’i hariç tüm maçlarını kazanması onu dünyaca tanınmış birisi yaptı.

3 Haziran 2016 tarihinde solunum yetmezliği sonucu hayatını kaybetmesi sevenlerini üzdü.

Dünyaca tanınmış birisi olması nedeniyle cenaze töreni de buna göre olacaktı. Pek çok tanınmış sima ve politikacı cenazeye katılacağını açıkladı.

Cumhurbaşkanımız da bunlardan birisiydi.

Cumhurbaşkanı ABD’ye cenaze törenine katılmak üzere gitti.

Yanında eşi, Diyanet işleri başkanı, damadı, sözcüsü ve 2014 tarihinde 1 milyar 370 milyona alınıp 410 milyona döşenen dünyanın en pahallı uçaklardan birisi olan Cumhurbaşkanlığı uçağına sığabilenler de vardı.

3 kez Dünya şampiyonu olmuş tek boksörün cenaze töreninde görünmek, törende konuşma yapmak, törene damgasını vurmak istiyordu.

Törende konuşma yapmak istediği bildirildi, aile kabul etmedi.

Tabutunun üzerine “Kabe örtüsünden bir parça koymak” istediği bildirildi, kabul edilmedi, “biz koyarız” dendi.

“Bari Diyanet işleri başkanımız Kuran okusun” dendi, yine kabul görmedi.

Ne dediyse, ne istediyse olmadı, kabul edilmedi.

Cumhurbaşkanımız da “buraya kadar gelmişiz, Ahıska Türklerini ziyaret edelim bari” dedi, iftarını birlikte açtılar.

Başkaca ziyaretleri ya da programı var mıydı? Bilemiyoruz ama “programını yarıda keserek dönme kararı aldı” denildiğine göre “program vardı, kızdı, geri döndü” olarak biliyoruz.

Cenaze töreni için gitmişken ABD Başkanı Obama ile de görüşmek için randevu talebinde bulunduğu ancak randevu verilmediği de söylentiler arasında dolaşıyor. Her zaman olduğu gibi korumaları orada da sorun yaratmış! Aksini beklemek mümkün değildi.

Muhammet Ali’nin sol yumruğu ünlüydü. Rakibine sürekli sağ yumruğu ile vurur, anını kollar ve son darbesini sol yumruğu ile yapar, genelde de nakavt ederdi.
Öldü ama sol yumruğunu yine kullandı.

Cenaze törenine katılan ABD’nin tanınmış Hahamlarından siyasi aktivist olan Michael Lerner, her zamanki gibi ateşli bir konuşma yaptı.

Muhammet Ali’yi Vietnam savaşı protestoları döneminden tanıyordu. Siyahlara uygulanan ırkçı davranışlara ve ABD’nin emperyalist politikalarına karşı mücadelesiyle tanınmıştı.

Uzun ve ağır konuştu.

ABD’ye, Emperyalist uygulamalarına çattı. Müslümanların “teröristler” yüzünden kötü tanıtılmasına çattı. İsrail ve başbakanı Netenyahu’ya çattı. Konuşmasında çatmadığı dünya lideri kalmadı. Cumhurbaşkanımız da dünya lideriydi. Ona da çattı!

"Seçimle işbaşına gelen yetkililere işkenceye son vermelerini söyleyin. Bu ülkede 2008'de ekonomik kriz yaratan bankalara ve büyük şirketlere, gelir dağıtımı adaleti istediğinizi söyleyin. Şiddet kullanan politikacılara dur deyin, savaşlara dur deyin. Türkiye'nin liderlerine Kürtleri öldürmeyi durdurmayı söyleyin. İsrail Başbakanı Netanyahu'ya, iç güvenliği sağlamanın yolunun Batı Şeria'yı işgal etmeyi durdurmak, Filistin devletinin kurulmasına yardımcı olmaktan geçtiğini söyleyin" dedi…

“Türkiye’nin liderine söyleyin, Kürtleri öldürmeyi bıraksın” dedi!

15 bin km ötedeki Yahudi cemaati Hahamı, “Türkiye’de Kürtler öldürülüyor” diye konuşuyor, Kürtlerin öldürüldüğünü biliyor da biz, aynı topraklarda, aynı sınırlar içerisinde yaşayanlar olarak, bu konudan habersiziz!

Amerika, Rusya, Birleşmiş Milletler, Haham biliyor, biz bilmiyoruz.

Bir de söylenti çıkarmışlar. Cumhurbaşkanı, törende böyle bir konuşma yapılacağını öğrenmiş de o nedenle programını yarıda keserek geri dönmüş!

“Torba değil ki büzesin.” Ağzı olan konuşuyor.

Tüm istekleri geri çevrilince ne yapacaktı. Doğrusunu yapıp geri döndü. Obama’nın randevu vermediği de dedikodudur!

“Türkiye’nin liderine söyleyin, Kürtleri öldürmeyi bıraksın!”