CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da katıldığı "Yerel Yönetimler ve Adalet" konulu toplantıda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump’ın geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği telefon görüşmesinin yayınlanmasını talep eden Kılıçdaroğlu, "Efendim neymiş 'Trumpla konuştuk'. Güzel, konuş. İtiraz var mı? Yok, hayır. Anlatacaksınız gerçekleri. Teröre karşı mücadele zorunludur, evet. Orası farklı açıklama yapıyor, burası farklı açıklama yapıyor. Ben de diyorum ki; eğer açıklamada farklılık varsa bantları yayınlayın kardeşim. Bantları yayınlayın Amerikalıları mahcup edin" diye konuştu.

‘SUÇLUYU BELİRLEYEN SİYASİ OTORİTE’

Konuşmasına adaletin önemine vurgu yaparak başlayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Eğer yöneten adaleti hakime değil de kendisine bırakmışsa, adaleti ben dağıtırım noktasına gelmişse adalet iflas etmiştir. Az önce söyledim adaleti dağıtan yargıçtır, onun eğitimini görmüştür. Suçluyu belirleyecek olan hakimdir; savcı değildir, avukat değildir. Ama günümüzün Türkiyesi'nde suçluyu belirleyen siyasi otorite. Bir kişi kalkıp diyor ki 'falan kişi suçludur, haindir'. Savcılar harekete geçiyor, yargıç onun söylemlerini kararına geçiriyor ve karar çıkıyor. Ve biz diyoruz ki bu adalet var; bu ülkede adalet yok.

‘BU ÜLKEDE ADALET YOK’

Türkiye'nin en büyük ve en temel sorunu; bu ülkede adalet yok. Hangi partiden, görüşten, inançtan, kimlikten olursa olsun bütün vatandaşlarımızın üzerinde mutabık kaldığı konu; bu ülkede adalet yok. Biz bunun mücadelesini veriyoruz, adaletin mücadelesini veriyoruz. Adaleti kendim için ve sizler için istemiyorum; 80 milyon için adalet istiyorum. Doğmamış çocuk için de adalet istiyoruz. Ana rahmindeki çocuk için de adalet istiyoruz. Bizim gibi düşünmeyenler için de adalet istiyoruz. Adaletin iflas ettiği bir ülkede bırakın demokrasiyi devlet yoktur. Devleti var eden adalettir ve liyakattir. Bunlar ayrı sözcükler olsalar dahi biri birini tamamlayan kavramlardır"

‘BİR AİLE DEVLETİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR’

"Her yerde söyledim bir daha söylüyorum; devlet adaletle, bilgiyle, birikimle, liyakatle, danışmayla yönetilir. Devlet kinle, öfkeyle, bilgisizlikle, ön yargıyla yönetilmez. Eğer devletin bütün kurumlarını bir kişinin iki dudağından çıkacak söze teslim ediyorsanız, orada parti devleti de yoktur; şahıs devleti vardır. Bugün Türkiye'nin geldiği nokta parti devletini aşmış bir aile devletine, bir şahsi devlete dönüşmüştür."

‘BANTLARI YAYINLAYIN AMERİKALILARI MAHÇUP EDİN’

"Afrin'de operasyonlar yapılıyor. Yapılmalı mı? Evet. Hiçbir itirazımız yok. Kahraman ordumuza sonuna kadar güveniyoruz. Karda, kışta mücadele ediyorlar. Kimin için terörü önlemek ve bu ülkede herkesin huzur içinde yaşaması için. Bu mücadelenin yanındayız. Bu mücadelenin yanındayız; ama beyler bundan rahatsızlar. Bunu gayet iyi biliyorum. Biz ülkemizin selameti için ülkemizin güvenliği için biz önce biz demiyoruz. Biz önce Türkiye diyoruz. Bu ülke hepimiz için çok değerli ve önemli.

Türkiye Cumhuriyeti sınırları pergelle, cetvelle çizilen bir ülke değildir. Her karışında bu ülkenin insanlarının kanı, acısı, gözyaşı vardır. Milli Kurtuluş Savaşı boşuna verilmemiştir. Demokrasiyi yüceltmek için verilmiştir. Bu ülkede eşit yurttaşlığı getirmek için verilmiştir. Bu ülkede birlikte kardeşçe yaşayalım diye verilmiştir. Bakıyorsunuz açıklamalar yapılıyor. Aralarında büyük farklılıklar var. Efendim neymiş 'Trump’la konuştuk'. Güzel, konuş. İtiraz var mı? Yok, hayır. Anlatacaksınız gerçekleri. Teröre karşı mücadele zorunludur, evet. Orası farklı açıklama yapıyor, burası farklı açıklama yapıyor. Ben de diyorum ki; eğer açıklamada farklılık varsa bantları yayınlayın kardeşim. Bantları yayınlayın Amerikalıları mahcup edin. 'Ey Trump sen yanlış söylüyorsun bak bantlar burada' deyin. Niye gizliyorsunuz bunu?"

Kaynak: CNN Türk