Alman Anayasa Mahkemesi, dış istihbarat servisi BND'nin yurtdışındaki izleme faaliyetleri nedeniyle gazetecilerin ve hak örgütlerinin yaptığı dava başvurusunu incelemeye alıyor.

Başvuru 2017 yılında yeniden düzenlenen BND yasasının Alman Anayasası ile çeliştiği iddiası üzerine dayanıyor.

Anayasa Mahkemesi Birinci Senato hâkimleri Salı ve Çarşamba günü yapılacak sözlü duruşmada yasanın anayasaya uygun olup olmadığına dair leyhte ve aleyhte görüşleri dinleyecek.

Mahkemenin prensip kararını ise birkaç ay içinde vermesi bekleniyor.

ANAYASA'NIN 5 VE 10'UNCU MADDELERİNE ATIF

Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün yanı sıra birçok yabancı gazeteci BND yasasında yer alan ve yurtdışındaki yabancıların telekomünikasyonunun izlenmesine ilişkin düzenlemeye karşı çıkıyor.

Başvuruculara Alman Özgürlük Hakları Cemiyeti (GFF) de destek veriyor.

Dava başvurusunda BND yasasının Alman Anayasası'nın iletişimin gizliliğini düzenleyen 10'uncu maddesi ve basın özgürlüğünü düzenleyen 5'inci maddesi ile çeliştiği ileri sürülüyor.

BND yasasında 2017 yılında yapılan değişikliklerle Alman dış istihbaratına yurtdışındaki yabancı ülke vatandaşlarının telekomünikasyonunun da izlenmesi imkanı tanınmış, muhalefet partileri dayanak olmaksızın kitlesel izlemeye imkân tanıyacağı gerekçesiyle düzenlemeye karşı çıkmıştı.

Düzenlemenin anayasaya aykırı olduğuna ilişkin şikâyet ise 2017 yılı sonunda Anayasa Mahkemesi'ne yapılmıştı.

Almanya'da en yüksek yargı mercii olan Anayasa Mahkemesi duruşmada, "Anayasa'nın Alman devlet otoritesini yurtdışında ne kadar bağladığı" gibi temel soruların yanı sıra BND'nin veri toplaması ve yabancı istihbarat servisleriyle işbirliği gibi detaya dair çok sayıda soruya da yanıt arayacak.

‘YURTDIŞINDAKİ İNSANLAR DA İNSANDIR’

GFF Başkanı Ulf Buermeyer duruşma öncesinde yaptığı açıklamada "Dijitalleşme istihbarat servislerine izlemenin birçok yeni biçimini imkân olarak sunuyor ancak bu sırada temel haklar geri plana itiliyor" dedi.

Ulf Buermeyer ayrıca Anayasa ile güvence altına alınan iletişim gizliliğinin BND açısından fiiliyatta geçerli olmadığını belirtti.

Buermeyer "bir istihbarat servisinin dünya çapındaki internet trafiğinin içeriğini herhangi bir somut şüphe olmaksızın ve bir hâkim kararı bulunmaksızın görebiliyor olmasını" engellemek için "çağdaş bir korumanın" gerekli olduğuna dikkat çekti.

Dava başvurusunda bulunanlara göre merkezde yer alan konulardan biri, Alman makamlarının yurtdışında Alman anayasasının temel hükümlerine riayet etmek zorunda olup olmadığı.

GFF Başkanı Buermeyer, Alman Anayasası'nın insan onurunun dokunulmazlığıyla ilgili 1'inci maddesinin hükümeti "ister yurtiçinde isterse de yurtdışında olsun" temel haklara riayet etmek zorunda bıraktığını söyledi.

"Yurtdışındaki insanlar da insandır ve özel alanlarıyla ilgili haklara sahiptirler" diyen Buermeyer, Alman istihbarat servisinin bu hakka riayet edip etmeyeceğine serbestçe karar veremeyeceğini belirtti.

Gazeteciler ayrıca yasa nedeniyle kendi çalışma ve araştırma imkânlarının tehlikede olduğunu ileri sürüyor.

Haber kaynaklarının izlenme korkusu nedeniyle hassas konularda gazetecilere bilgi vermeyeceğinden endişe ediliyor.

Ayrıca BND'nin Alman medyasının yurtdışındaki partnerlerini izlemesi halinde yazı işlerinin içinde kalması gereken sırların devlete ifşa olacağı belirtiliyor.

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe