12 Eylül askeri cuntasının işkenceyle özdeşleşen isimlerinden Mamak Cezaevi Müdürü Emekli Albay Raci Tetik, İstanbul’da bugün Tuzla Şifa Mezarlığı’nda gömüldü.

88 yaşında ölen Tetik için Selimiye Camii’nde yapılması planlanan cenaze töreni, Şakirin Camii’ne kaydırıldı.

Tetik için askeri tören yapılmasından vazgeçilirken, o dönem Mamak Cezaevi’nde kaldıklarını söyleyen yaklaşık 20 kişi protesto eylemi yaptı.

Habertürk’te yer alan habere göre hakkını helal etmediklerini belirten grup, o dönemde 3 arkadaşlarının hayatlarını kaybettiğini söyledi.

DAVA ZAMAN AŞIMINDAN DÜŞMÜŞTÜ

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 2011 yılında, 12 Eylül 1980 askeri darbesi sürecinde sistematik işkencelerin yapıldığı Ankara Mamak Askeri Cezaevi’ndeki insanlık dışı uygulamaların sorumluları hakkında soruşturma başlatmıştı.

Devrimci 78’liler Derneği tarafından yapılan suç duyurusunda, işkenceler ve hastalanan bazı tutukluların ölümünden sorumlu olarak gösterilen ve  ‘gestapo’ olarak bilinen Raci Tetik, bir numaralı zanlı olarak belirtilmişti.

Tetik’in, ‘işkence ve kötü muamelede bulunmak, tehdit, cinayet ve görevi kötüye kullanmak’ suçlarından yargılanarak cezalandırılması istenmişti.

Ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 2016 yılında çoğunluğu 12 Eylül döneminde Ankara Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube ile Mamak Askeri Cezaevi’nde işkenceye uğradığını belirten 129 kişinin suç duyurusu üzerine dönemin polis ve asker şüphelileri hakkında yürüttüğü soruşturmada, suçlamalar zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle takipsizlik kararı vermişti.

Tetik, soruşturmada verdiği ifadede “Olağanüstü bir dönem yaşanıyordu. O günün şartları gereği disiplini oluşturmaya çalıştım. Kanunun verdiği yetkileri kullandım, kanun dışına çıkmadım. Kamuoyunda bilinen bir isim olduğum için suçlanıyorum” ifadesini kullanmıştı.

‘BEN BİR İŞKENCECİYİM, ORASI BİR HASTANE YA DA AŞK GEMİSİ DEĞİLDİ?’

Tetik, 1988’de verdiği bir röportajda ise o dönemi şöyle anlatmıştı:

“Ben bir işkenceciyim, beni pohpohlayarak kullandılar. Talimatnameleri, kanunları uyguladım. Orası cezaeviydi. Hastane, okul, aşk gemisi veya yat kulübü değildi. Bu bir savaştır. Savaşta her zaman iyi şeyler olmaz. Lafla hizaya gelmiyorlardı. Saklamıyorum, oldu. Peki onlar niye direniyorlar? Devletin talimatına niye direniyorlar?”