Dişe dokunur bir aşk beklerken yüreğe dokunur ayrılıklar yaşar insan çoğu zaman. Ve hüzün çöker birden. Birden hasret geceye düşer. Bir el uzanır karanlıktan. Alnına alnına ayrılıklar çizer.

Ayrılık bir özlemdir aslında. Çekip gidenin yürek sızlatan özlemidir çoğu zaman. Ve birde ayrılık, yarım kalmış bir sevdanın bir kelebek hüznünde uçup omzuna konmasıdır.

Sen geldin ya birden aşka olan özlemim yüreğimde bir gül gibi bitti. Gözelerden akan su gibiydi gözyaşlarım, gözyaşlarım yüreğimde ki gül’ü akarak büyüttü. Sen geldin ya birden cemre olasım geldi. Vakitli vakitsiz göğsüne düşesim geldi. Sen geldin ya birden huylarım değişti. Gözlerin değdi gözlerime baktığım yerler değişti.

Ne çok yalnızdım bir bilsen. Bedenim düşler ülkesinde esirdi. Yaralı bir kekliktim ayrılıklar sofrasında. Gözelerden su içerdim. Ne çok yalnızdım bir bilsen. Evde, yolda, rüyada. Başına buyruk bir âşıktım. Taşa değerdi ayağım. Yaram özlemden kanardı. Gözlerim aşkı arardı zulada. Bulutlar beni sevdalı diye saklardı. Ayrılıklar dehlizinin yaralı kekliğiydim. Her ayrılıkta kanadım kırılır yere süzülürdüm. Aşka sığınırdım çaresizce, aşktan yana yer tutar aşktan ölürdüm.

Ne çok yalnızdım bir bilsen. Yüreğim karalar bağlardı her ölenle ben de ölürdüm. Selamsız sabahsız bir yolcuydum yeryüzünde. Herkes mutluluğu giderken ben hüzne yürürdüm. Sen geldin ya birden düşlerim değişti. Aşka geldi yüreğim, yüreğimde saklanan güller sevişti. Sen geldin ya birden tarihler değişti. Zemheri de solan çiçekler bahara dönüştü.

Biri bir şey demeli insana ama hapşurunca! “Çok yaşa” der gibi değil! Denilen şey özel olmalı. Biri bir şey yapmalı insana ama hastalanınca! “Geçmiş olsun” der gibi değil! Bir yaraya merhem olmalı yapılan şey! Sen geldin ya birden yaram iyileşti. Aşksız çarpan yüreğim kalbimle birleşip kumrular gibi öpüştü.

Sevgimi içime gömüp susmuştum günlerce. Günlerce aşka olan özlemimi terk edip gitmiştim. Sen geldin ya birden terk edip gidişlerim bitti. Hüzne boğulan yüreğim gelişinle güldü. Sen geldin ya birden yarınım bu günümle bütünleşti. Onüçe yükseldi aylar yılın başına birde “Sen” eklendi. Sen geldin ya birden mevsimler değişti. Beşe yükseldi mevsimler İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış mevsiminin yanına bir de Sen eklendi.