CHP'nin "Demokrasi ve Değişim" adını verdiği 34. Kurultay'ı Ankara Arena Spor Salonu’nda yapılıyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kurultayda bir konuşma yaptı.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi: "Her dört gencimizden birisi işsiz. Kadınlar büyük ölçüde çalışma yaşamının dışına itildi. Genç boşanmalar çığ gibi artıyor. İş kazalarında Avrupa birincisi, dünya üçüncüsüyüz. Kadına şiddet yüzde 1400 arttı. Hapishaneler tıka basa doldu. Bu tabloyu şu cümleyle bitirebiliriz işsizlik bütün kötülüklerin anasıdır.

Finansal yatırım sanayi yatırımlarının önüne geçti. Son 10 yılda 328 milyar dolar faiz ödendi. 10 tane GAP yapıyor. Tüketime endeksli ekonomi politikası tarımı da çökertti. Çiftçilere mazot desteği 550 milyon lira. Sizin mazotunuzdan 8 milyar lira vergi kesiliyor. Bunun adı çiftçiye destek oluyor. Neden üreten Türkiye diyoruz? Bunun ilk hedefini koyan Mustafa Kemal Atatürk'tür.

Batı'nın egemen güçlerinin Ortadoğu'daki taşeronluğuna soyunursanız burnunuzu böyle sürterler. 25 gündür uçağımızın nasıl düştüğünü bilmiyoruz. Türkiye bir aşiret devleti mi oldu? Kendi uçağının nasıl düştüğünü bilmeyen bir yönetim anlayışı olabilir mi? Sıfır sorun diyorlardı. Tam bir sorunlar batağına sürüklenen Türkiye. Suriye'deki olaylar dolayısıyla soruyorlar, niye savaş istemiyorsunuz, Esad'ı mı destekliyorsunuz? Orantısız güce her zaman karşı olduk. Katliamları kınamaya devam edeceğiz. Mısır'daki sağır sultan duydu ama bazıları duymamış. Bütün dünyada kimsenin burrunun kanamasını istemeyiz. Biz savaş istemiyoruz. Biz bir yıl öne hükümete çağrıda bulunduk. Türkiye 'de uluslararası Suriye konferansı düzenleyin. Ellerinin tersiye ittiler. Bir yıl sonra Rusya bizim önerimizi sahiplendi.

Dış politikada çifte standart olmaz. Türkiye Cumhuriyeti'nin katillerle işi yoktur. Surıye'ye karşı çıkıp Ömer El Beşir'in elini sıkmak en büyük yanlıştır. Sen hangi yüzle Türkiye'ye davet ediyorsun. Sormazlar mı adama, Malatya-Kürecik'te İsrail'i korumak için o radar sistemini neden kurdur? Ağrıma giden bir şey var. Doğu Akdeniz'de Rumlara 'Arama yapamazsın' dedik. Piri Reis'i gönderdik, arızalandı geri çektik. Bir Rum bakan çıkıp, 'Bunları boşverin konuşurlar bir şey yapamazlar' dedi. Türkiye bu hale düşmemeliydi. Bu iktidar onurlu Türkiye'ye yakışmıyor.

Türkiye enerji açısından Rusya'ya yüzde 60 bağımlı. Dış politikada da ekonomide de bütün yumurtalar aynı sepete konmaz. Allah'lık bir Dışişleri Bakanımız var. Kaddafi'nin linç edilmesine bizim Başbakanımız neden alkış tutar? Vefa denen bir şey var. AB sürecinde de sıfıra sıfır elde var sıfır.

Demokrasi lütuf değildir. İnsanların ağır bedeller ödeyerek kazandığı haktır. Eğer siz Yargıtay'a militan yargıç seçerseniz bu ülkede tuz kokar. Tuzun kokusu da artık her insanın burnunda. Yargıya duyulan güven sarsıldı. Gazetecileri, yazarları, bilim insanları hapiste olan bir ülkede demokrasi yoktur. Silivri'de dağıtılan adaletsizliktir. Görülen özgürlüğün kan davasıdır. Deniz Feneri davası. Hırsızları soruşturan savcılar hakkında soruşturma açılan bir yargı düzeni hangi çağdaş ülkede var? Yargıtay bilmiyor mu? AKP adaleti budur. Sıkıyönetim mahkemeleri vardı, karşı çıktık. DGM'ler vardı, karşı çıktık. Adamına göre mahkeme olabilir mi?

İster Kürt sorunu değil, ister Güneydoğu Anadolu sorunu deyin. Ortada bir cenaze 35 yıldır duruyor. Kaldırılması gerekiyor, kimse cesaret edemiyor. Biz bu coğrafyaya barışı getirmeye kararlıyız. Tutturmuşuz analar ağlamasın. Lafla peynir gemisi yürümez. Halk sana oy verdi, yolunu yordamını bulacaksın. Sorunun ve çözümün zor olduğunu biliyorum. Bütün şehit annelerine sesleniyorum: Yetki verin, güç verin, halkın iktidarını kuralım. Türkiye'yi barış cenneti yapalım.

Özgür ve çağdaş bir anayasa istiyoruz. Üniversiteleri susturan, laikliğin ve sosyal devletin içini boşaltan anayasaya karşıyız. 2 yılda çok şey yaptık. Her kurultay bizi biraz daha değiştirdi. Değişeceğiz, dönüşeceğiz, yenileneceğiz.

Bu ülkede korkaklardan aydın olmaz. İstediği kadar okusun, yazsın. Göğsünde yürek taşımıyorsa ben ona aydın demem. Hapse girmekten korkacaksan bir köşeye çekileceksin. Türkü söylemekten korkuyorlar. Türkü bizim bağımsızlığımızdır. Gerçek aydınlar tarihin hiçbir döneminde korkmamışlardır.

Sivas'ın ötesine geçemezsin diyorlardı. Çağrımı yineliyorum. Sayın Başbakan gel Uludere'ye gidelim. Gelebilir mi?"

 

KURULTAYDA NELER YAŞANDI?
Kurultay salonuna 10. Yıl Marşı eşliğinde partililerin alkışları arasında giren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, salonu dolaşarak tribünleri selamladı. Salonda bulunanlar ellerindeki Türk bayrakları ve CHP bayraklarını sallayarak marşa eşlik etti.

Kılıçdaroğlu, kalabalık nedeniyle salonda güçlükle ilerledi. Bu sırada foto muhabirleri ve kameramanlar da görüntü almakta zorlandı. Salonu dolaşan Kılıçdaroğlu, tribünlerde kendisi için ayrılan yere oturdu.

Kılıçdaroğlu salona gelmeden önce, iki yıllık görev süresini anlatan bir kısa film gösterimi de yapıldı.

İki gün sürecek kurultayda bugün Genel Başkan seçimi yapılacak. Kılıçdaroğlu'nun tek aday olarak katılması beklenen kurultayın ikinci gününde ise 60 kişilik Parti Meclisi ile 15 kişilik Yüksek Disiplin Kurulu üyelikleri için seçim yapılacak.

34. Olağan Kurultay, 26 Şubat'ta gerçekleştirilen CHP'nin 16. Olağanüstü Kurultayı'nda kabul edilen yeni tüzüğe göre gerçekleşecek.

Partinin yeni tüzüğüne göre, genel başkanlığa aday olabilmek için, üye tam sayısının en az yüzde 10'unun yazılı teklifi gerekecek. Başkanlık divanı önünde imza verme zorunluluğu ise aranmıyor. CHP'nin kayıtlı 1282 delegesi bulunuyor.

Kurultay divan başkanlığını eski genel başkanlardan Altan Öymen yapacak.

Yeni tüzüğe göre parti meclisinde yüzde 33'lük kadın kotası, yüzde 10'luk gençlik kotası uygulanacak.

Kurultaya AK Parti Genel Sekreteri Haluk İpek ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz'un da aralarında bulunduğu siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütü temsilcileri, sanatçılar Gülriz Sururi, Musa Eroğlu, Suavi, Mustafa Özarslan, Onur Akın, Sadık Gürbüz, Melike Demirağ'ın yanı sıra eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal da katılıyor.

 

SALONDAN NOTLAR

  • Kurultay salonunun dışına CHP bayrakları ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun büyük boy posterleri asıldı. Davetliler, basın mensupları ve partililer ayrı ayrı kapılardaki güvenlik noktalarında kontrolden geçirildikten sonra salona alındı.
  • Salonun içi mavi, beyaz ve kırmızı renkte balonlar ile CHP bayrakları ile süslendi. Tribünlerin etrafı çeşitli sloganların dönüşümlü olarak yansıtıldığı ışıklı panolarla çevrildi. Panolarda ''Sevdamız Türkiye'', ''Milli irade hapsedilemez'', ''Baskı ve zulüm düzeni CHP ile bitecek'' gibi sloganlar yansıdı.
  • Divanın yer alacağı platformun ''Demokrasi ve Değişim Kurultayı'' pankartı, Türk bayrağı, Atatürk ve Kemal Kılıçdaroğlu posterleri ile CHP bayrağı asıldı. Sahnenin iki yanına da dev ekranlar yerleştirildi.
  • Salonun saha bölümü basın için ayrılırken, tribünler delegeler, davetliler ve partililer için düzenlendi. Salonda ''Faşizme geçit yok'', ''Demokrasiyi biz getirdik, biz yücelteceğiz'', ''Kindar değil, özgür gençlik'', ''El ele, omuz omuza, CHP iktidara'', ''Liderimiz Kemal, hedefimiz iktidar'', ''Umudun adı Kemal'', ''Sevdamız Türkiye'' pankartları ve Kılıçdaroğlu'nun ''CHP'li olmak bağımsızlık, özgürlük ve halk için yılmadan mücadele etmek demektir. Yolumuz bu onurlu tarihi yazanların yoludur'' ile Atatürk'ün ''Benim iki büyük eserim vardır, biri Türkiye Cumhuriyeti diğeri CHP'dir'' sözlerinin yazılı olduğu pankartlar CHP'nin eski Genel Başkanlarından İsmet İnönü ve Bülent Ecevit'in fotoğrafları dikkati çekti. (NTVMSNBC)