HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde başlatılan ‘Adalet Yürüyüşü’ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın yürüyüş hakkındaki açıklamalarını eleştiren Kürkçü, Erdoğan’ın Süleyman Demirel’in sözlerini yanlış anladığını söyledi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Süleyman Demirel'i hatırlatıyor bunlar bana. O da demişti ki: 'Yollar yürümekle aşınmaz, yürüyerek yolları aşındıramazsınız' açıklamasına yanıt veren Kürkçü, “Demirel ile Recep Tayyip Erdoğan arasında sokaklar ve yürüyüş bakımından her iki konuşmada da "sokak" ve "yürümek" geçmesi dışında başka hiçbir benzerlik yoktur” dedi.

Kürkçü şöyle devam etti: “Aslında, Süleyman Demirel muarızları tarafından çarpıtılan bu sözünde şunu söylemişti: "Kudretli iktidar, eline sopa alan ve her önüne gelenin başına vuran iktidar değil, vatandaşın hak ve hukukunu gözeten iktidardır. Memleketin huzura, sükûna ihtiyacı vardır, memleketimiz hareketlenmiştir. Bu sebepten bazı rahatsızlıklar olacaktır. Gösteriler yapılıyor diye asabımız hiçbir zaman bozulmamalıdır. Sokaklar eskimez, takati olan yürür."

Kürkçü’nün açıklamaları şöyle:

Bir milletvekilimizin Enis Berberoğlu'nun hapsedilmesinin ardından başlayan bir protesto ve bundan doğan bir dizi tartışma Türkiye'nin gündemini örtüyor. Türkiye bütün dünyada bu gündem dolayısıyla tartışılıyor, Türkiye hakkındaki fikir burada oluşuyor. Ancak Meclis’in buna yeterli ilgiyi gösterdiği kanısında değilim. Buna ilgi göstermemiz ve çare bulmamız gerekir.

‘BERBEROĞLU’NUN TUTUKLANMASI ‘YERİNDEDİR’ DİYENİ GÖRMEDİM’

Enis Berberoğlu'nun hapse atılması sürecinin herhangi bir biçimde adaletle açıklanamayacak bir sonuç olduğu konusunda yaygın bir kanaat var. Bu karar Yargıtay’dan geçmediği için kimse, "Kesinleşmiştir, nihaidir. Kurum bu konuda bütün karinelere ve bütün içtihatlara bakarak bir sonuç vermiştir" diyemiyor. Olan şey, gerekmediği hâlde alınabilecek en ağır tedbirin alınarak bir milletvekilinin hapse konulmasıdır. Burada genel olarak bir yanlışlık olduğu düşüncesi var. "Doğru oldu, haklıdır, yerindedir. Daha da beteri olsun" diyeni görmedim.

‘HÜKÜMETTEN BEKLENEN YÜRÜYÜŞÜ GÜVENCE ALTINA ALMASIDIR’

Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy vermiş olan milyonların yani bugün Türkiye'de oy kullanma hakkına sahip olanların yüzde 30'una yakınının gösterdiği bir tepki var. İnsanlar burada bir adaletsizlik, bir haksızlık, bir kabul edilemezlik olduğu görüşüyle yola çıktılar ve yürüyorlar. Demokratik bir Hükümet'te beklenecek olan şey şundan ibarettir: "Yürümek her yurttaşın hakkıdır. Buyurun yürüyün, biz sizin yürüyüşünüzü güvence altına alırız".

Demokratik bir hükümetin diyebileceği başka hiçbir şey yoktur. Ancak biz ne işitiyoruz hem Başbakan Binali Yıldırım'dan hem Cumhurbaşkanı’ndan? Bu yürüyüşün son derece tehlikeli olduğunu, kamu düzeninin altüst olduğunu, bir an önce buna son verilmesi gerektiğini, adaletin sokakta aranamayacağını.

AKPM: GÖSTERİ ÖZGÜRLÜĞÜ TEMEL HAKTIR

Gezi olayları sonrasında Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi bu konuda bir tartışma yaptı. Dedi ki: "Toplantı ve gösteri özgürlüğünün düzensiz ve izinsiz protestolar da içinde olmak üzere bir demokraside temel hak olduğunu kayıt altına alırız. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11'inci maddesi güvencesindedir ve AİHM içtihatlarının daimî bir ögesidir."

‘DEMİREL VE ERDOĞAN’IN SÖZLERİ ARASINDA BENZERLİK YOK’

Cumhurbaşkanı dedi ki: "Süleyman Demirel'i hatırlatıyor bunlar bana. O da demişti ki: 'Yollar yürümekle aşınmaz, yürüyerek yolları aşındıramazsınız.' Tarih hakkında ve dil hakkında eksik bilgiyle konuşulunca tabii ki böyle denir. Aslında, Süleyman Demirel muarızları tarafından çarpıtılan bu sözünde şunu söylemişti: "Kudretli iktidar, eline sopa alan ve her önüne gelenin başına vuran iktidar değil, vatandaşın hak ve hukukunu gözeten iktidardır. Memleketin huzura, sükûna ihtiyacı vardır, memleketimiz hareketlenmiştir. Bu sebepten bazı rahatsızlıklar olacaktır. Gösteriler yapılıyor diye asabımız hiçbir zaman bozulmamalıdır. Sokaklar eskimez, takati olan yürür."

Süleyman Demirel ile Recep Tayyip Erdoğan arasında sokaklar ve yürüyüş bakımından her iki konuşmada da "sokak" ve "yürümek" geçmesi dışında başka hiçbir benzerlik yoktur. Meclis eğer bir sonuç çıkaracaksa Süleyman Demirel'in sözleri üzerinde daha dikkatle düşünse iyi olur.

(HABER MERKEZİ)