Hakkari’de, 20 Eylül'de helikopterden açılan ateş sonucu İran nüfusuna kayıtlı iki kolberin hayatını kaybettiği olaya dair başlatılan soruşturmada “gizlilik” kararı alındı.

İran sınırında bulunan Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Bilindbasan köyü kırsalında 20 Eylül’de sınır ticareti yapan kolberlere Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait helikopterden ateş açılması sonucu İran nüfusuna kayıtlı Sozdar Ehmedî (19) ile Elişan Ehmedî (16) adlı kolber yaşamını yitirdi. Askerlerce gözaltına alına 9 kolber ise üç gün gözaltında tutulduktan sonra İran’a teslim edildi.

‘PAYLARINA ÖLÜM DÜŞÜYOR’ 

İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şube Yöneticisi Eren Baskın, sınır hattında yaşanan olayın ayrıntılarını anlattı. Sınır boylarında kolber veya bölgede yaşayan yurttaşlara yönelik saldırıların artık bir katliam boyutuna ulaştığını dile getiren Baskın, bunun en temel nedeninin ise “cezasızlık politikası” olduğunu belirtti. Baskın, “Bölgede kişilere cezai işlemler uygulanmadığı için bu tür katliamlar yaşanıyor. Kolber grupları hayatlarını kaçakçılıkla idame ettiren, yaşları da aslında çok genç kişilerdir. İnsanlar bu işi yapmak mecburiyetindeler, çünkü bağlı oldukları şehirlerin iş yaşamları ve insanlara sunmuş oldukları hayat standartları maalesef kötü. O bölgede ticaretin gelişmemiş olması, devletlerin insanlar üzerinden uygulamış olduğu baskı, insanları bu işi yapmaya zorluyor. İki sınır arasında kolberlik yaparak geçimlerini sağlamak isteyen insanların payına, aldıkları paradan ziyade maalesef kurşun ve ölüm düşüyor” dedi.

GİRİŞİMLERİ ENGELLENDİ

Avukat Baskın, sınırda yaşanan son olayda öldürülen iki kolber ile gözaltına alınarak ülkelerine gönderilen diğer kolberlerin akıbeti ile ilgili yaptıkları tüm girişimlerin engellendiğini ifade etti. Savcılıkça başlatılan soruşturmaya ilişkin “gizlilik” kararı alınmasıyla dosyaya ulaşmamalarının engellendiğini söyleyen Baskın, “Girişimlerimizin ardından çok alıştığımız bir uygulamayla karşılaştık. Hemen avukat yasağı ve akabinde ‘gizlilik’ kararı verilerek, durumun nasıl yaşandığını öğrenmemiz ve kamuoyuna aktarmamızın önü kesildi” diye anlattı. 

Bu nedenle ne öldürülenlerin cenazelerini görebildiklerini ne de gözaltına alınan kolberlerle ilgili hangi işlemlerin yapıldığını bilmediklerini sile getiren Baskın, “Ama ne olursa olsun bu olayın nasıl olduğuna dair tüm bilgileri öğrenecek ve kamuoyu ile paylaşacağız. Sınırda son dönemlerde bu tür hak ihlalleri giderek artıyor. Bunun temel nedeni ise, ‘Ben öldürürüm hiç kimse de bana bir şey diyemez’ politikasının sonucudur. Ama şunun bilinmesi gerekiyor ki bu hak ihlallerinin arkasında kim varsa mutlaka bir gün yargılanacaktır” diye konuştu. 

BÖLGE BOMBALANDI

Av. Baskın, öldürülen kolberlerin cenazelerinin saatlerce sınırda güneş altında bekletildiği bilgisini de kaydetti. Baskın, devamında şunları paylaştı: “Yani ölüye saygının kalmadığı bir durum oluşmuş. Olayı duyan aile bireylerinin Türkiye tarafına geçip cenazeleri almak için çaba gösterdiklerini gören yetkililer, bölgeye obüs atışları yaparak ailelerin bölgeye girişini engellemeye çalışmışlar. Öldürülen kolberlerin cenazeleri dorseli bir araca atılarak hastaneye getiriliyor. Bunlar çok vahim iddialardır. Bu dosya, uluslararası hukukun ve kamu vicdanının yerle bir edildiği bir dosya olur. Sınırda öldürülenlerin sayılarla ve rakamlarla hiçbir bağı yoktur. Olan tam olarak Roboski katliamının birebir aynısıdır.” 

SINIRDA HER GÜN ÖLÜM 

Adalet olgusu yerleşmiş toplumlarda o insanların katledilmek yerine gözaltına alınarak haklarında hukuki işlem yapılması gerektiğini vurgulayan Baskın, “Ama maalesef bunu yapmak yerine Hakkari coğrafyasında insanlarımız her gün öldürülüyor. Özellikle sınıra yakın köylerde uyarı yapılmaksızın insanlar öldürülüyor. Bu durumun böyle olmasının en temel nedenini de maalesef ki cezasızlık politikasıdır” dedi.

Kaynak: MA