Üsküdar’da Doğancılar karakolunda yaşanan olaylar zinciri, 2011 yılında 20 yaşındaki Ş.M.’nin alacak meselesi yüzünden bir arkadaşını yaralamasıyla başladı.

Kendisi de yaralanan genç gittiği Haydarpaşa Numune Hastanesi polisince karakola gönderildi. Karakoldan kaçan Ş.M. kendisini kovalayan ekip otosunun çarpmasıyla durduruldu. Yeniden karakola getirilen Ş.M., bir süre sonra savcılığa sevk edildi. Sevk sırasında ise vücudundaki çok sayıda çürük için Adli Tıp Kurumu, “karıştığı kavgada oluşan çürükler” diye rapor düzenledi. Şüpheli bu iddialarla tutuklandı ve kasten yaralama suçundan 1 yıl cezaevinde kaldı.

İŞKENCEYİ KANITLADI

Ancak ekip otosuyla çarpılarak durdurulduktan sonra nezarethane sorumlusu polis M.T.’nin tekmelerine ve dayağına maruz kaldığını ileri süren Ş.M durumunu İstanbul Barosu’nun “Kötü Muamele ve İşkenceyle Mücadele Kurulu”na bildirdi. Karakolda işkence gördüğünü iddia eden Ş.M.’nin avukatlığı üstlenen avukat Fatma Elif Koru’nun girişimleriyle Sulh Ceza Mahkemesi’ne dava açıldı. Davada nezarethane sorumlusu polis memuru hakkında basit yaralama suçundan 6 aydan 1.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

İKİ FARKLI RAPOR

Vatan gazetesinin haberine göre; yargılama sırasında mağdur Ş.M.’nin ilk müracaat ettiği Haydarpaşa Numune Hastanesi’nden aldığı raporla, karakoldan çıkışında Adli Tıp Kurumu’nda aldığı rapor arasında büyük bir fark olduğunu gören hakim, mağdurun, “Ekip otosuyla çarparak yakalandıktan sonra polis M.T beni tekmelerle dövdü” ifadesinin raporla eşleştiğini gördü ve 24 saat kameraların kayıtta olduğu karakoldan olay günü ve saatinin kamera kayıtlarını istedi.

GÖRÜNTÜLER NEDEN GÖNDERİLMEDİ?

Ancak bu isteğe rağmen görüntüler bir türlü mahkemeye ulaştırılmadı. Hakim istediği 24 saat kayıt altında olduğu bildirilen nezarethane karakol girişindeki olay günü kamera görüntülerinin bir türlü temin edilememiş olmasının işkence iddialarını doğrular nitelikte olduğuna kanaat getirdi ve “Mevcut delillere göre mağdurun karakoldan kaçmasına sinirlenen sanık polis memuru tarafından yakalandıktan sonra karakol içerisinde çok kötü bir şekilde dövülerek mağdura kötü muamelede bulunulduğu, bunun da işkence suçunun unsurlarını oluşturabileceğinden sanığın yargılamasının TCK’nın 94. maddesi gereğince ağır ceza mahkemesinde yapılması için mahkememizin görevsizliğine karar verildi” dedi.

Bu kararla hem zanlıyı dövdüğü ileri sürülen nezarethane sorumlusu sanık polis memuru M.T, hem de o gece karakolda görevli ve zanlıya çarpan ekip otosunun sürücüsünün de aralarında bulunduğu 8 polise daha kötü muameleden 3 yıldan 12 yıla kadar dava açılması gündeme geldi.

Ş.M. KARAKOLDA TEKMELİ İŞKENCE GÖRDÜ MÜ?

Arkadaşını yaralamak suçundan gözaltına alınan 20 yaşındaki Ş.M., Üsküdar Doğancılar Karakolu’ndan kaçmaya çalışırken polisler kendisini ekip otosuyla çarparak yakaladı. Ş.M.’yi yakaladıktan sonra tekmelerle dövdüğü iddia edilen polis hakkında ise basit yaralama suçundan 6 aydan 1.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Davaya bakan Anadolu 20. Sulh Ceza hakimi, 24 saat kayıt yapılan karakoldan olay günü görüntülerini istedi. Ancak görüntüler bir türlü gelmeyince hakim bu durumun tekmeli işkence iddialarını doğruladığına karar verdi ve dosyayı ağır ceza mahkemesine gönderdi.