Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) Hakkâri milletvekili seçilen Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven'in, tutuklu yargılandığı davada önce tahliye edilmesi ardından kararın bozulmasına avukatları itiraz etti.

Davaya bakan Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi 29 Haziran’da tahliye kararı vermişti.  Duruşma savcısının karara yaptığı itirazı aynı gün jet hızıyla değerlendiren Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi Güven hakkında tutukluluğunun devamına kararı vermişti.

Mahkeme, Güven'i tutuklu olduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde avukatlarından haber verilmeden SEGBİS'e çıkarıp savunmasını almadan, kararı yüzünü okuyup hakkında tutuklama kararı vermişti.

 ‘BİR MAHKEME KARARI TANINMADI’

Güven’in avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir, itiraz üzerine Güven hakkında verilen tutuklama kararının yasaya ve usule aykırı olduğu gerekçesiyle bir üst mahkemeye olan Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etti. 

İtiraz ile ilgili konuşan Yalçındağ, ellerinde tahliye müzekkeresi olmasına rağmen müvekkili Leyla Güven’in tahliye edilmediğini belirterek, “Kürt milletvekillerine yönelik 4 Kasım’dan bu yana yaşadığımız hukuksuzluk ve yasaya aykırı yargılama biçimleri bu davada yeni bir uygulamayla karşımıza çıktı. Cuma günü yaşadığımız aslında bir mahkemenin kararının tanınmaması durumudur. Mahkeme kararı herkes için bağlayıcıdır. Savcılığın itiraz sonucu beklendi. Normal işleyişe göre müvekkilimiz tahliye edilmeliydi, savcılık itirazı sonucuna göre sürecin nasıl işleyeceğine bakılmalıydı” dedi.

 ‘SÜRECİN SİYASİ İŞLEDİĞİ NETLİK KAZANDI’

Yalçındağ, müvekkili Güven’in tutuklu yargılandığı dosyanın düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında katıldığı basın açıklamaları ve katıldığı 2 televizyon programında yaptığı açıklamalardan oluştuğunu hatırlattı.

CMK, Anayasa ve AİHS’ye göre müvekkilinin tutuklu yargılanmasını gerektirecek bir delil durumun ortada olmadığını ifade eden Yalçındağ, uzun yıllardır siyaset yürüten ve toplumda belli bir saygınlığı olan Güven’in muhalif siyasi kimliğiyle Anayasal haklarını kullandığını söyledi.  Müvekkili Güven hakkında tutuklama kararı veren mahkemenin yargılamayı yapmayan,  dava dosyasını hiç vakıf olmayan, dosyanın içeriğiyle hiçbir ilgisi olmayan bir mahkeme olduğuna dikkat çeken Yalçındağ,  mahkeme, kendi duruşma gününde, 4 klasörlük dosyadaki bütün delilleri okuyarak, delil durumuna bakarak yeterli suç şüphe olduğu iddiasıyla verdiği tutuklama kararını hiç kimsenin inanmayacağını söyledi. Yalçındağ, “Dolayısıyla sürecin hukuki işlemediğine siyasi olarak işlediğine görüş bir kez daha netlik kazanmış durumda” dedi.

 ‘OY VERENLERİN SEÇME HAKKINI İHLALİDİR’

KHK’yle savcılara verilen itiraz yetkisi nedeniyle Güven’in bugün cezaevinde olduğunu dile getiren Yalçındağ, kendileri için hukuki sürecin bitmediğini itiraz yolu açık olan karara karşı gerekli yasal itirazları yaptıklarını belirtti. Yalçındağ, ortada apaçık bir hukuksuzluğun var olduğunu, ortada tutuklamaya gerektirecek bir durumun olmadığını, sandığa giden her seçmenin iradesi olan Güven’in cezaevinde ona oy veren bütün seçmenlerin seçme hakkını ihlali olacağını vurguladı.  Yalçındağ, itirazlarının değerlendirme aşamasında olduğu,  bu hukuksuzluk en kısa sürede son bulmasını beklediklerini ifade etti.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı