Emek Partisi Bursa İl Örgütü pandeminin birinci yılını değerlendirmek için Kent Meydanında basın açıklaması gerçekleştirdi.

Pandemi süreci ülkemiz açısından bitmediği gibi onlarca insanımızın hayatını elinden alarak devam ediyor diyen Emek Partisi Bursa İl Başkanı Hasan Özaydın, “Salgın süreci AKP tarafından ne kadar kötü işletildiği ve ülkemiz emekçileri açısından nelere yol açtığını görebiliyoruz. AKP iktidarı sağlık bakanının ağzından temel önerme olarak maske, mesafe, temizlik diyerek süreci yönetmeye başladılar. Ardından bu önlemlere sokağa çıkma yasakları ve iller arasında seyahat yasakları eklendi. Ancak herkese evde kal denirken işçilere sabahın köründe servislere binip fabrikalarda yan yana çalışın dendi. İşçiler için ciddi hiçbir önlem alınmadı. Binlerce esnafın işyerlerini kapatıldı ancak bu insanların yaşamlarını nasıl sürdüreceklerine dair ciddi hiçbir tedbir alınmadı. Avrupa ülkelerinde evde bırakılan her yurttaşın giderleri karşılanırken, ülkemizde bırakın yardım etmeyi insanlara İBAN numaraları gönderilerek yardım talebinde bulunulduğunu” söyledi.

‘BİLİM ÖRGÜTLERİ DÜŞMANLAŞTIRILDI’

Sürecin yönetilmesinde tüm dünya bilim örgütlerini öne çıkarırken ülkemizde başta TTB olmak üzere hekim örgütleriyle birlikte süreci yönetmeyi bırakın bu örgütler düşmanlaştırılarak her türlü hakaret edildiğini söyleyen Özaydın, “Göstermelik oluşturulan bilim kurulunun düşüncesinden çok iktidarın veya tek adamın ne dediğine bakılarak kararlar verildi. Tüm bunların sonucunda geldiğimiz yer ortada. 65 yaş üzeri vatandaşlarımız bir yıla yakın süredir evlerine kapatıldı. 152 bin esnafımız işyerlerini kapatmak zorunda kaldılar ve yaklaşık 6 milyon yurttaşımız evine ekmek götüremez konuma geldiler. 500-750 lira arası kira yardımı, gelirlerinin %3 oranında destek verme gibi alay edercesine tedbirler alındı ve esnaf vatandaşlarımız yaşayamaz hale geldiğini” söyledi.

‘AŞI SÜRECİ KÖTÜ YÖNETİLİYOR’

AKP iktidarı bizleri Avrupa ülkesinde kullanım izni olmayan, koruyuculuk oranı en düşük aşıya muhtaç bıraktığını ifade eden Özaydın, “Her şeye rağmen yine de aşımızı olalım desek ortada aşı yok. Bursa’da iki doz aşı yapabildiğimiz insan sayısı 91 bin 698 kişi. 3 Milyon 101 bin 800 nüfusu olan Bursa’nın % 65’i olan 2 milyon 500 bin kişinin aşılanması için bin 340 gün süreye ihtiyacımız var. Bugün itibariyle hala 65 yaş altına tek bir doz aşı yapmamış olmamız bu sürecin nasıl kötü işletildiğinin açık göstergesidir. Vatandaşa yapacak aşı var mı? Varsa ne kadar? Yoksa ne zaman gelecek? Sorularının cevabı ne yazık ki yoktur. İşin en üzücü tarafı bu sorulara sağlık bakanı da cevap verememektedir. Dünyada bulunan aşılar 5-10 ilaç tekelinin ve dünyanın varsıl ülkelerinin tekeline geçmiş, bu tekellerin kar hırsı nedeniyle bütün insanlık ölüm riskiyle baş başa bırakılmıştır” dedi.

Binlerce emekçi bu süreçte işini kaybettiğini söyleyen Özaydın, “Yine binlerce esnafımız bir daha açmamak üzere kepenklerini kapatmak zorunda kalmışlardır. İlimizin de üretimin amiral gemisi Renault Fabrikası 15-22 Mart arasında üretime ara vereceğini açıkladı. Ayrıca 400 çalışanını da 1 Nisan tarihine kadar izne gönderdi. Sürecin nasıl sonuçlanacağını hep birlikte takip edeceğiz” dedi. 

14-28 GÜN ARASI BİR TAM KAPANMA OLMALI

Vatandaşa maske mesafe evde kal çağrıları yapan AKP iktidarı Ayasofya’nın ibadete açılması sürecinde yüzbinlerce kişiyi, Rize mitinginde ve lebalep doldurdukları AKP kongrelerinde yaşanan görüntüler ve esnaflarımızın eylemlere varan talepleri sonucu 1 Mart tarihinde yasakları kaldırma kararı almak zorunda kaldığını ifade eden Özaydın, “TTB başta olmak üzere 6 sağlık örgütü 4 Martta bu karara dair düşüncelerini ve önermelerini açıkladılar. Alınan açılma kararının 1 Haziran’da olduğu gibi erken olduğunu, aşı bağışıklığının ancak % 2 oranında olduğunu ve 14-28 gün arası bir tam kapanma yapılması, 120 milyon aşı temin edilerek hızla aşılamanın yapılması ve kontrollü bir açılmanın sağlık örgütleriyle birlikte kararlaştırılması gerektiğini açıkladılar. AKP iktidarı tarafından çok kötü bir şekilde yürütülen bu süreç, insanlarımızın yaşamına, yoksulluğa, işsizliğe ve geleceksizliğe yol açtığını” söyledi.

Özaydın, “Bu süreçten çıkmak, yurttaşlarımızın sağlığı ve geleceğinin korunması için alınması gereken acil önlemleri ise şöyle sıraladı:

*21 günlük tam kapanma kararı alınarak virüsün yayılması önlenmelidir.

*Kapanma sürecinde çalışan, işyeri olan tüm yurttaşlarımızın giderleri eksiksiz devlet tarafından karşılanmalı, yıllarca vergi ödeyen yurttaşlarımıza hak ettikleri mali destek sağlanmalıdır.

*Ülkemiz nüfusuna yetecek oranda aşı en kısa sürede temin edilmeli ve aşılama süreci hızla tamamlanmalıdır. Bulunan aşıların formülleri açıklanarak tüm dünya ülkelerinde üretimleri yapılmalı ve insanlık açısından hayati önemi olan aşı ilaç tekellerinin mülkiyetinden çıkartılmalıdır.

*Süreç sağlık örgütleriyle birlikte yürütülmeli ve yerinden yönetimle kademeli açılma süreci işletilmelidir.

*Şüphe yok ki halkımızın ve insanlığın sağlığını, mutluluğunu sağlamak bu çürümüş düzeni değiştirmekle mümkün olduğunu söyleyen Özaydın, “Ekonomik krizle birleşen salgın sürecinde bir yılı geride bırakırken; işsizlik ve yoksulluk kıskacında sürü bağışıklığına terk edilen halkımızı insanca yaşam ve insanca çalışma koşulları için birleşmeye ve mücadeleye” çağırdı.