Barıştı, mutabakattı, süreçti derken Türkiye Cumhuriyeti Gaz Cumhuriyeti olma yolunda hızla ilerliyor. Tutana aşk olsun. Tevekkeli bir önceki yazımızda “Milli gazımız biber gazıdır” diyerek bugün yaşanacaklara biraz olsun atıfta bulunmuştuk. Oysa görüyoruz ki polis artık bunu gelenek haline getirmiş. İstanbul’da polisin bir tek “Geleneksel Biber Gazı Şenliklerine hoş geldiniz” demediği kalmış.  

Öğrenci misin, parasız eğitim mi istiyorsun? Karşılığın biber gazı.

Gazeteci misin, yazar mısın, daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi mi istiyorsun? Karşılığın biber gazı.

Kentsel dönüşüm projesi kapsamında evin mi yıkılıyor, buna karşı mı geliyorsun? Karşılığın biber gazı.

İşçi misin, emekçi misin, bütün dünyada kutlanan 1 Mayıs’ı kutlamak mı istiyorsun? Karşılığın biber gazı.

Her ne kadar birileri buna “İleri demokrasi” diyorsa da toplumun belirli bir kısmı da “Gerisine de razı değiliz ilerisine de, alın demokrasinizi başınıza çalın” deme noktasına getiriliyor.

Belediye Başkanlığı döneminde Ankara’nın her yerini çukurla doldurduğu için Ali Dinçer’e “Çukur Ali” derlermiş. Rivayet odur ki metronun temelini bile atmadan Gençlik Parkı metro istasyonunun ilk çukurunu da o kazdırmış. Lakin siyasetin kıvraklığından olsa gerek “Benim çenem de çukur zaten” diyerek işin içinden çıkmasını da becermiş.

Aslına bakılırsa çukur sözcüğü siyasi arena kadar edebiyat alanında da tartışmalara konu olmuştur. Örneğin Meşrutiyet dönemi yazarlarından Süleyman Nazif bir konuşmasında kendisine “seviyesiz” diyen Muallim Naci’ye “Seviyesizlik de bir seviyedir. Sen seviye bile değilsin, çukursun” demiştir.

İstanbul’da 1 Mayıs’ın olaylı geçeceği çok önceden biliniyordu. Kaldı ki daha bir gün öncesinden İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu “Halkımızı 30, 40 metrelik çukurların olduğu bölgeye getirerek “Buyurun burada bu eğlenceyi tertip edin” diyebilmemiz asla idarecilik değildir” diyerek meseleye hangi gözle baktığını da ortaya koymuştu. Valiye göre o gün Taksim meydanında içkili bir düğün olacaktı ve düğünde insanlar yiyip içip eğlendikten sonra teker teker çukura düşeceklerdi.

Oysa başta Vali olmak üzere bütün mülki amirlerin bu konuda ne kadar samimiyetsiz oldukları 1 Mayıs günü ortaya çıkmıştır. İnsanlar çukura düşmesin diye Taksim meydanına izin vermiyoruz diyenler insanların öldüresiye dövülmesine göz yummuş ve üzerlerine tonlarca biber gazı sıkılmasına izin vermişlerdir. 1 Mayıs 2013 ile birlikte tarihe Çukur Ali ve Çukur Naci’den sonra Çukur Avni de eklenmiştir.