İnsana genel bakışın “İncinsen de incitme” olunca her gidenin ardından daha bir başka bakıyor insan. Ölümlere, katliamlara, haksızlıklara daha bir insani bakıyor. Yüreği sızlıyor içi kan ağlıyor. Tekbir getirerek insan yakanların, adam öldürenlerin, kelle kesenlerin yaptıklarına hiçbir anlam veremiyor! Zira edindiği öğretinin gereği olsa gerek, ölenle ölüyor insan, kendini onun yerine koymasa bile geride bıraktıklarının yerine koyuyor, hüzünleniyor, insani duyguları inciniyor!

Bu işe kim bakar, kim dizayn eder, yada kim ayar verir bilinmez ama şimdinin Cumhurbaşkanı eskinin Başbakanı Erdoğan “Ulemaya sorun” diye bir cümle kurmuştu! Artık ulemaya mı sorarlar yoksa yeni çıkacak Anayasa’ya bir madde mi eklerler bilinmez ama yurdum insanı bu “Allah-u Ekber” cümlesine bir çeki düzen vermeli artık! Zira olur olmaz o kadar işe tekbir getirip Allah-u Ekber diyorlar ki insan ne zaman “Allah-u Ekber” diye bir cümle duysa kesin bir katliam olacak diye düşünmekten kendini alamıyor!

Kurban kesiyorlar Allah-u Ekber, adam öldürüyorlar Allah-u Ekber, insan yakıyorlar Allah-u Ekber, dükkân taşlıyorlar Allah-u Ekber, gazete basıyorlar Allah-u Ekber, adam dövüyorlar Allah-u Ekber! Bir siyasetçi düşünün eline mikrofon almış kalabalığa konuşma yapıyor kalabalık Allah-u Ekber diye bağırıyor! İnsan şaşırıyor bazen bunlar sevişince ne yapıyor diye! Yoksa koca bir nesil bunca yıl aynı kafada çoğalır mı?

Hayır, şaka değil gerçek bir tespit bu! Belki de Diyanet İşleri bu konuya el atmalı ve tekbir ve Allah-u Ekber getirmenin nerelerde kullanacağını belirlemeli! Yoksa birçoğuna göre hava hoş! Şatafattan ve gösterişten uzak gerçekten dini inançlarını içlerinde yaşayanlar bir işe başlarken ya da bitirirken “Ya Allah Bismillah” deyip üstüne düşeni yapıyor zaten! Lakin adam yakarken, adam taşlarken, katliam yaparken de Allah-u Ekber denilmez ki! Kaldı ki aklı başında hiçbir dinde de insan öldürülmez ve katliam yapılmaz. Yapanda makul karşılanmaz!

Bir de sürekli kendini mağdur gösterip yapılan tüm kötülükleri başkalarının üzerine yıkma modası başladı bu ülkede! Bunda ise 15 yıldır bu ülkeyi yönetenlerin çok büyük bir sorumluluğu var! Bunlara sorsan, solcular, Aleviler, Kürtler hep birbirini öldürüyorlar! Birkaç yıl önce Sivas katliamını bile başkalarına yıkmaya çalışmadılar mı? Hatırlayın bir Gezi eylemlerini! Ethem Sarısülük için, Ali İsmail Korkmaz için “Arkadaşları öldürdü” demediler mi? Artık ne sanıyorlarsa kendilerini? Onlara sorarsan Maraş’ı Ecevit, Sivas’ı Erdal İnönü, Gezi’yi faiz lobisi yaptı! Sanki Demirel melek, Çiller Huri, Erbakan Mehdi, kendileri ise Allah’ın bir lütfu!

Tavuk keser gibi adam kesen, adam keserken bile “Allah-u Ekber” diye bağıran insanlara arka çıkan, destek veren kendileri değil sanki? Daha dün Sivas’ı kana bulayan yobazları savunan kişiyi önce vekil sonra Bakan yapmadılar mı? 12 yaşında keçi otlatmaya giden Ceylan Önkol’u kim öldürdü? Annesi mi? 14 yaşında bakkala ekmek almaya giderken öldürülen Berkin Elvan’ı kim öldürdü? Babası mı? İstanbul’da Cemevinin bahçesinde katledilen Uğur Kurt’un katilleri kim? Alevi dedeleri mi?

Şimdi de Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesinde basın açıklaması yaptıktan sonra katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi için aynını diyorlar! Çatışmada öldü, PKK öldürdü, YPG öldürdü, o öldürdü, bu öldürdü! Koruyacaksınız o zaman. Hükümet değil misiniz? İktidar değil misiniz? İstikrar demediniz mi? Huzur demediniz mi? Güven demediniz mi? Hatırlayın bir, bir dönem Reza Zarrap bu ülkede nasıl korunmuştur! Reza Zarrab’ı koruyorsunuz da Baro Başkanını mı koruyamıyorsunuz?