Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, genişletilmiş AKP'li il başkanları toplantısında açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, Kanal İstanbul projesine karşı çıkan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na, "Çıkmış İstanbul'a böyle bir kanal gereksiz diyor. Bunun kararını verme yetkisi sana ait değil. Biz bunun kararını verdik. Senin böyle bir yetkin yok, bu İBB Meclisi'ne aittir" diye tepki gösterdi.

 "Biz bu işi yapacağız" diyerek kararlı olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kurumların görevi, devletin adlığı karara uygun şekilde kendi sorumluluk alanlarında üzerlerine düşeni yapmaktır. Görevini ihmal eden hesabını millete ve hukuka muhakkak verecektir" diyerek manidar bir açıklamada bulundu.

‘İDLİB TARAFINDAKİ DURUM İSE ÇOK DAHA ENDİŞE VERİCİDİR’

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Bize verilmiş sözler vardı. Terör örgütlerinin sınır hattı boyunca 32 km derinliğinin dışına çıkarılması taahhütlerinin yerine getirilmediğini görüyoruz. Türkiye olarak bölgede inşa etmeyi planladığımız yerleşim alanlarına başlayabilmemiz için güvenliği ve huzuru sağlamamız gerekiyor. Buy doğrultuda gereken her adımı atmaya kararlıyız. İdlib tarafındaki durum ise çok daha endişe vericidir. Bölgede kalıcı bir ateşkes mümkün kılınamıyor. Bu saldırılardan kaçan 100 bine yakın kişi sınırımıza doğu harekete geçti."

"CHP'li bir milletvekili Meclis'e bir soru önergesi verip bir kova bile petrol çıkmadı diyerek kin kustu. Halbuki bu çalışmaların sabırla yürütülmesi gerekiyor. Bu tür aramalarda 1, 2, 3, 4, 5 sondajla petrol çıkar mı çıkmaz mı. Bunları bir araştırın. Bunların zaman zaman hiç çıkmadığı da oluyor mu bunları bir soruşturun. Bunlar yeter ki lekeleyelim diyor. "

"Ana muhalefetin bu tavrı Yunan medyasına bolca malzeme verdi. Türkiye'de her şeyin yerli ve millisini yaptık sadece ana muhalefet konusunda bunu başaramadık. İnşallah milletimizle birlikte bunu da başaracağız. Türkiye'nin tabii bir medeniyet ve tarih havzası bulunuyor. Akdeniz ve Kuzey Afrika en önemli parçalarından biridir. Dolayısıyla Libya'daki her gelişme bizi çok yakından ilgilendiriyor."

LİBYA AÇIKLAMASI

"Libya'da da ülkemizle yakın bağları olan milyonlarca kişi bulunuyor. Şu andaki cumhurbaşkanı bile yine akrabalarının burada olduğu bir cumhurbaşkanı. Dün onları anlattı. Tarihçesini anlattı. Şu anda dedemden torunla hâlâ İstanbul'da yaşıyorlar dedi. Aradaki bağların ne denli sıkı olduğu ortada. Yaşadıkları sıkıntıları biz yakından takip ediyoruz. Darbeci general tarafından başlatılan saldırılara en başından beri karşı çıktık. Trablus yönetimine her türlü desteği verdik, veriyoruz ve vereceğiz. Üstelik Libya bizim deniz yetki alanlarımızın çakışması sebebiyle denizden de komşumuzdur. Onlarla çok yönlü ilişkilere sahibiz.

Kaddafi'nin döneminde ede bu adımları atmıştık. Bun işin mazisi oralara kadar dayanıyor. Çok daha kararlı ve içi dolu bir anlaşmayı imzalamak üzereydik. Şimdi ise meydanı boş buldular esip savuruyorlar. Ne yaparsanız yapın ya biz imzaları attık, bu işi bitirdik. İçini daha da dolduruyoruz ama soruyorlar, asker gönderecek misiniz? Bizim siyasi partilerimizin içinde de bunu söyleyenler var. Biz de ne diyoruz, davet edildiğimiz yere gideriz, şuanda da böyle bir davet olduğu üzere icabet ederiz. Çünkü bizim kardeşlik bağlarımız çok farklı.

Türkiye ve Libya tarafında onay süreçleri tamamlanan bu mutabakat resmen yürürlüğe girmiştir. Hazırlanan deniz yetki alanlarıyla ilgili haritamızı BM nezdinde de kayda geçirdik. Amacımız Akdeniz'de kimsenin hakkını gasp etmek değil tam aksine hakkımızın gasp edilmesine engel olmaktır. Çünkü biz bu adımı atmamış olsaydık Akdeniz'de Türkiye'yi kendi kara sahillerine hapsedilecek bir oyun planlanıyordu. Biz bu oyunlara seyirci kalamazdık. İnşallah Meclis açılır açılmaz asker gönderme tezkeresini Meclis'e sunacağız. Meclis'imizin de onaylamasıyla Libya'daki meşru yönetime çok daha etkin bir şekilde destek verme imkanına kavuşacağız. Darbeci generale, paralı askere kadar her türlü desteği sağlayanlar ülkemizin bu adımına karşı çıkıyor. Rusya. Neymiş güvenlik güçleriymiş. Sudan. 5 bin. Bütün bunlar oluyor. Resmi yönetim mi bunlara davetiye çıkarıyor? Hayır. Yaptık oldu diyor. Türkiye ise mutabakat metni imzalamış, ve askeri anlaşmayı yapıyoruz. Bu görüşmeler bunun için yapılıyor. Bütün bunlar bir savaş baronuna yardım ediyor biz ülkenin meşru hükûmetinin davetine icabet ediyoruz. Gerçi bunlar Mısır'da da darbeciyi desteklemişlerdi. İnşallah Libya'da aynı ilkesizliği, aynı demokrasi ve hukuk düşmanlığını tekrarlanmalarına izin vermeyeceğiz."

‘TUNUS'UN BERLİN SÜRECİNE KATILMASI KONUSUNA ISRAR EDİYORUZ’

"Türkiye olarak Tunus'un Cezayir ve Katar ile birlikte Berlin sürecine katılması konusuna ısrar ediyoruz, Bunu Putin, Johnson ve Merkel ile paylaştım. Bu ülkelerin katılması Libya'nın sosyo-politik açısından çok önemli. Merkel 'Bir değerlendireyim' dedi, Johnson ve Putin'in aynen bizim gibi düşündüğünü gördük."

"Bölge liderlerini  bir araya getirerek siyasi çözümü destekleme gayretini de olumlu buluyoruz. Bu konuda da her türlü desteği vereceğimizi Sayın Said'e ifade ettik."

İSTANBUL HAVALİMANI

"Büyük devletlerin alameti farikalarından biri de binlerce yıl ayakta kalacağı şekilde inşa edip insanlığa kazandırdığı büyük eserlerdir. Türkiye mirasçısı olduğu medeniyetlerden klan eserlerle bu konuda önemli bir birikime sahiptir. Özellikle İstanbul pırlanta niteliğinde bir  şehirdir. Biz de Büyükşehir belediye başkanlığımızdan başlatırsak 25 yıldır yaptıklarımızla hep yeni eserler kazandırmanın peşinde olduk.

 Geriye dönüp baktığımızda pek çok hizmeti ülkemize kazandırdığımızı görüyoruz. Bunun son örneklerinden biri İstanbul Havalimanı'dır. Şu ana kadar 50 milyonun üzerinde yolcuya en üst standartlarla hizmet verdi. 50 milyonuncu yolcuyu bize uğurlamak nasip oldu. Aile olarak Amerika'ya yolcu ettiğimiz kardeşlerimizi THY tarafından verilen hediyeleri takdim ettik.

Birinci etabın kapasitesine kısa sürede ulaşacağımız anlaşılıyor. Bu durum bize 150 milyonluk ikinci kapasite için hazırlıklarımızı hızlandırmamızı işaret ediyor. Türkiye'ye küçük davranmak yakışmaz. "

KANAL İSTANBUL

"Kanal İstanbul'un başbakanlığımdan öncesine dayanan bir geçmişi vardır. Biz bu projeyi seçim kampanyasında milletin huzuruna sunduk ve onay aldık. Kanalın uzunluğu 45 km, taban genişliği 275 metre, derinliği 21 metreye yakın olacaktır. Bünyesindeki iki limanı bir yat limanı, 7 köprüsü, 2 demiryolu ve 2 hafif raylı geçişi ile Kanal İstanbul dünya çapında bir eser olacaktır. Yaklaşık 10 bin kişiyi istihdam edeceği bu yapını güzergâhı da belirlenmiştir.

ÇED raporu tamamlandı ve askıya çıktı. AYM çevrenin başvurusunu reddetmiştir. Bu projenin kararı verilmiş, süreci başlatılmış ve belirli bir aşamaya da gelinmiştir. Hazırlıklarımız tamamlanmak üzeredir. İnşallah bununla ilgili de ihaleye çıkılacaktır. Bu büyük projeyi devletimize ve milletimize herhangi bir yük getirmeden, yap-işlet-devret modeliyle, oldu ki bulamadık milli bütçeden bunu yapmak suretiyle hayata geçireceğiz. "