Evrensel yazarı Yusuf Karataş, parti kurma hazırlığında olan Ali Babacan, Kürt siyasetçi ve aydınlarla yaptığı toplantıyı ve Kürt sorununa yaklaşımını değerlendirdi.

Karataş, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün desteğini alan Babacan hareketinin, önceki gün partisini (Gelecek Partisi)  ilan eden Ahmet Davutoğlu hareketinden daha etkili olacağına dair yorumlar yapıldığını ifade etti.

“Babacan hareketi, Kürt sorunu konusunda bir umut olabilir mi?” sorusuna yanıt vermek gerektiğini ifade eden Karataş, Babacan'ın geçtiğimiz günlerde Kürt siyaseti içinde yer almış ve İHD Genel Başkanlığı da yapmış Yusuf Alataş'ın aralarında bulunduğu bir grup Kürt siyasetçi ile toplantı yaptığını yazdı.

Karataş, “Ali Babacan, daha önceki hükümetlerde üstlendiği görevler nedeniyle Kürt sorunu konusunda öne çıkmasa da hareketin arkasında yer alan Abdullah Gül’ü ve yeni harekette “ağabey” olarak görülen Beşir Atalay’ı burada anmak gerekiyor. Atalay’ın sorumluluğunu üstlendiği ‘açılım’ politikası, ülke içinde de iki uçlu bir politika olarak yürütüldü” dedi.

‘Çözüm süreci’ne değinen Karataş, “Bu politika bir yandan bölgedeki bazı üniversitelerde ‘Kürdoloji’ bölümlerinin açılması, Kürtçenin okullarda seçmeli ders olarak okutulması ve bazı Kürtçe yer isimlerinin geri verilmesi gibi kimi kültürel haklarla Kürtlerde beklenti yaratılmasını hedefliyor, ancak öte yandan da ‘KCK operasyonları’ adı altında Kürt siyasetçileri, belediye başkanları tıpkı bugün olduğu gibi tutuklanıyordu. Anlayacağınız, ‘açılım’ın bir ucunda “bireysel haklar” çerçevesinde atılacak kimi adımlarla Kürtlerde beklenti yaratma ve öte tarafında da Kürt siyasetini tasfiye edip etkisizleştirerek yerine başta Gülenciler olmak üzere o dönem iktidarla iş birliği halindeki cemaat-tarikatların etkin kılınması hesabı bulunuyordu” ifadelerini kullandı.

“Kürt sorununun demokratik çözümü konusunda hâlâ bir umut varsa, bu umudun kaynağı Babacan hareketi değil” diyen Karataş, “ Burada şu soru akla gelebilir: O zaman Babacan hareketinin Kürt sorunu konusunda söylediklerinin hiçbir anlamı-önemi yok mu? Elbette var. Ancak burada iki şeyi birbirine karıştırmamak gerekiyor: AKP içindeki çözülmeden, burjuva klikler arasındaki çatışmadan demokrasi mücadelesi için yararlanmaya çalışmak ile iktidar içinden çıkmış yeni bir burjuva oluşumu umut olarak göstermek birbirinden farklı şeylerdir! Sonuç olarak, bugün Kürt sorununun demokratik çözümü konusunda hâlâ bir umut varsa, bu umudun kaynağı Babacan hareketi değil; Kürt halkı ve ülkedeki demokrasi güçlerinin her türlü baskıya karşı ısrarla sürdürdükleri mücadele ve bu mücadelede dostu-düşmanı ayırma konusunda kazandıkları deneyimdir” ifadelerini kullandı.

Yazının tamamı burada.

Kaynak: Evrensel