Balkon konuşmasında “Bana oy veren vermeyen herkesin Başbakanıyım” diyen birinin henüz ilk başı sıkıştığında evde bekleyen % 50’den bahsetmesi size garip geliyor mu? Bana gelmiyor! Lakin belleklerde bunun emarelerine ait söylemler var!

Örneğin aynı Başbakan değil miydi Gazeteci Bekir Coşkun'un “Abdullah Gül benim cumhurbaşkanım olmayacak” sözlerine “Beğenmeyen çeker gider” diye cevap veren! Yine aynı Başbakan değil miydi bu gün memlekette olup bitenlere kayıtsız kalan gazete ve televizyonların patronlarına “O gazetelerin patronlarına sesleniyorum. “Ne yapayım, köşe yazarıma hâkim olamıyorum” diyemezsin. Sen bunun sorumlususun, diyeceksin” diye ayar vermeye çalışan! Aynı Başbakan değil miydi derdini anlatmaya çalışan çiftçiye “Ananı da al git” diyen!

Yani aslında Başbakan Erdoğan başından beri hep aynıydı! Bugün yaşanan şaşkınlığın büyük bölümünü ise onu olduğundan farklı gösterip ayaklarını yerden kesen kesimler yaşıyor olmalı. Lakin yine de demokratik tavrını belirlemesi açısından miladi bir sözdür Başbakan Erdoğan’ın “%50’yi evde zor bekletiyorum” sözü.

Peki ama Sayın Erdoğan, evde zor bekletiyorum dediğiniz bu %50’lik seçmen size göre evde nasıl bekliyordur? Dışarı çıkın dediğinizde bu kesim de karşıtları gibi ellerinde tencere tava ile mi çıkacak? Yoksa sizin bildiğiniz bir başka yöntem mi var! İçlerinden “Ben çıkmak istemiyorum arkadaş, millete “çapulcu” deyip başına bela alırken bana mı sordun” diyen olursa onlara ne gibi bir yaptırımlarda bulunmak istiyorsunuz?

Camlarından içeri biber gazı sıktırmayı düşünüyor musunuz mesela? Biber gazını yiyince size ait olduğunu söylediğiniz %50 kesimden “Bana da mı lo lo Başbakanım” deyip ayrılan ve diğer % 50’lik kesime katılmak isteyen olursa, elde kalan yüzdeyi nasıl hesaplayacaksınız? Hesap konusunda uzman olan Devlet Bahçeli’den bu konuda yardım almayı düşünüyor musunuz?

Kaldı ki ülkeyi yüzde elli, yüzde elli diye ikiye ayıracak olsak bile her iki yüzdenin de içerisinde olmak istemeyen ya da an itibarıyla duruşunu bilmediğimiz bir çok siyasi partilerde var bu ülkede! Örneğin Sayın Haydar Baş’ın Bağımsız Türkiye Partisinin bu eylemde hangi yüzdeye destek verdiğini henüz bilmiyoruz! Geçtiğimiz seçimlerde “İş aş bu sefer Haydar Baş” diyen Bağımsız Türkiye Partisinin “İş aş bu sefer işin yaş” demeyeceğini nasıl garanti edebilirsiniz ki?

Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Masum Türker mesela “Bizim de evde bekleyen bir yüzdemiz var lakin açıklayıp ortamı germek istemiyoruz” derse hangi yüzdeye destek vermiş olacaktır?

Millet Partisi Genel Başkanı Aykut Edibali “Bizim de evde bekleyen bir yüzdemiz var, şu an arkadaşlarımız adres tespiti yapıyor” derse kimin yüzdesi kimin yüzdesinden daha güçlü gözükecektir?

Demek ki neymiş, bu iş yüzdeyle falan çözülecek gibi değilmiş! En iyisi yüzü olan insanlar halka dönsün ve onlara kulak versin! O kadar.