HDP Eş Genel Başkanları ve milletvekillerine yönelik 4 Kasım’da yapılan eş zamanlı operasyonlarda gözaltına alınarak tutuklanan, hakkında 20 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan, 7 aylık tutukluğun ardından ilk kez hakim karşısına çıktı.

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu olan Zeydan getirilirken avukatları da hazır bulundu. Duruşmaya, HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, HDP milletvekilleri Ziya Pir, Feleknas Uca, Nihat Akdoğan, Lezgin Botan, HDP il yöneticilerinin yanı sırada Zeydan'ın yakınları izleyici olarak katıldı.

Kimlik tespiti ve iddianamenin özetinin okunmasıyla başlayan duruşmada ilk olarak Zeydan'ın avukatı Mehmet Emin Aktar söz aldı.

Milletvekili yasama dokunulmazlıklarının Anayasa’ya aykırı bir şekilde kaldırıldığını belirterek, yargılamanın durdurulmasını talep etti. Mahkeme heyeti, milletvekili dokunulmazlıklarının Anayasa uygun bir şekilde kaldırıldığını ileri sürerek, talebi reddetti.

MAHKEME BAŞKANI: ÖRGÜTÜN ELİNE DÜŞERSEM BENİ ÖLDÜRMEZLER...

Ardından Zeydan'ın savunmasına geçildi. Zeydan'ın savunmasının SEGBİS üzerinden kayıt altına alınması için beklenildiği sırada mahkeme başkanı ile avukatlar arasında ilginç bir diyalog yaşandı. Mahkeme Başkanı, davaların Diyarbakır'a nakledilmesi ile ilgili "Hakkari'de 3 vekil var 3'ü de burada yargılanıyor" diyerek, Zeydan ve avukatlarına "Ben görmedim Hakkari'yi. Hakkari'de güvenlik problemi var mı?" şeklinde soru sordu.

Hakkari'nin doğasıyla güzel olduğu ve burayı ziyaret etmesi gerektiği yönündeki cevaba Mahkeme Başkanı, "Ben oraya gitmeye korkuyorum. Örgütün eline geçersem beni öldürmezler ganimet olurum" cevabını vermesi salonda gülüşmelere neden oldu.

'HDP'YE SİYASİ OPERASYON YAPILDI'

Teknik sorunun giderilmesi ardından savunmasını yapan Zeydan, üzerine atılı bütün suçlamaları reddetti.

Kendisi hakkında hazırlanan iddianamenin büyük hatalarla dolu olduğunu, yanlış ve eksik yazıldığını ifade eden Zeydan, savunmasını usul ve esas olmak üzere iki başlıkta yapacağını dile getirdi.

Seçilmiş bir milletvekili olarak halen Meclis üyesi olduğunu ifade eden Zeydan, bundan dolayı yapacağı savunmanın temsil ettiği halk iradesinden bağımsız olmadığını vurguladı. Milletvekili dokunulmazlıklarının Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Meclis’e verdiği talimat ile Meclis’e yapılan siyasi baskı sonucunda kaldırıldığına dikkat çeken Zeydan, dokunulmazlıkların Anayasa’ya aykırı bir şekilde kaldırıldığını ardından HDP'ye siyasi bir operasyon yapıldığını söyledi.

DAVANIN DURDURULMASI TALEBİ REDDEDİLDİ

Halen dokunulmazlığı devam eden bir milletvekili olarak mahkeme karşısında olduğuna dikkat çeken Zeydan, "Yargılama yetkiniz yasama yetkisi üzerinde değildir. Sizin yargılama yetkiniz yasama hakkımı engelleyemez. Yargı erki yasama erki üzerinde değildir. Yargı erki yürütme erki ile birlikte hareket ederek yasama hakkımıza müdahale etmiştir. Hakkımdaki suçlamaların tamamı siyasi faaliyetlerdir. Davanın görüldüğü mahkemeye 2 bin 500 kilometre uzaklıktaki bir cezaevine gönderildim. Eş Genel Başkanlarımız Demirtaş ve Yüksekdağ'ın davaları da Ankara'ya nakledildi. Benim davam ise güvenlik gerekçesiyle Hakkari'den Diyarbakır'a getirildi. Bu durum bile benim tutukluluğumun kasti bir şekilde uzatıldığını gösteriyor. Katıldığım etkinliklerde yaptığım konuşmalarım yasama faaliyeti kapsamındadır. Bu nedenle sizden hakkımdaki yargılamanın durdurulmasını talep ediyorum" dedi.

Bu talebi değerlendiren mahkeme heyeti, bu yönde bir kararın verilmesinin "ihsası rey" olacağını ileri sürerek talebi reddetti.

'REFERANDUMDA EVET OYU ÇIKARMAK İÇİN HDP'YE OPERASYON YAPILDI'

Milletvekillerini 4 Kasım'da eş zamanlı operasyonlarla gözaltına alan, evlerine baskın yapan ve nezarethanelere koyan gücün yargı değil siyasi iktidarın bizzat kendisi olduğunu savunan Zeydan, "Bu operasyonunun koordinasyonu Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı eliyle yürütülmüş. Bu operasyonun AKP eliyle yapıldığının göstergesidir. Yargı burada siyasetin aracı ve sopası olarak kullanılmıştır. Referandumda HDP'yi etkisiz kılmak ve milliyetçi kesimleri tatmin etmek için HDP milletvekillerine yargısal kılıf altında siyasi bir operasyon yapıldı. Bu dönemde aralarında milletvekili, belediye başkanı ve üyelerimizin bulunduğu binlerce Kürt siyasetçisinin tutuklanması asla tesadüf değildir. Bunların tamamı referandumda evet oyu çıkarmak için yapılan siyasi operasyondur. Bütün bunlara rağmen iradesine sahip çıkan Hakkari halkını buradan tebrik ediyorum" dedi.

'SAYIN ÖCALAN 10 YIL ÖNCE SERBEST OLSAYDI KAN DURUR ÜLKEYE BARIŞ GELİRDİ'

Zeydan, konuşmalarında şiddeti teşvik edecek veya özendirecek bir şey yapmadığını, demokratik siyaset yaptığını vurguladı.

"PKK sizi tükürüğüyle boğar" şeklindeki konuşmasının çarpıtıldığını, bilinçli bir şekilde linçe maruz kaldığını ifade eden Zeydan, bu sözün IŞİD’in Kürtlere yaptığı saldırılara yol veren, bunu destekleyen kişilere verilen bir cevap olduğunu söyledi.

Zeydan’ın savunmasının devamında "sayın başkan değerli milletvekilleri " demesi salonda gülüşmelere neden oldu. PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın düşüncelerini halka benimsetmekle suçlandığını hatırlatan Zeydan, "Sayın Öcalan 10 milyon insanın ‘siyasi irademdir’ dediği bir şahsiyettir. Sayın Öcalan Türkiye'nin geleceği ve barışı için önemli bir insandır. Barış getirme iradesini herkes görmektedir. Bu konuda hükümet yetkilileri Sayın Öcalan'ı övdü. Sayın Öcalan'ı tehdit olarak göstermek bu ülkenin geleceğine bir şey kazandıracak bir şey değildir. Bu kadar barış mücadelesini veren bir insan 10 yıl önce serbest olmuş olsaydı şu akan kan durmuş, ülkeye barış gelmişti" ifadelerini kullandı.

'ELİM CEBİMDE OLMASAYDI ŞU ANDA HAYATTA OLMAYACAKTIM'

7 Haziran seçimlerinde mazbatalarını aldıktan sonra Hakkari Üniversitesi öğrencilerinin yaptığı bir yürüyüşe katılmasının suçlama konusu yapılmadığını tepki gösteren Zeydan, yürüyüş sırasında polisin kendilerini öldürmek için hedef gözeterek 3 metreden ateş ettiğini, koluna isabet eden gaz fişeği nedeniyle kolunun kırıldığını söyledi.

Zeydan, "O sırada elim cebimde olmasaydı. şu anda hayatta olmayacaktım. Bütün bunlara rağmen savcı bu polisler hakkında takipsizlik kararı verdi. Bunu yapan polislerin kim olduğunu, oradaki MOBESE görüntülerinin araştırılmasını istiyorum. Ben şiddeti övmedim. Ortada bir şiddet varsa o da polisin bize uyguladığı şiddettir" dedi.

Yaşamını yitiren YPG'lilerin taziyelerine örf ve adetleri gereği katıldığını, ailelerin yaşadığı açıları paylaştığını ifade eden Zeydan, "Katliam yapan bir terör örgütü olan IŞİD'e karşı savaşan insanların cenazesine katılmak suç olmamalı" ifadelerini kullandı.

SAVCIDAN  MÜTALAA

Zeydan'ın savunması ardından davanın esası hakkında mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, Zeydan'ın üzerine atılı "2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na Muhalefet" suçundan delil yetersizliği nedeniyle beraatına karar verilmesini talep etti.

Zeydan'ın katıldığı eylemlerin siyasi faaliyet olmadığını savunan savcı, Zeydan'ın üzerine atılı "örgüt üyeliği" ve "örgüt propagandası" suçlarından cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.

Mütalaanın ardından mahkeme başkanının avukatlara, kovuşturmanın genişletilmesi yönündeki talepleri varsa alacağı, yoksa esas hakkındaki savunmalarını vermek için süre vereceğini söyleyerek, "Yargılama daha fazla uzamasın" demesi dikkat çekti.

Savcının mütalaasından sonra savunma yapan Zeydan’ın avukatları, müvekkillerinin siyasi parti faaliyetleri kapsamında katıldığı eylem ve etkinliklerin suç ve şiddet içermediğini belirterek, müvekkilinin tahliye edilmesini istedi.

Avukat Mehmet Emin Aktar’ın savunma için söz aldığı sırada, telefonuna bakmasına mahkeme başkanı “Telefona bakıyorsunuz bir haber mi var?” diye sordu.

Aktar, “Siz de sabahtan beri tesbih çekiyorsunuz. Bir şey diyor muyuz?” cevabını verdi.

Bunun üzerine mahkeme başkanı, “Ben buraya geldiğimden beri ya sabır deyip tesbih çekiyorum” dedi.

Mahkeme başkanının duruşmada bulunan avukat Aktar ve Beştaş’a “Siz ne zaman vekil olacaksınız” sorusuna Aktar, “Sizin milletvekillerine yaptıklarınızdan sonra kim vekil olmak ister” cevabını verdi.

Savunmaların ardından mahkeme, kararı vermek için duruşmaya ara verdi. Aradan sonra mahkeme, Zeydan’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme kuvvetli suç şüphesi, tutuklukta geçirdiği süreyi göz önünde bulundurarak Zeydan’ın tutukluluk haline karar verirken, duruşmayı 14 Temmuz’a erteledi.

DAVA HAKKINDA

Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı Zeydan hakkında 2015-2016 yılları arasında Hakkari, Yüksekova ve Şırnak’ta düzenlenen 7 ayrı toplantı, basın açıklaması, yürüyüş ve cenaze törenine katılması ile yaptığı konuşmalar nedeniyle 20 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. İddianamede, Zeydan “Örgüt propagandası yapma”, “Suçu ve suçluyu övme”, “Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme bunların hareketlerine katılma” ile “Örgüte üye olma” ile suçlanıyor. Yargıtay, iddianameyi kabul eden Hakkâri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talebi üzerine davayı güvenlik gerekçesiyle Diyarbakır’a nakletmişti.

(Kaynak: Dihaber)