Haftaya, AKP li milletvekillerin, tecavüzcüleri caydırmak için hazırladığı yasa tasarısı damgasını vurdu. “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” TBMM Başkanlığına sunuldu ve ardından tartışma başladı. . Yasa; tecavüz suçundan hapis cezasına mahkum olanların; bu suçu birden fazla işlemesi durumunda topluma yeniden kazandırılması düşünülerek ilaçla tedavi edilmesi şeklinde açıklandı. . Başka bir deyişle; yasa tecavüzcünün ilaçla kısırlaştırılmasını getiriyor…

Bu konuda uzmanlardan farklı görüşler ortaya çıktı… “ Hadım etme” olarak da anılan yasa tasarısı; kimine göre beden bütünlüğüne yönelik bir saldırıdır, kimine göre de tecavüz etmek hastalık değildir ve dolayısı ile de ilaçla –kısırlaştırma yöntemi ile tedavi edilemez…

Bu köşede konuyu tartışmak için önce ülkemizde tecavüz neden ve nasıl yaşanıyor, bir göz atmakta fayda var…

Bir kadının isteği dışındaki cinsel yakınlaşma; tecavüzdür... Tecavüz, cinselliğin değil, öfkenin ifadesidir. Tecavüz; öfke, düşmanlık ve gücün ifade edilmesi biçimidir. Cinsel istek; yönlendirilebilir, ertelenebilir, denetlenebilir bir dürtüdür.

Tecavüz sokakta yaşanabilir… Bu durumda tecavüz; şiddet uygulama, yaralama veya öldürme şeklinde son bulabilir. . Sokaktaki adamın tecavüzünü yaşamış olan kadın, tecavüzün farkında olur. Kimseye söylemese bile tecavüze maruz kaldığını bilir.

Tecavüz en yaygın haliyle evde; koca, sevgili, eski koca veya akraba tarafından yaşanır.. Evlilik içindeki tecavüzler, kadının isteği dışında kurulan cinsel yakınlıktır. Bu kişilerin ortak özelliği; güç, denetleme, sahip olma duygusu, sadizm ve öfke ile davranmalarıdır.. Bu kişiler genellikle, iletişim kurma, duygularını tanıma ve ifade etme güçlüğü içindedirler. Kocanın tecavüzüne tekrar tekrar uğramış olan bir kadın, bir saldırgan ile evli olduğunu, tecavüz edildiğinin farkında olmayabilir. “Kadınlık” rolünun alışkanlığı içinde kendisini suçlar ve cinsel yönden eksik bir kadın olarak tanımlayabilir. İstemediği zaman kocasını üzmemek için cinsellik yaşamaya kendini mecbur hisseder… Bu en yaygın tecavüz şeklidir.

Kalabalık aile içinde yaşayan kadınların , ensest ilişki mağduru olduğu bilinmektedir... Aile fertlerinden biri veya birileri tarafından kadın, tecavüze uğradığında tehdit edildiği için sesini çıkaramaz.. Kadın genellikle de bu durumu kendisine inanılmayacağını düşünerek, olay da çıkmaması için şikayetçi olamaz... Bu tecavüzden kadın hamile kalmışsa tecavüz edildiği anlaşılır. Bu durumlarda kadın aile tarafından suçlu görülür ve yine aile kararıyla öldürülmek istenebilmektedir. Gözaltında, bir sorgu yöntemi olarak kadına doğrudan yada copla tecavüz edilmesi, yada korucu ve güvenlik görevlilerinin tecavüz etmesi de insanlık suçudur ve insan hakkı ihlalidir.

Tecavüz, ülkemizde çok farklı şekillerde yaşanmaktadır... Tecavüz, görüldüğü gibi bir hastalık değil ki tedavi edilebilsin... Tecavüz; ele geçirme, sahiplik duygusu, öfke ve şiddet duygusu ile kadın bedeninde bir iktidar kurma biçimidir... Tabii, cinsel yönelimi farklı olanları “hasta” gören zihniyet tecavüzcüyü de hasta görmesi çok normal bir düşünüş biçimidir. Önerdiği çözüm de kişinin vücuduna müdahale şeklindedir. Tasarı öngörülen haliyle hırsızlık yapanın kolu kesilmesi ceza yöntemini anımsatmaktadır.

Asıl yapılması gereken, hayır demenin hayır olduğunun herkes tarafından bilinmesi ve kabul edilmesidir. Kadınların bedenleri üzerinde evli de olsalar sadece kendilerinin söz sahibi olduklarının bilinmesidir. Rızaları dışında kurulan her cinselliğin tecavüz olduğu ve suç olduğunun farkında olunmasıdır.. Evde, sokakta, gözaltında tecavüzlerin yaşandığını, bu durumun kadınlar üzerinde fiziksel ve ruhsal ağır yaralar oluşturduğunu bilerek; yaşanmaması için alınması gereken önlem ve çalışmalar yürütülmesi daha önceliklidir.
 
Bu hafta; eğer hâlâ izlemediyseniz Aşk Tesadüfleri Sever filmini izleyebilir, Nilüfer’in 12 Düet müzik cdsini dinleyebilir, Ahmet Ümit’in yeni şiir kitabı “Sokağın Zulası” nı okuyabilirsiniz…