BDP Parti Meclisi Üyesi Prof. Büşra Ersanlı, Stockholm’de İşçi Eğitim Merkezi’nde Kadın Barış İnsiyatifi’nin düzenlediği bir toplantıda, "Türkiye ve Kürdistan’da değişik amaçlarla bir araya gelen kadınların güçlü örgütlenmeler oluşturduklarını, Türk ve Kürtlerin en fazla bu alanda birlikte hareket ettiklerini" söyledi.

Barış için oluşturulan kadın örgütlenmesinin 2009 yılında Kürt sorununun barışcıl yöntemlerle çözülmesi için sürece katılmak için bir hamle yaptığını ve bir ölçüde başarılı olduğunu söyleyen Ersanlı, kadın hareketinin barış sürecine fazla etkili olmamasının hükümetin soruna yaklaşımından kaynaklandığını söyledi.

Görüşmelerin müzakere zeminine evirilmemesi, barış sürecinin şeffaf olmaması, yasal güvence altına alınmaması, parlamentoda konunun tartışılmamasının sürecin ilerlemesini engellediği gibi kadınların da süreç üzerinde etkili olmalarını güçleştirdiği değerlendirmesini yaptı.

Tüm engellemelere rağmen kadın hareketinin sürece aktif olarak müdahil olma çabalarını sürdürdüğünü, en az 10 ilde toplantılar yaptıklarını, parlamento komisyonları, siyasi partilerin kadın örgütlenmeleri görüşmeler yaptıkları gibi ekoloji, göç, barış sürecini konu alan konferans, panel ve tartışmalar düzenlediklerini ifade etti.

"HÜKÜMET SORUNA GÖKTEN ZEMBİLLE İNMİŞ GİBİ BAKIYOR"

Barış sürecinde kadınların % 50 oranında temsil edilmelerini öngören Birleşmiş Milletler’in 1325 sayılı kararının uygulanması için bir dizi girişim ve etkinlikte bulunan kadınların, aynı zamanda İsrail-Filistin sorunu başta olmak üzere Orta-Doğu halklarının yaşadıkları deney ve tecrübeleri  gözden geçirdiklerini ifade etti.

Kadınların bunlarla kalmayıp sürece daha etkin katılabilmek için Kandil’e giderek görüşmeler yaptıklarını ve etkinliklerini bir rapor haline getirdiklerini söyledi. Kadın hareketinin barış sürecindeki taleplerini ise;  parlamento bünyesinde cinsiyet eşitliği komisyonu, hakikat ve adalet komisyonlarının kurulmasının yanı sıra bunların kadınlardan oluşan versiyonlarının oluşturulması olarak sıraladı.

Kadınların barış sürecinin çok daha görünür bir hale gelmesini ve yasal zemine kavuşmasını istediklerini belirten Ersanlı, “Barış süreci önündeki en büyük engel devlet ve hükümetin soruna terörü bitirme olarak bakmasıdır. Kürt sorunun nedenlerine bakmadan ve o sürecin yarattığı gerilimin doğurduğu mağduriyetler üzerinde çalışmadan soruna gökten zembille inmiş gibi bakmasıdır” şeklinde konuştu.

"KARAMSARLIĞA KAPILMAMAK GEREK"

Kürt tarafının ise soruna insan hakları ve demokrasi sorunu olarak bakması ile devlet ve hükümetin yaklaşımı arasında ciddi tezatlar olmasının sorunun çözümünü güçleştirdiği değerlendirmesini yaptı.

Karamsarlılığa kapılmamak gerektiği söyleyen, tüm dünyada barış süreçlerinde bu tür sorunlar yaşandığını hatırlatan Ersanlı, Filistin, Kıbrıs ve İrlanda’da olanları örnek gösterdi.

2013 yılının Mayıs ayında Ankara’da yapılan BDP’nin de örgütleyicileri arasında olduğu  ‘Barış ve Demokrasi Konferası’nda dünyadan barış süreci deneyimlerinin ele alınmasının yanı sıra kadınların süreç içinde aktif olarak yer alabilmeleri için konuşma grupları ve komisyonların kurulmasının kararlaştırıldığını söyledi.

Oluşturulan grupların 'Akil İnsanlar’ içinde yer alan 12 kadınla görüşmeler yaptıklarını, Akil insanların Kürt Halkının talep ve özlemleriyle örtüştüğünü ifade eden Ersanlı, “Kadınlar sürekli olarak girişimde bulunuyor ve çözüm sürecinin başarıya ulaşması için azami ölçüde gayret sarfediyorlar” dedi. (ANF)