Hazırladıkları “Silivri Depremi Ön İnceleme Raporu”nu açıklayan İ.Ü. Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Anabilim Dalı, depremin 5.8 değerine ulaşmasının rastlanılır bir durum olmadığını söyleyerek, bunun aynı zamanda bilimsel açıdan bir fırsat ve deprem hazırlıkları konusunda önemli bir uyarıcı olduğunu belirtti. 

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Anabilim Dalı'nın hazırladığı Silivri Depremi Ön İnceleme Raporu'nu açıkladı.

"26 Eylül 2019 Silivri depremi odak mekanizması çözümleri itibarıyla sürpriz bir depremdir" ifadelerine yer verilen açıklamada, Silivri depreminin ana fayla farklı mekanizmaya sahip ve büyüklük olarak 5.8 değerine ulaşmış olması Marmara Fayı üzerinde rastlanır bir durum değildir" denildi.

‘DEPREMİN ÖNCÜ OLUP, OLMADIĞI BİLİNEMEZ’

Raporda ayrıca, bir depremin öncü olup olmadığının veya daha büyük bir depremi tetikleyip tetiklemeyeceğinin bilinen bir durum olmadığına da yer verilerek,  "Bu nedenle toplumumuzun sosyal medyada veya farklı ortamlarda yayılan bu tür söylentilere kesinlikle itibar edilmemesi gerektiği bir kez daha önemle duyurulur" diye belirtildi.

‘BÜYÜK BİR ENDİŞEYE NEDEN OLMUŞTUR’

Sismoloji Anabilim Dalı'nın hazırladığı Silivri Depremi ön inceleme raporunda şu ifadelere yer verildi: "26 Eylül 2019 tarihinde Türkiye saati ile 13:59:24’de Silivri açıklarında moment büyüklüğü (Mw) 5.8 olan orta şiddette bir deprem meydana gelmiştir. Deprem merkez üssünün Silivri’nin merkezine olan uzaklığı 22 km’dir. Depremin odak derinliği 12 km olarak ölçülmüş olup sığ odaklı bir depremdir. Deprem hem büyüklüğü nedeniyle, hem de kırılması beklenen Marmara Fayı üzerinde yer alması sebebiyle ‘acaba büyük deprem mi geliyor’ yönünde toplumda büyük bir endişeye neden olmuştur.

‘SÖYLENTİLERE İTİBAR EDİLMEMELİ’

Öncellikle her zaman söylendiği gibi; günümüz bilgi ve teknolojisi altında bir depremin öncü olup olmadığı veya daha büyük bir depremi tetikleyip tetiklemeyeceği bilinen bir durum değildir. Bu nedenle toplumumuzun sosyal medyada veya farklı ortamlarda yayılan bu tür söylentilere kesinlikle itibar edilmemesi gerektiği bir kez daha önemle duyurulur.

‘FAYLANMA MEKANİZMALARI GELİŞTİREBİLİR’

Bunun yanında, sismolojik olarak her deprem yeni bir veri demektir ve bu karmaşık mekanizmayı çözebilmek için yeni bir adım demektir. 26 Eylül 2019 Silivri depremi odak mekanizması çözümleri itibarıyla sürpriz bir depremdir. Çözümler yaklaşık doğrultusu KD-GB olan hakim ters faylanmaya işaret etmektedir. Bu çözüm asıl karakteri doğrultu atım olan Marmara Fayı’na göre farklılık arz eder. Doğrultu atım fay sistemleri kendi içinde ana faya eşlenik ters faylanma mekanizmaları geliştirebilir. Genelde bu ikincil sistemler daha küçük magnitüdlü depremler üretir.

‘DETAYLI BİR ARAŞTIRMAYA İHTİYAÇ VAR’

Silivri depreminin ana fayla farklı mekanizmaya sahip ve büyüklük olarak 5.8 değerine ulaşmış olması Marmara Fayı üzerinde rastlanır bir durum değildir. Depremin oluş zamanından 27 Eylül 2019 sabahına kadar geçen süre içinde, büyüklükleri 1.0 ile 4.1 arasında değişen 150 adet artçı deprem gözlemlenmiştir. Artçı şokların episantr dağılımları hemen ana fayın kuzeyine düşmekte ve kabaca KB-GD yönelimli bir kırığa işaret etmektedir. Ana şok mekanizmasında ortaya çıkan doğrultu ile artçı şokların ortaya koyduğu kırık yönelimi arasındaki fark dikkat çekicidir. Sismolojik olarak detaylı bir araştırma konusu oluşturması nedeniyle zaman ihtiyacı vardır.

‘BU DEPREM BİLİMSEL AÇIDAN BİR FIRSATTIR’

Silivri depremini özellikle İstanbul’un batı kesimi, Avcılar’dan Marmara Ereğlisi’ne kadar olan bölge en kuvvetli hisseden kesimdir. Başta Avcılar olmak üzere İstanbul’un farklı semtlerinde ufak çaplı yapısal hasarlar tespit edilmiştir. Büyükçekmece, Silivri ve Marmara Ereğlisi’nde kaydedilen en büyük ivme değerleri sırasıyla 85gal, 82gal ve 73gal’dir. Beşiktaş’ta bu değer 22gal’e, Kartal’da ise 15gal’e düşmektedir.  Kaynak uzaklığına ve zemin özelliklerine bağlı olarak değişen ivme değerleri Beşiktaş’ta ölçülen değerin Büyükçekmece’dekine göre dörtte biri seviyesinde olduğunu göstermektedir. Genelde 100gal ivme değeri hasar başlangıcı olarak kabul edilirse, beklenilen durum, bu depremde önemli bir hasarın ortaya çıkmamasıdır. Sismolojik açıdan çok önemli araştırma alanlarına işaret eden bu deprem bilimsel açıdan bir fırsattır. Fakat ürettiği sonuçlar açısından bir şehrin, özellikle büyük bir deprem riski taşıyan bölgenin deprem hazırlıkları konusunda çok önemli bir uyarıcıdır.”