Bayrampaşa Cezaevine 19 Aralık 2000’de “Tufan” planı kapsamında düzenlenen 'Hayata Dönüş Operasyonu’yla ilgili Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın 39. duruşması bugün görüldü.

Duruşmada dönemin Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Şube Müdürü Kubilay Aktaş tanık olarak dinlendi.

Ayça Söylemez'in Bianet'te yer alan haberine göre Aktaş, operasyon boyunca faks ve teleks yoluyla tüm bilgilerin İstanbul Bölge Komutanlığına bildirildiğini, operasyonun sonuç raporu olduğunu söyledi.

Mahkeme daha önce birçok kez sonuç raporunu talep etmiş ancak Jandarma Genel Komutanlığı ve Genelkurmay böyle bir rapor olmadığını belirterek mahkemeye bilgi vermemişti.

İTFAİYE YANGINA MÜDAHALE ETMEDİ

Ayrıca müştekiler Turan Çil ve Turan Bulut da operasyonda hapishanede maruz kaldıkları şiddeti anlattı.

Müştekiler, operasyonu düzenleyen askerlerin kendilerini öldürmek üzere hedef aldıklarını, kafalarını her çıkardıklarında ateş altında kaldıklarını anlatınca sanık avukatlarından Savaş Rıza, “Madem sizi öldürmeye gelmişlerdi, siz niye ölmediniz, nasıl hayatta kaldınız?” diye sordu.

Müştekiler ise üzerlerine ateş açıldığını, çıkan yangına itfaiyenin müdahale etmediğini, itfaiyenin orada askerlere yardım etmek için bulunduğunu anlattılar.

MAHKEME KAYITLARI İSTEDİ

Müşteki avukatlarından Several Ballıkaya bianet’e verdiği bilgide, bugünkü duruşmada dönemin Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Şube Müdürü Kubilay Aktaş’ın imzasının Tufan Harekat Planı’nın eklerinde imzası olduğunu ancak planı kendisinin hazırladığını kabul etmediğini söylediğini aktardı.

Aktaş bugünkü beyanında, operasyon öncesi İstanbul, Balmumcu’daki İstanbul Bölge Komutanlığında üst rütbelilerin toplantı yaptığını bu toplantıya Zeki Bingöl, Burhan Ergin ve Mutlu Soybaş’ın katıldığını ancak kendisinin toplantılara katılmadığını söyledi.

Kubilay Aktaş ayrıca, kendisinin operasyon boyunca Balmumcu’daki İstanbul Bölge Komutanlığında olduğunu ve operasyonda olanlar hakkında Metris, Ümraniye ve Bayrampaşa’daki hapishanelerden faks ve teleks yoluyla sürekli bilgi akışı olduğunu söyledi.

Operasyonun bir sonuç raporu olduğunu bu raporun da Jandarma Genel Komutanlığına gönderildiğini anlattı.

Avukat Ballıkaya, sonuç raporuna dair mahkemeye ilk bilgiyi dönemin Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman’ın verdiğini, mahkemenin de bundan sonra pek çok ara kararla Jandarma ve Genelkurmay’dan raporun istendiğini ancak raporun mahkemeye iletilmediğini belirtti.

Mahkeme bugünkü ara kararında,  Aktaş’ın bahsettiği faks ve teleks yoluyla iletilen bilgilerin ve sonuç raporunun hem Jandarma Genel Komutanlığına hem de İstanbul İl Jandarma Komutanlığına müzekkere yazılarak istenmesine hükmetti.

Bir sonraki duruşma 24 Haziran’da görülecek.

Bayrampaşa Cezaevi’ne düzenlenen operasyonda, beş kadının yanarak, bir kadının da gazdan zehirlenerek hayatını kaybettiği koğuşlara nasıl müdahale edildiğini gösteren fotoğraflar dava dosyasına 11 yıl sonra girmişti. bianet'in foto galerisine buradan ulaşabilirsiniz.

NE OLMUŞTU?

"Hayata Dönüş Operasyonu"nun Bayrampaşa Cezaevi'yle ilgili ilk davası, olaydan 10 yıl sonra 2010'da açıdı.

Eyüp Cumhuriyet Savcılığı'nın 37 er ve 2 astsubay hakkında hazırladığı iddianameyle, Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılama sürüyor.

Davada o dönem Bayrampaşa Cezaevi Jandarma Bölük Komutanı olan Zeki Bingöl, ifadesinde, operasyonun tamamen İstanbul Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Engin Hoş'un yazılı verdiği "Tufan Harekât Emri"ne göre gerçekleştirildiğini söylemişti.

İfadenin ardından operasyonun planlamasının yer aldığı "Tufan Harekât Planı" adlı belge mahkemeye sunuldu ve operasyonu yöneten rütbeli askerlerin adı ilk kez yargıya sunulmuş oldu.

Mağdur avukatları, "Tufan" belgesinin ortaya çıkmasının ardından, 2012 yılında hayatını kaybeden Hoş, İstanbul İl Jandarma Alay Komutanı İbrahim Tüysüz, dönemin Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanı Yarbay Yusuf Burhan Ergin'in de aralarında bulunduğu askerler hakkında suç duyurusunda bulundu.

“Tufan” planıyla ilgili 157 jandarma mensubuna “öldürme” ve yaralılarla ilgili “öldürmeye teşebbüs” suçlamalarıyla, Mart 2015’te ikinci dava açıldı. Sanıklar arasında üst düzey komutanlar da var.