HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Rahip Brunson'un serbest kalmasına değinen Kurtulan, "Erdoğan Brunson’u neredeyse uçan sarayıyla ABD’ye götürecekti" dedi.

Kurtulan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

9 Ekim sabahı 8 ilde, eş zamanlı, partimize yönelik çok yoğun bir gözaltı furyası başladı ve tutuklamalarla sonuçlanan bir operasyon yaşadık. Bu operasyon öncesi AKP Genel Başkanı’nın partimize dönük söylemleri vardı, seçimlerde başarılı olmamız durumunda kayyum atayacaklarını bildirmişti. Bunu AKP’nin seçim startı olarak değerlendirdik. 

AKP uzunca bir süredir gelenek haline getirdiği partimize yönelik baskıyı yoğunlaştırıyor. Sadece tutuklamalar, gözaltılar değil. 7 Haziran’dan itibaren, parti binalarımızın bombalanması, mitinglerimizin bombalanması da bunun bir parçasıdır. AKP, bu dönemde de seçim startını bu şekilde baskılarla verdi. Şu an 25 arkadaşımız tutuklu durumda. Öncesinde de Van’daki 10 Ekim anmasında milletvekillerimizin de aralarında olduğu partililerimize saldırıldı, yaralananlar oldu. Gözaltı operasyonunda da bir arkadaşımız bıçakla yaralandı, çocukların kafasına silah dayandı, bir arkadaşımız kalp krizi geçirdi.

HDP BU SEÇİMDE DE BAŞARIYLA ÇIKACAK

Şunu bilsinler ki korkunun ecele faydası yok, HDP bu seçimden de başarıyla çıkacak. HDP tüm baskılara rağmen, her seçimde gücünü katladı. Bu seçimde de kadınlar binbir emekle elde ettikleri eşbaşkanlık sisteminden tutun, kadın daire başkanlıkları, kadın kurumlarının gasp edilmesini asla kabul etmeyecek. Halkımız bu seçimde kayyumlardan belediyelerimizi alacak. 

Türkiye hiçbir dönem bu kadar Kürt düşmanlığına tanıklık etmedi. Dozajı bu kadar arttıran bir iktidar olmadı. Kürt düşmanlığı Türkiye sınırları içinde kalmıyor. Irak’ta da, Suriye’de de bu düşmanlık süregeliyor. 

Bu politikaların sonucunu çok yakın zamanda yaşadık. Sakaryaspor maçına giden Amedspor, bir linç girişimi ile karşı karşıya kaldı. Sakarya halkına sesleniyoruz: Sizin adınıza bazı faşist güruhlar Kürtlere şiddet uyguluyor. Sakaryalılar buna tepki göstermeli. Amedspor yalnız değildir. 

ERDOĞAN, BRUNSON'U NEREDEYSE UÇAN SARAYIYLA GÖNDERECEKTİ

Yargı sisteminin durumu ortada. Son olarak dünya kamuoyunda ülkemizi mahcup duruma düşüren bir Rahip Brunson olayı var. Daha önce Deniz Yücel olayında da görmüştük. Türkiye’nin rehin tutma durumunu ve bunu uluslararası pazarlık konusu haline getirmesini gördük. Erdoğan “bu fakir yaşadığı sürece kimse alamaz” dediği Brunson’u neredeyse uçan sarayıyla ABD’ye götürecekti. Yargının bağımsızlığı bu ülkenin en temel sorunlarından biri. 

Yakın zamanda OVP açıklandı. Enflasyonun düşürülmesi öngörülüyor. Mega altyapıların uluslararası finansmanla hayata geçirilmesi öngörülüyor. Tasarrufa dair bir taahhüt var. İlaç maliyetlerinin azaltılması konusunda proje uygulanacağı söyleniyor. Hazine taşınmazlarının ekonomiye kazandırılması yönünde de öngörüler var. Gelirlere dair de vergi adaletinin pekiştirilmesi, tabanının genişletilmesi gibi iddialar var. Lüks ürünlere ilişkin vergisel düzenlemeler yapılacağı söyleniyor. Bir de kayıt dışı ekonomiden söz etmiş ki o da çok manidar, kayıt dışı ekonominin azaltılmasına ilişkin vergisel düzenleme yapılacağını iddia ediyorlar. AKP, vatandaşa “bunu hayal edin” demiştir. Yıllardır siyasi söylemini güçlendirme amaçlı kullandığı projelerini durdurmayı öngörüyor. Bu da AKP’nin hizmet retoriğinin büyük bir darbe aldığını gösteriyor. 

AKP YOKSULUN DAHA YOKSUL OLACAĞI MÜJDESİNİ VERİYOR

AKP iktidara geldiğinden beri ülkeyi uluslararası finansman bağımlısı haline getirdi. Sağlık sektöründeki aksamalara dair tartışmalar da var. Burada da görülüyor ki vatandaşlar en çok sağlık konusunda mağdur olacak. AKP yurttaşın ekmeğine göz dikti. Türkiye’nin uluslararası sermayeye peşkeş çekildiğinin, yoksulun daha yoksul olacağının müjdesini veriyor. 

Yarından itibaren Meclis’in gündemine gelecek bir kanun teklifi var. Buna Saray talimatı demek daha doğru. Komisyondan alelacele geçilerek, Genel Kurul’da da dayatmayla, tartışmadan, ilgili kurumların düşüncesini almadan hayata geçiriyorlar. Kanun yapım sürecini her zaman olduğu gibi torba yasa ile yürütüyor. Kamuya “trafik cezalarına ilişkin düzenlemeler” gibi lanse edildi. Elbette trafik cezalarına ilişkin düzenlemelere olumlu bakarız ama bunu daralan bütçeye, ekonomik krize karşı AKP’nin başvurduğu bir yol olarak görüyoruz. Ayrıca trafik cezalarıyla ilgili düzenlemeler olarak lanse edilse de ihbarcılığı yaygınlaştıran, ödüllendiren düzenlemeler de torba yasada yer alıyor. Güvenlik soruşturmalarının kapsamı da genişliyor. Mera alanlarına kolluk gücü girmesi de bu torbada yer alan düzenlemeler arasında yer alıyor.