DEMOKRAT HABER 

Hakkari'de 19 Ocak akşamı bir üniversite öğrencisinin ölümüne, 3'ü polis 27 kişinin yaralanmasına sebep olan bombalı saldırının faillerinin yakalandığı iddia edilmişti. Polis tarafından olayın faili olmakla suçlanan 6 kişiden 2’si Emniyet Müdürlüğü’ndeki sorgularının ardından, 3’ü de savcılık tarafından serbest bırakıldı, sadece 1 kişi Van Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilerek tutuklandı.

 

TUTUKLANAN C.K.'NIN AİLESİ, İHD'YE BAŞVURDU

C.K 'nın ailesi, çocuklarının suçsuz olduğunu belirterek İHD Hakkari şubesine başvurdu. Aile, gözaltına alınanların Kuzey Irak sınırını geçip PKK ile görüşmeler yaptığı şeklindeki iddiaların asılsız olduğunu ileri sürdü.

 

Hakkari Bulvar Caddesi'nde 19 Ocak 2012'de polis servis aracının geçişi sırasında yaşanan patlamada Üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Zeki Yeşil, hayatını kaybederken, 3'ü polis 27 kişi de yaralandı. Olayın ardından polis, patlamanın faillerini yakalamak için geniş çaplı operasyon başlattı. Yapılan operasyonların ardından 30 Ocak 2012 günü 6 şüpheli gözaltı alındı. İki şüpheli polis sorgusu ardından,3 kişi ise ise Savcılıkça serbest bırakıldı. C.K., adındaki kişi ise bombalı saldırı gerekçesi ile Van Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklandı.

 

Hakkari'de yaşayan C.K'nın ailesi, Hakkari Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube ekipleri tarafından 4 gün önce gözaltına alınan, çocuklarının patlamayla bir ilgisinin olmadığını, polislerin çektiği görüntülerdeki silah ve eşyaların da evlerinde çekilmediğini belirterek İHD Hakkari Şubesi'ne başvurdu. Kardeşi ile birlikte gözaltına alınan ve polis sorgusunun ardından serbest bırakılan Kenan Kurt, Hakkari Emniyet Müdürlüğü'nün basın merkezlerine geçtiği görüntü ve resimlerdeki silah, sandalye ve sandığın evlerinde çekilmediğini ve evlerinde böyle bir şeyin olmadığını iddia etti. Anne Adile Kurt ile birlikte İHD Şubesi'ne gelen Kenan Kurt, konuyla ilgili adli makamlara da suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

 

Operasyonda gözaltına alınanlar arasında bulunan Kenan Kurt, kardeşinin suçsuz olduğunu ve serbest bırakılmasını istediklerini belirterek, "Emniyetteki sorguda, bize sordukları tek şey 'Benim bildiklerimi bana anlatın' Biz de kendilerine bir şey bilmiyoruz. Sizin bildiğiniz nedir? bize söyleyin bilelim' diye cevap verdik. Hakkari Emniyet Müdürlüğü tarafından çekilen ve daha sonra basın merkezlerine gönderilen ve basında bizimle ilgili çıkan haberler kesinlikle doğru değil. Kardeşimi Hakkari'deki patlamanın faili olarak hedef gösterdiler. Hakkari Emniyeti tarafından yapılan basın açıklamasında ve çekilen görüntülerde kardeşimin Kuzey Irak tarafına geçtiği belirtiliyor. Kesinlikle bu doğru değil. Bunun yanı sıra evimizde silah ele geçirildiği görüntülerde gösteriliyor. Kesinlikle çekilen görüntüler bizim eve ait değil. Bunlar başka yerde uydurma görüntüler çekmişler. Evimizde sandalye ve sandık yoktu. Silah da yoktu. Ama televizyonlarda çıkan görüntülerde vardı. Bu doğru değil. Bu yüzden İHD'ye başvurduk. Bizim Hakkari'deki patlamayla ilgimiz yok. Biz de istiyoruz ki olayın gerçek failleri ortaya çıksın" diye konuştu.

 

Kurt ailesinin başvurusunu kabul eden İHD Hakkari Şube Sekreteri Sait Çağlayan ise iddiaları araştıracaklarını ve gereken çalışmayı yapacaklarını söyledi. Konuyla ilgili rapor hazırlayacaklarını belirten Çağlayan, "Raporumuzu kamuoyuyla paylaşacağız. Bizim buradaki amacımız kesinlikle gerçek faillerin bulunması. Tabi şu an konu yargıda. Kesin bir şey söylemek doğru olmaz. Biz de İHD olarak bu iddialar üzerine gerekli çalışmalarımızı yapacağız" dedi.

 

HPG’DEN YALANLAMA

HPG Anakarargah Komutanlığı, daha önce açıklama yapmalarına rağmen Hakkari merkezde meydana gelen patlamanın kendilerine yüklenmeye çalışıldığını iddia etti.

 

ANF'ye göre HPG Anakarargah Komutanlığı, yaptığı yazılı açıklamada şöyle: “19 Ocak akşamı Hakkari merkezde düzenlenen ve bir Kürt gencinin yaşamına mal olan patlamayla ilgili olarak daha önce açıklama yapmış olmamıza, bizimle bir ilgisinin olmadığını belirtmemize rağmen bu olayı üzerimize yıkma girişimleri devam etmektedir. Bir kez daha Hakkari olayı ile hiçbir ilişkimizin olmadığını kamuoyuyla paylaşma gereği duyuyoruz. Olayın bize yüklenmeye çalışılması polisin kirli bir oyununun sonucudur.”