Amed Sportif Faaliyetler Kulüp Başkanı Nurullah Edemen, Amedspor’un yaşadığı zorluklara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Maddi anlamda zor günler geçirdiklerini ifade eden Edemen, Amedspor Başkanı olmaktan gurur duyduğunu ifade etti.

 “Amedspor’u çok seviyorlar ama kimse Amedspor için elini taşın altına koymuyor” diyen Başkan Nurullah Edemen “Başarılar ve taraftar desteği arttıkça çeşitli zorluk ve baskılarla karşılaştıklarını” söylüyor.

Edemen, İPA’nın sorularını yanıtladı.

İsim değişikliği süreci nasıl oldu ve neden Amed ismini verdiniz?

Kulüp, 1990’da kuruldu. İlk önce Diyarbakır Belediye sonra Diyarbakır Disk, ondan sonra tekrar adı değişti Diyarbakır Büyükşehir Belediye Spor oldu. 2015’te dönemin yönetici arkadaşlarımız adını Amedspor olarak değiştirdi. Neden Amedspor? Her ne kadar belediye bu kentin yerel yönetimi de olsa kurum takımları çok özümsenmiyor. Ben de önce maçlara filan gitmezdim. İşin gerçeği. İsmi Amedspor olunca dikkatimi daha çok çekmeye başladı. Diyarbakır’ın binlerce yıl evvelinden adının “kurtulmuş” anlamına gelen “Omid-Amid” olduğu tarihten biliriz. Kürtler ise Med atalarına izafeten “Amed” ismini yakışır bulmuşlar bu şehre. Bizde futbol tarihine yaptıklarımızı bu isimle anmak istedik. Amed Diyarbakır’ın Kürtçe adı. Her ne kadar yok saysalar da gerçeğimiz o. Amed! 2015 döneminde görev aldım.”

‘HEM AMED, HEM SARI, KIRMIZI, YEŞİL OLMAZ’ DEDİLER’

 “Adı değiştirildiğinde yönetici arkadaşlarımız renklerini de sarı kırmızı yeşil olarak istemişlerdi. Garip bir durum var! Diyarbakır Büyükşehir Belediye sporken rengi yeşil, sarı, kırmızıydı. Problem yok. Ama adı Amedspor, rengi de sarı kırmızı yeşil devam edilsin deyince, olmadı. Kıyamet koptu. Onaylamadılar. Hatta en son ben gittim, görüşmeler yaptım. Çok net önümüze iki seçenek koydular. ‘Ya Amedi ya renk. İkisinden birini seçin. Hem Amed, hem sarı, kırmızı, yeşil kabul etmeyiz’. Biz de günün şartların da peki dedik. İsmi Amed olsun. Benim için renkten ziyade Amed olması çok daha önemliydi. İsmi Amed olsun, rengide yeşil, kırmızı, beyaz olsun dedik. Ve biz TFF’den o zaman adımızı Amedspor, rengimizi de yeşil, kırmızı, beyaz tescil ettirdik. Logomuzu da çift başlı kartal ve surlarının işareti var. Tek başlı kartal aslında birçok kulübün logosudur ama çift başlı kartal bir tek bizde var. 

İsim değişikliğinden sonra mı baskılar artmaya başladı?

‘BU ÜLKEDE HÂLÂ RENKLERDEN İSİMLERDEN ÇEKİNİYORUZ’

Şimdi yeşil, kırmızı, sarı Kürtlere neyi ifade ediyorsa, Kürtleri özümsemeyen, Kürtlerin varlığına karşı duranlar da bu renklerin ne olduğunu çok iyi biliyor. Amed Kürtçe isim. Diyarbakır’ın eski isimlerinden bir tanesi olmasından kaynaklı hem ismi hem de renklerin bir arada olmasına müsaade etmediler. Tabi niye etmediler çözüm süreci iyi olsa olur muydu bunlar hepsi tartışılır. Ama sonuçta buradan baktığımızda; bir kabullenmemek var. Biz hala bu ülkede renklerden çekiniyoruz. İsimlerden çekiniyoruz. Oysaki hep söylüyorum. Bu takım, spor yapıyor. Biz Amedspor kulübü olarak hiçbir zaman siyasetin içinde olmadık, olmak için de çaba göstermedik. Bu demek değildir ki biz siyasetin içinde değiliz, olmak için çaba göstermedik ama bize yapılan baskı, ötekileştirme, yok saymalara da boyun eğdik. Öyle bir şeyimiz yok. Her zaman da dimdik karşı durduk. Kabul etmedik bu ötekileştirmeyi, baskıları. Dolayısıyla o günün koşullarında oyun kurucular, kural koyucular böyle bir karar aldılar. Bilinç altlarında ne var bilemem, onlar bilir. Ama ikisinin bir arada olmasına müsaade etmediler.

‘ÜLKENİN BAŞKENTİNDE DARP EDİLDİK’

Baskıların diğer nedenleri neydi?

Tamamen isminin Kürtçe olmasından kaynaklı. Hiç kimse özümsemedi, kabul etmediler bana kalırsa. Bir şekilde ideolojik olarak gördüler veya görmek istediler. Böyle görünce de, çok daha milliyetçi kesimlerin olduğu yerlerde maç yaptığımızda bunun karşılığını çok ama çok daha fazlasıyla baskı ve şiddetle aldık.  2015-2017 sezonun da Türkiye’nin başkenti Ankara’da, Türkiye’nin en eski takımlarından Ankaragücü maçında, biz o kentin ortasında, ülkenin başkentinde darp edildik.

36 yaşından sonra burnum kırıldı. Ve bu maalesef, Diyarbakır’a gelen, onları masanın başında oturttuğumuz, izzet ikram yaptığımız yönetici ve başkanın bizzat kendisiyle oldu. Bugün o takım Türkiye Süper Ligin’de. Biz yerimiz de sayıyoruz. Yerimiz de saymakla beraber ciddi sıkıntılarla uğraşıyoruz. Dolayısıyla ülkenin her tarafında çok istisnai durumlar hariç, gittiğimiz her deplasmanda milliyetçi baskılar, milliyetçi söylemlerle, ötekileştirmeyle ve şiddetle baş başa kaldık. Sivas’ta bayrağımız indirilip, yakıldı. Otel verilmedi. Yemek verilmedi. Bursa’da sporcumuza maç esnasında öyle bir girildi ki ayağını kırıp futbol hayatı bitirilmek pahasına. Bursa’da ‘burası Türkiye, buradan çıkış yok’ sloganlarıyla karşılandık. Zaten eğer bir ülkenin coğrafyasında misafir ettiğiniz takıma ‘burası Türkiye buradan çıkış yok’ diye tezahüratta bulunuyorsanız, zaten siz kafanızda bazı şeyleri bitirmişsiniz demektir.

‘BÖLEN AMEDSPOR OLMADI’

Bölen Amedspor olmadı, bölen maalesef onlar ama farkında değiller. Biz hep spor tarafında olduk. Bundan sonra da spor tarafında olacağız. Mücadelemizi spor yönünde yapacağız. Ama baskı ve ötekileştirmeye de hiçbir zaman boyun eğmeyeceğiz. En azından kulüp başkanı olduğum sürece ben boyun eğmeyeceğim. Bugüne kadar boyun eğmedim, bundan sonra da boyun eğmeyi düşünmüyorum. Süreç ne getirir, ne götürür hep beraber yaşayacağız.

‘BAYRAMDA KALABALIK, TAZİYEDE YALNIZ, EKONOMİK SIKINTI İÇİNDEYİZ’

Ama Amedspor’un bir gerçeği, bayramda kalabalık taziyede yalnız!  Şu anda Amedspor öyle. Çok yalnızız. Ekonomik anlam da çok dardayız, çıkmazdayız. Sporcularımızın ödemelerini yapamıyoruz, personelimizin maaşlarını ödeyemiyoruz. Ne kadar ayakta kalırız, nasıl ayakta kalırız, bilmiyorum. Herkes Amedspor’u çok seviyorlar ama kimse Amedspor için elini taşın altına koymuyor. Bu da ayrı çelişki. İlk Amedspor olduğu zaman halkın büyük ilgisi oldu. İnsanlar da bir hareketlilik başladı. Günün şartlarında belki bize yapılan baskıların ayyuka çıkması, biraz da sportif başarılarla bize verilen destek ön plana çıktı. Manevi olarak halk destek verdi. Ama spor kulüpleri öyle değil. Spor kulüpleri manevi desteğin yanında maddi anlamda da desteğin olması gereken kurumlardır.”

‘ÇATIŞMASIZLIK SÜRECİ İNSANLARIN DUYGULARINI KABARTTI’

“Bugün hiçbir kulüp yoktur ki ekonomik anlamda destek almazsa ayakta kalabilir ya da başarılı olabilir. Bunun çok örnekleri var. O dönem bir başarımız vardı, bir de isminin  Amedspor olması desteği arttırdı. Çözüm süreci ya da adına ne dersek diyelim, çatışmasızlık süreci insanların duygularını kabarttı. Başarı yoksa maalesef duygusu kabarık olan insan tribünde olmuyor. Amedpsor başarılı olur ya da başarısız olur. Bu kitlenin, bu halkın her koşulda Amedspor’un yanında olması gerekir. Sorgusuz, sualsiz. Çünkü Amedspor gerçekten ülkedeki sporu, algıyı değiştiren bir takım.”

‘AMEDSPOR HALKI TEMSİL EDEN BİR KURUMDUR’

Diğer takımlardan farkı nedir?

“Birçok kulüp yaşanan toplumsal, siyasal olaylara tepki vermezken Amedspor toplumsal olaylara karşı duyarlılık gösterdi. Diyarbakır’da çatışmalı ortamda ölen çocuklarımıza, dünyanın herhangi bir coğrafyasında ölen çocuklara hassasiyet gösterip ‘Çocuklar ölmesin maçada gelsin’ sloganıyla çıktık. Biz bundan bile ceza yedik TFF’den. Buna bile soruşturma açıldı. Yani siz bunun adını başka ne koyabilirsiniz ki? O yüzden Amedspor sadece bir futbol takımı değil.”

‘HALKIMIZDAN DESTEK YOK’

“Amedspor bir kitleyi, bir halkı temsil eden bir kurumdur. İnsanların da bu kuruma sahip çıkması gerekir. Bugün başında kim olduğu önemli değil. Başarı olmayabilir de. Amedspor’un bugün yaşıyor olması gerekir. Bütün baskılara rağmen. Bazı kesimlerin Amedspor’u farklı konuma çekmelerine karşı Amedsporun’da ayakta duruyor olması gerekir. Bu da destekle olur. Çok net söylüyorum. Halkımızdan destek yok. Yerel yönetimlerin hepsine kayyum atanmış. İnsanlar, halklar, STK’lar, iş dünyası bir araya gelip, kenetlenip Amedspor’u yaşatıyor olmamız gerekir.”

Kaynak: İPA