Önümüze koyulan Anayasa değişikliğinin ne getirdiği ve ne götüreceği konusunda elimizden geldiği, dilimiz döndüğü ve yorumlayabildiğimiz kadar anlatmaya çalıştık. Anlatmaya devam da edeceğiz.

Anayasa değişikliği öngörülen yasa tasarısını oylamak üzere referanduma gideceğiz. Kimimiz iktidar ve onu destekleyenlerinin anlattıklarına inanarak “evet” oyu verecek, kimimiz de inandıkları ve anladıkları doğrultusunda “hayır” diyecek.

Referandum süreci Yüksek Seçim Kurulu tarafından takvime bağlandı. Referandum süreci bu takvime göre işleyecek. (1)

18 – 26 Şubat arasında muhtarlıklarda asılacak seçmen kütüğü listelerinde görülen yanlışlara itiraz edilebilecek.

İtirazlar 10 Mart tarihine kadar sonuçlandırılarak seçmen listesi kesinleşecek.

27 Mart tarihinde yurt dışında olanlar oy vermeye başlayacak ve 9 Nisan’a kadar sürecek.

16 Nisan’da ise yurt içindeki referandum oylaması başlayacak.

Buraya kadar takvimsel olarak herhangi bir olumsuzluk yok!

Olumsuzluk, takvim işleyişinde değil, yaşamın içerisinde. Referandum süreci başlar başlamaz “hayır” diyeceklerin darbeci, Fetö’cü, PKK’lı, terörist ve Türkiye düşmanı ilan edilmesinde!

Anayasa değişikliğini istemeyenlerin, daha yolun başındayken yedikleri “hain” damgası yeterli görülmediğinden, bildiri dağıtmaları, toplantı veya gösteri yapmaları, bu konudaki düşüncelerini açıklamaları, Anayasa değişikliğini öneren ve savunan mevcut iktidar tarafından, devletin güçleri kullanarak engellemeye çalışılıyor.

Anayasa değişikliğini istemeyenler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor ve insana yakışmayan muamelelere tabi tutuluyorlar.

Anayasa değişikliğini istemeyen en büyük muhalif güç olan HDP’nin eş başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları ve parti yöneticileri, “teröre” destek suçlamasıyla tutuklanıyor. Parti üzerindeki baskı her geçen gün artarak devam ediyor.

Medya çalışanları da aynı baskı altında.

Referandum süreci, daha başındayken, özgürlük ve demokrasiden yoksun devam edeceğinin sinyallerini vermeye başladı.

Anayasa değişikliğini öneren ve sunanlar iktidarda oldukları için, muhalefete ve Anayasa değişikliğine karşı olanlara, devletin her türlü gücünü kullanabiliyor. 

Böylesi bir ortamdan gerçek sonuçların çıkmasını beklemek saflık olur.

Referandum sürecinin olumsuzluklarını bir tarafa koyarak, sonucunda neler yaşanacağına bakalım.

Anayasa değişikliğinin kabul edilmesi için her şeyi göze alan iktidar, değişiklik kabul edilirse nasıl davranacak?

Anayasa değişikliğine karşı çıkanlara, değişikliği kabul etmeyenlere nasıl davranacağının örneklerini, referandum süreci başladığında gösterdiğinden, bu konuda daha fazla fikir yürütmenin anlamı yok!

Asıl önemli olanı, kendi cephesinde duran, hassas süreç nedeniyle karışmadığı, dokunmadığı kişi ve kurumlara, değişikliğin kabulü ve Anayasal gücün elde edilmesi sonrası yapacaklarıdır!

FETÖ’cü olarak tabir ettikleri Gülen cemaati ile ilişkili oldukları kesinleşmiş milletvekilleri, değişiklik kabul edildikten sonra vekil olarak devam edeceklerini sanmasınlar! 

Bugün kendilerine dokunulmuyorsa, bunun nedeni, Anayasa değişikliği onaylanana kadar (köprüden geçene kadar) “ayıya dayı deme” zorunluluğundandır!

Her ne kadar milletvekilleri, Meclis içerisinde, tasarının 330 ve fazlası oy alabilmesi için ellerinden gelenin fazlasını yaparak sadakatlerini göstermiş olsalar da, işledikleri suçu örtmüyor. 

En ufak zemin oynamasında yön değiştirebilecek, söylemleri ve tavırları farklılaşabilecek kişiler olduklarını defalarca ispatlayan bu vekiller ve diğer parti yetkililerinin  şu an üzerinde durdukları kaygan zeminde dik durabileceklerinin garantisini ellerinde bulundurmuyorlar.

15 Temmuz’da yaşanan dünyanın en garip askeri darbesi/kalkışmasını sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal uygulaması ve çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle yapılan temizlik derinlemesine değildi.

Yapılan temizlik daha çok Anayasa değişikliği karşısında olumsuz tavır takınacak muhalefet içindi.

Asıl temizlik harekâtı, değişikliğin kabulü sonrası yaşanacak.

Bugün yapılan ortam temizliği idi.

Yarın yapılacak olan ise bünye temizliği olacak!

Mıntıka temizliğini bitiren iktidar, Anayasa değişikliğinin kabulü sonrası, kendi bünyesini temizlemeye başlayacak! Kendi bünyesinde bulunan ve en ufak rüzgârla yön/taraf değiştiren ya da tamamen biat etmeyen hücreleriyle irtibatını keserek bünyesini temizleyip, geleceğini daha da garanti altına almaya çalışacak.

İktidarın pilot koltuğunda oturanlar, zaman zamanyaşadıkları, batıdan esen rüzgarla kuzeye yönelmeleri gibi mecburi yön değiştirmeler ve bu nedenle kazandıkları tecrübelerle, ileride yaşayabilecekleri durumları daha iyi biliyorlar!

Kimlerin hangi rüzgarla ne tarafa yöneleceğini biliyorlar.

Sadece, istedikleri Anayasa değişikliğinin olumlu sonuçlanmasına kadar sabrediyorlar!

Bizler, referandumda vereceğimiz kararın sonuçlarını biliyoruz.

Bizler, verdiğimiz kararın bedellerini öderiz.

Ya sizler!

Siz, iktidarın destekleyicileri ya da korkularınız nedeniyle öyle görünmeye çalışan ama her an taraf değiştirmeye hazır bekleyenler!

Yaşayacaklarınıza hazır mısınız?

https://bianet.org/bianet/siyaset/183608-referandum-takvimi-aciklandi