12 Eylül 1980 askeri darbesinin yargılama süreci bugün Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya'nın sanık olarak yargılandığı davaya Evren ve Şahinkaya sağlık sorunlarını ileri sürerek katılmazken mahkeme müdahillik taleplerini değerlendiriyor.

 

12 Eylül mağdurlarından Selami Şakiroğlu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekreteri Metin Bakkalcı ve Dev-Yol Davası'nın bir numaralı sanığı Oğuzhan Müftüoğlu 12 Eylül davasını bianet için değerlendirdi.

 

Şakiroğlu, Bakkalcı ve Müftüoğlu 12 Eylül askeri darbesiyle hesaplaşmanın iki generalin sanık sandalyesine oturtulmasıyla gerçekleşemeyeceğini ifade ederken, gerçek hesaplaşmanın yukarıdan aşağıya 12 Eylül'ün tüm kademelerinden hesap sorularak gerçekleşebileceğini dile getirdi.

 

ŞAKİROĞLU: BBP'LİLER MARAŞ KATLİAMI'NA "KATLİAM" DİYOR

Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılanmasını 12 Eylül'le hesaplaşmanın başlangıcı olarak görmek gerekiyor. Sembolik değerinin çok fazla olduğunu düşünüyorum.

 

Fakat bu başlangıç kademe, kademe generallerden aşağı doğru her türlü baskı ve işkenceyi yapan, 12 Eylül'ü hukuklaştıran kurucu meclise kadar sürdürülmelidir.12 Eylül'ün tüm organlarının yargılanması için politikalar üretebilirsek Türkiye'nin demokratikleşmesi için önemli bir adım atmış oluruz.

 

Burada tüm kaybettiğimiz arkadaşlarımızla birlikteyiz. Onların resimlerini görüyoruz, isimlerini söylüyoruz. Burada olmak son derece sevindirici.

 

Burada sosyalist kanadın yanı sıra Büyük Birlik Partili (BBP) kişiler de var. Onların söylemi de son derece ilginç. Mesela Maraş Katliamı'ndan "katliam" olarak söz ediyorlar.

 

Maraş Katliamı'nı gladyonun yaptığını söylüyorlar. Kenan Evren'in ve diğer cuntacıların emriyle gladyonun Maraş Katliamı'nı organize ettiğini söylüyorlar.

 

Sosyalist kanadın söylemiyle BBP'lilerin söylemi arasında fazla fark görmüyorum ve bu şaşırtıcı.

 

BAKKALCI: BUGÜN 12 EYLÜL'ÜN DERİNLEŞMİŞİNİ YAŞIYORUZ

12 Eylül'le gerçek anlamda hesaplaşma ve direnme 12 Eylül 1980'de askeri faşist darbe yapıldığı gün başlamıştır. Bu hesaplaşma işkencehanelerde, cezaevlerinde devam etmiştir. Daha sonra son derece değerli inisiyatiflerle, örgütlenmelerle devam etmiştir.

 

TİHV olarak tüm basında 12 Eylül'ün bilançosu yer alıyor. Bu TİHV'in o güne kadar ki çabaların sonucunda, onlara hürmet ederek hazırladığı 1995'te bastığı işkence dosyasında yer almıştır.

 

Bunların sonucunda Evren ve Şahinkaya'nın yargılandığı bir duruşma başladı. Eğer bugün TBMM gerçekten müdahil olmak istiyorsa, bu hesaplaşmayı başlatanlara öncelikle teşekkür etmeliler ve onlardan özür dilemeliler. Çünkü pek çok insan hesaplaşma sürecinde canını yitirdi. Onların sayesinde bugünlere gelindi.

 

Biz insan hakları savunucuları olarak içtenlik çağrısı yapıyoruz. Eğer hakikaten 12 Eylül'le bir hesaplaşma yaşanacaksa 12 Eylül hakikatinin ortaya çıkarılması gerekir. 12 Eylül neden olmuştur? 12 Eylül'de ne olmuştur? Bu süreçte kimler, nasıl yer almıştır?

 

Kenan Evren tabi ki önemlidir. Darbeyi yapanlar arasında hiyerarşik olarak en üsttedir. Ama bir yandan da Evren, kocaman bir makinenin küçücük bir parçasıdır. Dolayısıyla bu kocaman makinenin ortaya çıkarılması lazım.

 

Bir hesaplaşma yapılacaksa 12 Eylül Anayasası'yla ve zihniyetiyle hesaplaşmak lazım. Kenan Evren o dönem darbenin iki dönem sonra gerçek sonuçları ortaya çıkacak demişti. Bugün onu yaşıyoruz. Bugün 12 Eylül'ün daha derinleşmişini yaşıyoruz. 12 Eylül'de 650 bin kişi gözaltına alındı diyorduk. Ama son birkaç yılda 200 bine yakın kişi gözaltına alındı.

 

Basit bir yargılamanın ötesinde, madem müdahil oluyorlar, bir yasa çıkarsınlar ve 12 Eylül'ün tüm hakikati ortaya çıksın. İlgili tüm tarafların katılacağı etkin komisyonlar oluştursunlar.

 

Burada topluma da sorumluluk düşüyor. Eğer meselenin içi boşaltılırsa, 12 Eylül sulandırılırsa sorun daha da derinleşir. 12 Eylül'ün acılarını yaşayan bu toplum buna müsaade etmemeli.

 

MÜFTÜOĞLU: TİYATRO BAŞLADI

Tiyatro başladı. Ciddi bir yargılama emaresi yok. Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya gelmedi. Avukatları var. Avukatları mahkemenin yetkisiz olduğunu söyledi. Anayasa onların eseri, mahkeme de o anayasaya bağlı...

 

Bu gerçek bir 12 Eylül yargılaması değil. 12 Eylül sanıklarından bir kısmı ile ilgili bir dava.

 

Bana göre bugünkü hükümet de Evren'in 12 Eylül yasalarıyla iktidarda. Siyasi partiler yasası, YÖK, hatta sendikalar yasası 12 Eylül döneminin eseri.

 

12 Eylül ancak yeni kurucu bir iradeyle gerçek anlamda yargılanabilir. Bu yeni bir düzeni kuracak devrimci irade ile olabilir. Ancak bu davanın vesilesiyle faşist darbenin suçlarının seslendirilmesi de önemli. (Bianet)