Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, müzakere süreciyle ilgili bazı noktalar üzerinde değerlendirmelerde bulundu.

Demirtaş, sürecin müzakere aşamasının İmralı’da Abdullah Öcalan, devlet heyeti, HDP İmralı heyeti ve “tanıklık heyeti” olarak da nitelendirilebilecek “izleme kurulu”nun katılımıyla 20-30 kişilik geniş ve kapsamlı heyetin aynı anda oturacağı bir masada yürütüleceğini ve ilk aşamada Kandil’in masada olmayacağını açıkladı.

Konuyla ilgili olarak Cumhuriyet gazetesine açıklamalarda bulunan Demirtaş’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

İMRALI HEYETİ

“Hatip (Dicle) Bey, Ceylan (Bağrıyanık) Hanım bizim HDP İmralı heyetine önerdiğimiz isimler. Ama başka isimler de olur, bizim için kriz meselesi değil.

SÜRECE 3. GÖZ

“Gözlemci güç, izleme kurulu, “tanık heyeti”artık ne dersek diyelim. O heyet çok önemlidir. Akil insanlar içimize sinmemesine karşın, çalışmaya saygı duyduk. Barış, demokrasi, özgürlükle sicilleri barışık olmayan birçok insan vardı.

“Gözlemci heyette böyle olmaması lazım. Hem AKP hem HDP hem de başka bir partiye doğrudan angaje olduğu bilinen, parti sözcüsü gibi davranan isimlerden oluşmaması lazım.

“İzleme heyeti özgürlük, barış ve demokrasiden yana olacak. Gördüğü hatayı, eksiği söylemek noktasında asla ikircikli olmayacak. Taraflar masada konuşurken tanıklık edecek. İzleyecek, kulağıyla duyacak, gözüyle görecek. İzleme heyeti “kim haklı, kim haksız, kim neyi kabul etmiyor, kim vicdansız yaklaşıyor” çıkacak bunu kamuoyuna açıklayacak. İmralı’daki, Ankara’daki Kandil’e gitmişse oradaki gözlemini tarafsız bir şekilde açıklayacak. “Hükümet ve Öcalan şunu diyor” ama burada haksızlık varsa “Öcalan haksız” ya da “Hükümet tıkadı bu işi”diyecek. Dışarıda gözlem yapacak aynı zamanda. Diyecek ki; “Ateşkesi, güvenliği şu bozdu.”Böyle bir heyet siyasi kimliğe sahip kişilerden oluşursa taraflar da halk da güvenmez. İsim önerileri yapılırken genel kamu vicdanını temsil eden isimlerden oluşsun istiyoruz. İzleme heyeti akillerle sınırlı tutulmamalı: Örnek olarak Yaşar Kemal iyi bir isim bu konuda. Akillerden daha akil, vicdanlı.

“İzleme heyetinin illa akiller heyetinde yer alan isimlerden mi oluşması gerekiyor? Akiller mazbata mı almışlar? Akillerin dışında o dönem akilleri eleştirmiş, süreci eleştirmiş ancak vicdanına güvendiğimiz insanlar niye olmasın? Biz bu anlamda kapalı değiliz. Hükümetin de kapalı olmaması lazım. İmralı’daki görüşme süreçleri topluma mal olacaksa; gerçekten oraya giden heyetin toplumun ekseriyetinin belki de yüzde 90’ının karşılığını ifade etmesi lazım. Her insan oraya baktığında en azından kendi vicdanını temsil ettiğini düşündüğü bir aydının, yazarın, gazetecinin orada olması lazım.

‘ÖCALAN İKİLİ GÖRÜŞMELERİ ARTIK İSTEMİYOR’

“Öcalan heyetimize şunu dedi: Ben bu tür ikili diyalogların fayda getirmeyeceğini düşünüyorum. Siz de gidip geliyorsunuz, bunlar faydasız değil. Ama bir sonraki görüşmeye üçünüz (Pervin Buldan, İdris Baluken ve Sırrı Süreyya Önder) çıkıp gelirseniz bunun hiçbir faydası yok. Bu şekilde gelmeseniz de olur. Genişletilmiş heyet olarak gelinmesinde ısrarcıdır. Bu önümüzdeki hafta bunu başarabilecek miyiz?

‘İMRALI’DA 20-30 KİŞİLİK MASA MÜZAKERELERİ YAPACAK’

“İmralı’ya bizim heyetimiz, izleme heyeti ve devlet heyeti hep beraber gidecekler. Hakan Fidan ile Abdullah Öcalan arasında konuşulan mutabakata varılan konu şu: Devlet heyeti gelecek -onlar da genişletilmiş heyetlerini oluşturacaklar; artık kim katılırsa, yasa gereği müsteşarlıklar vesaire- bizim heyetimiz olacak masada, Abdullah Öcalan olacak, bir de izleme kurulu; hepsi aynı masada, aynı anda oturacaklar. Taraflar birbirine yol haritalarını sunacaklar. Müzakere süreci başlamış olacak.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

“İmralı’da sosyal sorunlarla ilgili çözüm önerilerimiz budur diyecek devlet, biz diyeceğiz ki; bizim önerimiz budur. Ekonomik sorunlar, güvenlik, kadın, çevre sorunlarıyla ilgili öneriler gibi 8-9 başlık var. Taraflar bunu madde madde tartışacaklar. İzleme kurulu da bütün bunları izleyecek. Gerektiğinde katkı sunacak, gerektiğinde eleştiri yapacak. Bunlar kamuoyunun bilgisi dahilinde neresinden bakarsanız belki 20-30 kişilik geniş ve kapsamlı bir heyet bunu tartışıyor olacak.

‘MASADAN ÇIKAN SONUÇ ANKARA VE KANDİL’E GİDECEK’

“Öcalan diyor ki: “Bu heyetler gerekirse İmralı’da kalacak, yer tahsis edilsin, gidiş-gelişle zaman da kaybedilmesin. 3 gün-10 gün kesintisiz tartışalım, zaman kaybetmeyelim. Ortaya bir mutabakat metni çıkarırsak ortak bir prtokol olarak masadaki herkes imzalasın. Bu protokolü alın Ankara’da hükümete götürün, Kandil’de KCK’ye götürün. Deyin ki İmralı’daki müzakerelerden şu sonuç çıktı; ne diyorsunuz? İki taraf da evet biz bu protokole bağlıyız derse hemen karşılıklı adımlar atılsın. Mart-Nisan’a kadar da bitirelim, çözelim bunu.”

‘HDP HEYETİ MÜZAKERE MASASINA OTURACAK’

“HDP İmralı heyeti (Buldan, Baluken, Önder, Dicle ve Bağrıyanık) masada artık HDP olarak görüş önerilerimizi sunacağız. Kandil zaten, “Öcalan bizi temsil ediyor” dediği için sorun yok. Hükümetin bir projesi, yol haritası var mı anlaşılmış olacak.

‘KANDİL MÜZAKERE MASASINA SONRADAN DAHİL OLABİLİR’

“İmralı’da kurulacak müzakere masası olarak tanımlanabilecek heyetlerin içinde Kandil’den doğru bir temsilci yer almıyor. Ama olsun isteniyordu. Tutukluların değişimi de bu anlama gelmiyor. Tutuklu olanlar KCK yöneticisi sıfatı taşımıyor. Doğrudan KCK’nin resmi yöneticisi sıfatıyla birinin, belki ilerki aşamalarda, müzakere süreci ilerlerse katılması olabilir.

‘GENEL AF KONUŞULMADI’

“İsim olarak genel af hiçbir yerde kullanılmadı. Sonuçlanacaksa insanlar elinde silah dağda beklemeyecek. Cezaevindeki, Avrupa’daki siyasi tutsaklarla ilgili toplumsal katılım yasası gibi bir şey gerekecek. Bu bir genel af mı olur, başka bir şey mi müzakerelerden sonra ortaya çıkabilir.

‘BİR SEÇİM DAHA KALDIRMAZ’

“Öcalan seçim öncesi bu işin bitirilmesini istiyor. Başbakan’la benim yüz yüze yaptığımız görüşmede bize söylediği: “Seçimden önce bitirelim bu işi noktasındayız.” Çünkü Kürt sorunu, bir seçim daha kaldıracak durumda değil. Ortadoğu genelindeki gidişata bakılırsa bunun olması lazım.