Necdet Çalışkan imzası ile Habertürk'te yer alan haberde Lazca'nın bir şive olduğu anlamına gelecek ifadeler yer alıyor.

Hemen belirtmekte fayda var; Lazca şive değildir, Lazca bir dildir.

Şive denildiğinde bir başka dilin farklı bir versiyonu akla gelir. Lazca için böyle bir şey söylemek mümkün mü? Elbette değil.

Lazca Güney Kafkas Dil Ailesi'nden kendi başına bir dildir. Türkçe'nin Karadeniz şivesi ile bir ilgisi yoktur. Ne kelime hazinesi ne de grameri Türkçe ya da bir başka dile benzemez. Eğer bir benzerlik ya da yakınlık aranacaksa Lazcaya en yakın dil Kafkasya'da konuşulan Megrelce'dir.

Doğu Karadeniz'in doğusunda ve Marmara bölgesinde 93 Harbi Muhaciri yüzbinlerce insan tarafından konuşulmaktadır.

1929'dan beri bir alfabesi vardır. Bugüne kadar bu alfabe ile onlarca kitap yazılmış ve bu kitapların büyük çoğunluğu İstanbul'da yayımlanmıştır.

Gene 1929'da Latin harflerine dayalı hazırlanan ilk Lazca alfabe kitabı ve Mç'ita Murutsxi (Kızıl Yıldız) adını taşıyan ilk Lazca gazete yayımlanmıştır.

1932 yılında Sovyetler Birliği'nde okullarda Lazca dil eğitimi verilmiş, Lazca ders kitapları yayımlanmıştır.

Ayrıca, Lazca yazılmış ve Türkiye'de yayımlanmış sözlükler vardır. 9 bin kelimelik ilk Lazca sözlük 1999'da ve 25 bin kelimelik Büyük Lazca sözlük 2007'de İstanbul'da yayımlanmıştır.

2003 yılında ise Lazca gramer kitabı yayımlanmıştır. Bütün bunları İstanbul'daki herhangi bir kitapçıda bulabilmek mümkündür.

Duymamış olabilirsiniz ama geç değil...

İlk Lazca roman ve ilk Lazca deneme kitabı Temmuz 2011'de Lazika Yayın Kollektifi tarafından İstanbul'da yayınlanmıştır.

Kısa bir süre sonra dünyaca ünlü hikaye kitabı Küçük Prens Lazca olarak yayınlanacaktır.

Bütün bunlardan haberdar olmayabilirsiniz ama Kazım Koyuncu'yu bilmiyor olamazsınız. Daha önce hiç Lazca duymadıysanız Kazım'ın Lazca şarkılarını dinleyin.

Lazca şive midir, dil midir daha iyi anlayacaksınız.