Almanya’nın Mainz kentinde yaşayan Seyit Rıza’nın torunu Rüstem Polat hayatını kaybetti.Polat'ın cenazesinin Dersim'in Hozat ilçesinde defnedilmesi bekleniyor.

Seyid Rıza'nın ölümünden 11 yıl sonra 27 Kasım 1948 günü oğlu Baba İbrahim'in bir torunu oldu. Adını Rüstem Polat koydular.

Ali Kemal Erdem'in Independent Türkçe'de yer alan haberine göre Rüstem Polat, hayatı boyunca ağır bir yükü omuzlarında taşıdı.

Devlete isyan ettiği iddiasıyla idam edilen bir kişinin torunları olarak her zaman gözler üzerlerindeydi.

Ancak gerek zaman zaman gittiği memleketi Dersim'de gerekse de Elazığ merkezde yaşayan Alevilerce, Zazaca'da Alevi dedelerine hitap olarak kullanılan "Yol gösteren" anlamına gelen "Rayber" olarak anılmaya ve saygı görmeye devam etti.

Rüstem Polat, yaşamı boyunca büyük dedesi Seyit Rıza'nın mezarının bulunması için çabaladı durdu.

Büyüklerinden yaşananlara dair duyduklarını çevresindekilere ısrarla anlatmaya devam etti.

Bu amaçla 2014 yılında dönemin Dersim Milletvekili olan ve dedesi Zeynel Çavuş da 1938 yılında öldürülen Hüseyin Aygün ile birlikte TBMM'de yapılan bir basın açıklamasında kameraların önüne çıktı.

Ancak en büyük dileğine kavuşamadan önceki gün yaşadığı Almanya'nın Mainz şehrinde yaşamını yitirdi.

Vefatının ardından oğlu Süleyman Polat, Independent Türkçe'ye konuştu.

Polat, babasının vefatından bir gün önce evde kalbi durduğu için hastaneye kaldırıldığını ve burada organ yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirdiğini söyledi.

Rüstem Polat'ın ölümünün ardından yapılan koronavirüs testi ise pozitif çıktı.

EN BÜYÜK DİLEĞİ DEDESİNİN MEZARINI BULMAKTI

Süleyman Polat, babasını şu sözlerle anlatmaya başladı:

En büyük istediği dedesinin mezarlarını bulmaktı. Dedesinin mezarını bulmak, mezarına bir mum dikmek ve ziyaret ederek insani vazifelerini yerine getirmek istiyordu. Hiçbir siyasi ideolojisi yoktu. Kimseyi başkalaştırmayan bir düşünceye sahipti.  Ezilenlerin yanındaydı. İnsanlar arasında etnik, dini ayrım yapmaz herkesi eşit insan olarak görürdü.

Süleyman Polat, sözlerini şöyle devam ettirdi:

Asılsız iddialar, asılsız tezler ileri sürüldü. Dersim 38 isyanıyla beraber ailece büyük bir katliamdan geçtik. Aile bağlarımız o zaman koptu. O travmanın etkisiyle bize yaşadıklarımız aktarıldı ama bir siyasi ideoloji aktarılmadı. Aileden dededen kalan bir rayberlik konumumuz olmasından ve insanların bize olan sadakatinden dolayı biz de bu sadakate bağlı kalmaya çalıştık. Babamın en büyük amacı yaşamı boyunca bu oldu. Hep iyi bir insan olarak kalmaya çalıştı.

Seyit Rıza'nın ailesi olması nedeniyle sürekli göz önünde olan Polat ailesi 1990 yılında Almanya'nın yolunu tutmuş, 1993'te de Rüstem Polat gitmişti. Ancak bu gidiş ona hayli ağır gelmişti. Oğlu, bunun nedenini şöyle anlattı:

Dedelerimizin 38'de sürgün edilmesi gibi yurtdışına gelmek babam için ikinci bir 38 sürgünü gibiydi. Onun ruhsal sıkıntısını hep yaşadı. Memleketini insanlarını çok seviyordu. Bu sevgisini hep dile getirdi.  Onu vicdani anlamda anlamayışları rahatsız etti. Yaşadıklarını içine attı. Kendini izole etti.

Rüstem Polat artık memleket hasretini ancak yazdan yaza geldiği zamanlar gidermeye başlamış, ancak dedesi Seyit Rıza'nın mezarını bulma isteği hiç bitmemişti.

KIZI DA BABASININ MEZARINI ARADI

Seyit Rıza'nın mezarını bulma çabasına aile adına öncülük eden bir diğer kişi ise bizzat Seyit Rıza'nın kızı olan Leyla Polat idi.

Yine asıl mesleği avukatlık olan Hüseyin Aygün aracılığı ile mahkemelere ve ilgili kurumlara yaptıkları başvurular sonuçsuz kaldı.

Rüstem Polat, son yıllarında sosyal medyayı da takip etmeye başlamıştı.

Burada dedesine dair paylaşımları özellikle takip ediyordu.

Hakaret içeren paylaşımlar kadar onu üzen bir diğer hususta Seyit Rıza'nın torunu olduğu iddiasıyla başka kimselerin de ortaya çıkmasıydı.

Süleyman Polat, bu konudaki rahatsızlığını şöyle dile getirdi:

Sosyal medyayı takip etmesi onun hoşnutsuzluğunu daha arttırdı. Seyit Rıza'nın torunuyum diye ortaya çıkanlar onu çok rahatsız ediyordu. Çünkü babam her zaman halkın güvenini korumak için her şeyi yaptı. Bu nedenle sustuk, alçak gönüllü davrandık ama anlamak istemediler.

Süleyman Polat, babasının bir diğer isteğinin dedesinin mezarının ortaya çıkarılması olduğu kadar o dönemde yaşananların her yönüyle ortaya çıkarılarak, gelecekte aynı mağduriyetlerin yaşanmaması için bütün yönleriyle aydınlatılması olduğunu söyledi.

ANNESİNİN YANINA GÖMÜLECEK

Rüstem Polat, dedesinin mezarının nerede olduğunu bilmeden yaşamını yitirdi.

Dedesinin mezarını bulduktan sonra cenazesini yaşadığı topraklara götürüp defnetmeyi planlıyordu.

Oğlu vasiyeti gereği babasının cenazesini memleketleri olan Dersim Hozat'taki köylerine götürmek istediklerini ve babasını kendi annesinin yanına defnedeceklerini söyledi.

Süleyman Polat, prosedürlerin bitmesini beklediklerini, test sonuçlarının negatif çıkması halinde kendilerinin de hafta sonu cenazeyle birlikte geleceklerini ekledi.

Süleyman Polat son olarak sözlerini şöyle tamamladı:

Babam her zaman haksızlığa uğrayanların yanında olmaya çalıştı. Bu kim olursa olsun fark etmedi. Hep saygı ve sevgi olsun istedi.  Anısını yaşatmaya çalışacağız.