İstanbul Kadıköy’de kendisi de dahil 3 kişinin hayatını kaybettiği patlamaya sebep olan Mustafa Karahan’ın 1998’de İsviçre’de yaşanan ve Safari Katliamı” olarak bilinen saldırının faili olduğu belirtildi.

Karahan'ın ailesinden intikam almak için bomba yaparken patlamaya sebep olduğu öne sürüldü.

Hürriyet’ten Çetin Aydın’ın haberine göre, patlamanın detaylarına ilişkin haberinde şu ifadeleri kullandı:

"Takvimler 27 Temmuz 1998’i gösteriyordu. İsviçre’nin başkenti Bern’deki ‘Safari’ adlı Türk restoranından 22.30 sıralarında peş peşe silah sesleri yükseldi. Dört maskeli saldırgan, Kalaşnikof tüfek ve tabancalarla restoranı yaylım ateşine tuttu.

Restoranın sahibi Garip Kırmızıkaya (41), aşçı Haydar Kabaçelik (39), garson Hasan Doğan (37) ve İsviçre vatandaşı Roland Widmer hayatını kaybetti. İsviçre tarihinin gördüğü en kanlı saldırılardan biri olan olay, yıllarca ‘Safari Katliamı’ olarak ülkede konuşuldu.

İsviçre polisi, saldırı düzenlenen restoranda günlerce inceleme yaptı. Sonunda da saldırganlardan birinin kan örneklerini buldu. Bu kişi İsviçre’de eşi ve çocuklarıyla birlikte yaşayan Mustafa Karahan’dı. Mustafa Karahan, TİKKO davasından 7 yıl hapis yatmış, 1989 yılında ise kaçak yollarla İsviçre’ye gitmişti. İsviçre polisi tarafından geçmişi biliniyordu. Polis Basel kentindeki evine operasyon düzenlediğinde Mustafa Karahan çoktan ülkeyi terk etmişti.

Evdekiler sorgulandı ancak hiçbiri Mustafa Karahan’ın yerini bilmediğini söyledi. İsviçre polisi soruşturmanın peşini hiç bırakmadı. Mustafa Karahan’ın Türkiye’de olduğu tespit edildi. Bern’deki soruşturmayı yürüten savcılık, Kasım 2008’de uluslararası yakalama emri çıkarttı. İsviçre makamları 2011 yılında Türkiye’ye başvuruda bulunarak Mustafa Karahan’ın tutuklanmasını ve iadesini istedi.

Mustafa Karahan 28 Kasım 2012’de ağabeyinin yaptığı ihbarla İstanbul’da yakalandı ve tutuklandı. Ancak Türkiye, Karahan’ı iade etmek yerine yargılama yolunu seçti. İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi İsviçre’deki saldırıda terör izi bulamadı ve Mustafa Karahan’ı ‘birden fazla kişiyi öldürmek’ suçundan müebbet hapse mahkûm etti.

“2019'DA AF YASASIYLA TAHLİYE EDİLDİ”

Habere göre Karahan, 2019 yılına kadar cezaevinde kaldı, af yasası ile tahliye oldu. Cezaevinde kaldığı süre boyunca sıhhi tesisatçılık öğrendi. Tahliye olunca ailesinin Fikirtepe’deki evine yerleştiği belirtilen haber şöyle devam etti:

"Özbekistanlı Anvarjon Kadirov da yanında çalışıyor ayrıca aynı binada ailesiyle birlikte kalıyordu. Binanın çevresinde ise kağıt toplayıcıların kaldıkları ve atıkları depoladıkları binalar vardı.

Pazar akşamı İstanbul’u ayağa kaldıran patlamada Mustafa Karahan’ın yanında çalışan Özbekistanlı Anvarjon Kadirov kaçıp yaralı kurtulmayı başardı ancak 10 yaşındaki kızı ve 68 yaşındaki babası hayatını kaybetti.

"AİLESİNDEN İNTİKAM ALMAK İSTİYORDU"

Soruşturma dosyasına giren detaylara göre, Mustafa Karahan cezaevinden çıktıktan sonra kendisini ihbar eden ağabeyi ve diğer aile üyelerinden intikam almak istiyordu. Zaman zaman dengesiz hareketleri de vardı. Eve getirdiği havai fişeklerin içini boşaltıyor, bunları bir yerde biriktiriyordu. Anvarjon Kadirov’a, biriktirdiği barutları borunun içine koyacağını ve ağabeyini patlatacağını söylemişti.

“FİTİL BİR ANDA ALEV ALDI”

Fikirtepe’deki patlamadan önce de bir havai fişeğin içindeki barutları boşaltmış, fitilini çıkartmaya çalışıyordu. Her yer barut olmuştu. Fitil bir anda alev aldı. Söndüremeyeceğini anlayan Mustafa Karahan, barutları biriktirdiği boruları oradan kaçırmaya çalışırken büyük bir patlama oldu, alevler her yeri sardı. Art arda meydana gelen patlamalarda binanın duvarları yıkıldı.

Yükselen kimyasal alevler yandaki binalara sıçradı. Olayların tanığı Anvarjon Kadirov kaçıp yaralı olarak kurtulmayı başarırken, Mustafa Karahan’la birlikte Özbek çalışanın 10 yaşındaki kızı ve 68 yaşındaki babası da öldü."

SOYLU NE DEMİŞTİ?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kadıköy’deki patlamaya ilişkin dün yaptığı açıklamada Karahan’ın afla cezaevinden çıktığını söylememişti.

Soylu, açıklamalarında şu ifadeleri kullanmıştı:

Şu anda elde ettiğimiz bilgi; 1959 doğumlu M.K. yakınlarının şizofreni hastası olduğunu söyledikleri, bir sol ayağının kesik olduğu.

Yaşadığı evinin bir yıldır çöp eve döndüğü ve evde metal parçaların bulunduğu, evinde toz halde bulundurduğu maytap, havai fişek gibi malzemelerin yapımında kullanılan madde bulunduğu tespit edildi. Ayrıca evde kurusıkıdan bozma tabanca bulundu.

Şahsın 1980 öncesi aşırı sol örgütlerle irtibatı olduğu öğrenildi. Ancak daha sonrasında hiç bir bağlantısı tespit edilmedi. Ayrıca İsviçre’de adam öldürmeden cezaevinde yattığı yakalanmasıyla ilgili de akrabalarını suçladığı öğrenildi.

Şahıs kendi kendine yaşayan, elektriğe meraklı birisi. Terör örgütüyle irtibatlı olduğu görülmedi. Soruşturma Başsavcılık tarafından yürütülüyor. 30’a yakın kişinin ifadesi alındı.

Evde oksijen tüpü ve normal tüp var. Olayda ikisi de patlamış. Bizim ilk gördüğümüz evde tek başına yaşayan, cezaevine girmesini kendini ihbar edenlere yükleyen, 1980 öncesi aşırı sol gruplarla ilişkili bir kişiden bahsediyoruz. Elektroniğe, mekaniğe, metale meraklı. Örgüt bağlantısı tespit edemedik.”