Hasbelkader bir ailede doğmuşsun. Doğduğun yıl, ailenin etnik kimliği, ekonomik durumu, siyasi görüşü, işi, çevresi, yaşı, yaşadığı yer ve özellikle de cinsiyetin, ileride senin için oldukça önemli kıstaslar olarak önünde duracak, yaşamın boyunca!

Şırnak, Nusaybin, Cizre gibi bir yerde doğmuşsan ve bir de yıl olarak sokağa çıkma yasaklarını kapsıyorsa, yaşama olasılığın çok düşük olacak. Batı illerinden birinde doğmuş olsaydın daha iyi idi!

Operasyonlardan, çatışmalardan kurtulup, evi yıkıldığı için sürgün hayatı yaşayan ailenin sana sunabileceği yaşam koşullarında hayatta kalma çabasını sonuna kadar göstermen gerekecek. Elbette ailen seninle ilgili olarak ellerinden geleni yapacaktır ama senin de çaba göstermen, hastalanmaman, direnmen şart! Eğer cinsiyetin erkek değilse kendini sadece hastalıklardan değil, hastalıklı kişilerden de koruman gerekecek.

12 yaşını bitirene kadar cezai ehliyetin, topluma ve devlete karşı sorumlulukların yok. Rahat sayılırsın.

12 yaşını bitirene kadar hayatta kalmış, 13 yaşından da gün almışsan, topluma ve devlete karşı sorumluluklarını yerine getirmeye hazırsın demektir.

13 yaşından gün aldığın andan itibaren yaptıklarına dikkat edeceksin! Devletine karşı olmayacak, bu anlamda ne bir eyleme ne de düşünceye katılmayacaksın. Eşitlik, özgürlük, adalet veya demokrasi gibi kavramlarla adın yan yana gelmeyecek. Devlet büyüklerin çağırdığında gideceksin meydanlara, evinize dönün dediklerinde de ekmek almak dışında çıkmayacaksın sokaklara. Hele hele siyasi hedef gözeterek ekmek almaya hiç gitmeyecek, siyasi amaçla ıslık çalmayacaksın.

Sana okuma hakkı verilmiş! Okuyacaksın. Bu hakkını iyi değerlendirmen gerek. Tabi ki bu sadece senin iradenle de olmuyor. Bulunduğun il, okulun, öğretmenlerin, ailenin maddi durumu, beslenme tarzın ve olanakların ve daha birçok durum. Okumanı, kendini geliştirmeni, yetişmeni doğrudan etkileyecek ve sen bunları değiştiremeyeceksin!

18 yaşını bitirip 19 yaşından gün alana kadar çok dikkatli olacaksın. Erkek veya kadın, bu yaşlar da hiç fark etmeden taciz ve tecavüz dahil bir çok tehlikeyle karşı karşıyadır. Alınıp satılabilir, köle işçi olarak çalıştırılabilir, organları için kaçırılıp öldürülebilir veya seks işçisi olarak çalıştırılabilirsin. Gerçi bunların anlamlarını bile bilmeyecek yaştasın ama yaşayarak öğrenebilirsin! Kendini koruyacaksın.

Tehlikeler sadece bunlar değil. Okulunda lavabo veya demir bahçe kapısı üzerine düşebilir! Öğretmenlerinden şiddet görebilirsin. Göreceğin sadece şiddet de olmayabilir. Sen sadece dikkatli olacaksın!

Okulun yakınsa veya ailenin durumu iyi ise şanslısın. Okulun uzaksa trafiğe dikkat etmeyen sürücüler de senin için potansiyel tehlike. Onlar trafiğe uymayabilir, sen onlara dikkat edecek, defalarca gelen gideni kontrol ettikten sonra yolun karşısına geçeceksin ve bunu her gün aynı dikkatle yapacaksın.

Köyde isen ve okulunda uzaksa dikkat etmen gereken kurtlar ve çakallar da olacak. Bir de kara kışta, zemheride donmamaya çalışacaksın!

Bütün bu tehlikeleri atlatıp hayattaki 18 yılını tamamlamış olmak da yetmiyor bu ülkede rahat yaşayabilmek için. 18 yılını doldurmak, sana sadece yeni sorumluluklar yükler, hak kazandırmaz!

Artık yetişkin sayılıyorsun ve yasalar karşısında bu konumun göze alınacak. Vergini vereceksin. Erkeksen askere gidecek, gerektiğinde ölmeye hazır olacak, üstlerin ne derse onu yapacaksın.

Üstlerinin emrettiklerini harfiyen yapmak bazen suç teşkil edebilir! Bundan üstlerin değil sen sorumlu olacaksın. Bu durumda ne yapman gerekir bunu ben de dahil hiç kimse söyleyemez. Umarım böyle bir durumla karşılaşmazsın!

Seçimlere katılabilir, hoşuna giden partiye veya kişiye oy verebilir, onun seçilmesi için çalışabilirsin. Çalışma yaptığın ve oy verdiğin parti, bir gün gelir “terörist” ilan edilebilir! Parti kadar sen de sorumlusun. Ne de olsa oy verdin ve başarısı için çalıştın. Sorumluluktan kaçamazsın!

“Böyle bir durumla karşılaşmayayım, en iyisi oy da vermeyeyim” diyebilirsin elbette. Oy vermediğin taktir de seçimle ilgili yasalar gereği para cezası ödemek zorundasın ve bunu kabul etmiş sayılırsın.

Ne de olsa yaşadığın ülkede, yasaları bilmemek mazeret değildir. Yasaları bilmemek seni cezadan kurtarmaz. Bileceksin. Gerekirse binlerce maddeden oluşan ve her gün yenileri eklenen maddeleri okuyacak, öğreneceksin!

Seçilebilmek için 25 yaşını doldurman gerekecek. Doldurmuş olman yetmeyecek doğal olarak. Seçilmek, ülke yönetiminde söz sahibi olmak için sadece 25 yaşını doldurmak yetmiyor. Yeterli paran olacak. Bir partide iyi ilişkilere sahip olacaksın. Parti yönetimi seni aday gösterebilecek. Bunlara sahip değilsen ve aşiretin de yoksa önünde tek seçenek kalıyor. Oy verecek ve her şeye razı olacak, yapılanlara rıza göstereceksin.

Yapılanları eleştirmek, yönetimin yanlışlarını bulmak ve söylemek, demokrasi gibi bizlere birkaç beden bol gelen yöntemleri istemek, anarşist olmakla eşdeğer sayılabilir. Bu durumlarda “terörist” ilan edilebilir, sorguya alınır, iyi muamele görmeyebilir, cezaevine koyulabilir ve yıllarını burada geçirecek cezalar alabilirsin. Ölmediysen şükredeceksin!

İş bulabilmişsen şanslısın. Çalışacaksın. Çok çalışacak, para biriktirip eşyalar alacak, kendine bir eş bulup evlenebileceksin. Bu hakkın var. En az 3 çocuk yapmak şartıyla bu hakkın bakidir. Ücretinin azlığını düşünmeyeceksin. Seni çalıştıranın parası bu kadarmış demek ki. Daha fazlası olsaydı verirdi mutlaka! İşçi hakları falan, aman ha, sakın bulaşma.

Emekli olmaya bakacaksın. Emekliliği görecek kadar yaşayabilir, iş kazalarından kurtulabilir, maden ocağı çökmez, dağ devrilmez, sel çıkmaz, toprak kayması olmazsa ki bunların tamamı fıtratında vardır, aç kalmadan, sefalet sayılsa bile yaşayabilirsin. Şükredecek, mutlu olmasan da mutlu görüneceksin. Devletini utandırmayacaksın.

65 yaşını doldurduktan sonra yasal hakların bitiyor. Buna da dikkat edeceksin. Bu yaştan sonra sağlıklı olduğunu ispat edemezsen noterden vekalet bile veremezsin. Seçilmiş olsaydın, meclise girip bakan, başbakan olsaydın kimse sana sağlık raporu sormazdı. Ülkeyi yönetenler için yaş kriteri yoktur ama vatandaş için vardır.

Doldurdun mu 65 yaşını, bedava otobüse binebileceksin mesela. Köyde oturuyor olman devleti ilgilendirmez. Sana kıyağını yapmış, faydalanmak istiyorsan gider binersin ama o da o kadar kolay değil. Gidip 65 yaşında olduğunu ispat edecek ve kart alacaksın. Kimliğinde yazması yetmiyor.

“Hoş geldin bebek, yaşama sırası sende” (Nazım Hikmet)