Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini ve tutukluların sürdürdüğü açlık grevi eylemini değerlendirdi. Gergerlioğlu, cezaevlerinde süren açlık grevlerine dair 'Herkes yaşananlara karşı duyarlı olmalı, gereken ilgiyi göstermeli. Elinden gelen yollarla bu zulmün bitmesi için gayret göstermeli' dedi.

FABRİKADAN ÇOK CEZAEVİ YAPILIYOR
 
Sözlerine son 5 yıl içerisinde 200 civarında yeni cezaevi yapıldığı ve hala inşa edilmeye devam edildiğini söyleyerek başlayan Gergerlioğlu, ülkede fabrikadan çok cezaevi yapıldığını ifade etti. Mevcut cezaevlerindeki fiziki koşulların çok kötü olduğunu, kapasitenin çok üstünde tutuklunun bulunduğunu belirten Gergerlioğlu, bu durumun ise sağlık hakkı başta olmak üzere birçok hak ihlalini doğurduğunu kaydetti.
 
SORUNLAR KATLANDI
 
Gergerlioğlu, cezaevlerinde salgından önce var olan sorunların, salgınla birlikte daha da arttığının altını çizdi. Gergerlioğlu, “Tutsakların hastanede teşhis olması ve sonrasında tedavileri bu ortamda zorlaştı. Tutsaklar karantina koğuşları nedeniyle hastaneye gitmiyor. Şuan cezaevlerinde kaç tutsağın Kovid-19 olduğunu ya da bu nedenle öldüğünü bilmiyoruz. Bakanlık Haziran ayından bu yana bunu açıklamıyor. Tutsak yakınlarının bize başvurması sonucunda bunu biz açıklıyoruz. Tutsak ve yakınlarının tedirginliklerini arttıran bir bakanlık var karşımızda. Böyle bir sorumsuzluk içinde salgın mücadelesi sürüyor” dedi.
 
HASTA TUTUKLULAR ÖLÜMÜN EŞİĞİNDE
 
Hasta tutukluların infaz erteleme raporlarını almakta zorlandığını da sözlerine ekleyen Gergerlioğlu, bu rapor alındıktan sonra uygulanmasında da sorunlarla karşılaştıklarını söyledi. Gergerlioğlu, “Bu raporlar mahkemelerden dönüyor. Sağlık kuruluşunun raporu kabul edilmeyip, son kararı mahkeme verecekse, o versin. Tutsak boş yere hastanede uğraşmasın. Hasta tutsaklar cezaevlerinden ya ölümün eşiğinde ya da tabutla çıkıyor” diye konuştu.
 
‘ÇIPLAK ARAMA BİR GERÇEK’
 
Cezaevlerinde kötü muamele, darp, çıplak arama ve ayakta sayım dayatmalarında bulunulduğunu belirten Gergerlioğlu, şunları söyledi: “Siyasi tutsaklara ayakta sayımla, ‘terbiye etme’ tavrı var. Buna karşı çıkıldığında ise kamerasız ortamlarda darp ediliyorlar. Cezaevlerinde çıplak arama bir gerçek ama devlet bunu örtmeye çalışıyor. Biz de bu durumun var olduğunu ısrarla söylüyoruz. Kadınlardan bu konuda çok başvuru aldık. Adet günlerinde ped kontrolü, çocukların bezlerinin bile aranmasına kadar varan son derece rahatsız edici örnekleri biliyoruz. Bu durum tutsak yakınlarına da bir baskı, onur kırma aracı olarak kullanılıyor. Meclis insan hakları heyetiyle yaptığımız cezaevi ziyaretlerinde tutsaklar darp ve çıplak aramadan şikayetçi idi ve bunlar raporlara girdi.”

ÇOCUKLU VE HAMİLE TUTUKLULAR
 
HDP’li vekil, cezaevlerindeki bebekli ya da hamile kadın tutuklara da dikkat çekti. Gergerlioğlu, “Bu kadınlar cezaevlerinde ciddi sorunlar yaşıyor. Bakanlık özellikle cezaevlerindeki bebek sayılarını açıklamıyor. Bu ortamlar çocuklara uygun değiller. Bu durumda olan tutsaklar için farklı bir infaz rejiminin uygulanması gerekir. Maalesef iktidar aynı kafa ile devam ediyor. Siyasi tutsaklara özellikle hasmane bir tutum sergiliyor. Meclis’te bu tutumu dile getirdiğimizde ise ‘sen düşmanın hakkını mı savunuyorsun’ diyen vekiller var” ifadelerini kullandı.
 
'BU YASA ÇAKICI VE ADAMLARINA UYGULANDI'
 
Cezaevi Gözlem Kurullarının keyfi kararlar vererek tutukluların denetimli serbestlik haklarının önüne geçtiğinin de dile getiren Gergerlioğlu, bunun 1 Ocak’ta hayata geçen Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun paketi ile yasallaştığını işaret etti. Buna yönetmeliğe karşı hukuki mücadelelerinin devam ettiğini paylaşan Gergerlioğlu, “Bu tutsakların infaz indirim yasasına dahil olması ve erken bırakılmaları gerekirdi. Ama bu yasa Alaattin Çakıcı ve adamlarına uygulandı. İnfaz bindirim yönetmelikleri ise siyasi tutsaklara uygulanıyor. Resmen bindirim yapılıyor” dedi.
 
SİVİL HEYETLER GİTMELİ
 
Meclis komisyonları olarak cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini rapor haline getirdiklerini dile getiren Gergerlioğlu, yönelttiği “Ama geri adım atılıyor mu?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Maalesef çok önemli bir değişim olmuyor. O yüzden biz sivil heyetlerin cezaevlerini rahat bir şekilde ziyaret edebilmesi gerektiğini söylüyoruz. Aynı zamanda meclis raporlarının ciddiyetle ele alınması ve cezaevlerinin direnç göstermeyerek gereken değişimleri yapması gerektiğini söylüyoruz.” 
 
BAKANLIK CEVAP VERMİYOR
 
Bu zamana dek Adalet Bakanlığı’na 2 bine yakın soru önergesi verdiğini paylaşan Gergerlioğlu, bu önergelerin çoğuna cevap bile verilmediğini belirtti. Gergerlioğlu, “Cevapsızlık politikaları cezaevlerindeki vahim ortamın üstünü örtme çabasıdır. Vekillerin sorularını en çok cevapsız bırakan bakanlık, Adalet Bakanlığı’dır. Verilen cevaplar ise standart cevaplar. Bu durumun nedeni de bakanlığın cezaevlerine sorması. Cezaevleri de kendi yaptığı için böyle bir şey yoktur diyor. Bakanlığın müfettişlerle kontrol etmesi gerekiyor” dedi.
 
Salgının cezaevlerinde ‘fırsatçılık’ olarak kullanıldığının altını çizen Gergerlioğlu, nedenini şöyle açıkladı: “Tutsaklar zaten tecrit içindeydi, tecrit içinde tecrit yaşamaya başladılar. Salgınla bütün hakları gasp edilmiş durumda. Haklarını sorduklarında ise salgın gerekçe gösteriliyor. Salgınla birlikte cezaevi arasındaki nakiller durdurulmuş durumda. Ailesinden uzak bir yerde olan tutsakların ailelerine yakın yerlere verilmesi derdi yok. İnsanlar bu durumdan perişan oluyorlar. Cezaevleri istediklerinde ceza olsun diye tutsakları sürgün edebiliyor. Kafalarına yatmayan tutsakları dağıtma, sürgün etme işini çok iyi yaparak fırsatçılık yapıyorlar.”
 
'DEVLET TOPLUMU KANDIRDI'
 
Gergerlioğlu, devletin  her türlü baskı politikasını devam ettirdiğini, fakat bununla bir yere varamadığını da ifade etti.  Cezaevlerindeki açlık grevi eylemine işaret eden Gergerlioğlu, “Tutsaklar daha önce yine açlık grevi yapmıştı, İmralı’daki tecrit geriletilmişti. Fakat resmen devlet toplumu kandırdı. Açlık grevi bitti, görüşmeler doğru dürüst yaptırılmadı. Bütün bu esnada gelinen noktada tekrar açlık grevine girildi. Açlık grevi salgın döneminde sağlık açısından daha da riskli hale geliyor. Siyasi olarak grevin büyümesi, ölümlerin olması toplumsal gerginliğin artması risk oluşturuyor. Umuyoruz ki iktidar tecrit içindeki tecrit politikalarını bitirir. Kürt meselesinde diyaloğa doğru adım atar” diye konuştu.
 
'TECRİT SONLANDIRILMALI'
 
Kürt sorununun çözümü için İmralı’daki tecridin sonlandırılması gerektiğini söyleyen Gergelioğlu, “Öcalan’ın sürece müdahil olması Türkiye’de barışın gelmesi, insan hakları sorunlarının bitmesi anlamında çok önemli bir adım olacak. Çözüm sürecinde bunlar yapıldı, insanlar ölmedi. Bir şekilde bu tecridin bitirilmesi, onun konuşması ve adım atılması Kürt meselesinin çözümünde çok önemli bir husus. Devlet son derece acımasız ve kötü bir şekilde bu muameleyi yaparak tecrit içinde tecrit yaşatıyor” diye belirtti. 
 
Gergerlioğlu, cezaevlerindeki tutukluların haklarını korumanın önemini ise, “Ben cezaevlerinden gelen bütün talepleri dillendiriyorum. Yurttaşların cezaevlerine karşı daha duyarlı olması gerekiyor. Yaşananları empati yapması gerekir. Cezaevlerinde büyük sıkıntılar çekilirken bir tarafta ise hiçbir şey yokmuş gibi yaşayan insanlar var. Herkes yaşananlara karşı duyarlı olmalı, gereken ilgiyi göstermeli. Elinden gelen yollarla bu zulmün bitmesi için gayret göstermeli” sözleriyle dile getirdi.

Kaynak: MA