İsmailağa cemaatine bağlı olan ve kamuoyunda 'Cübbeli Ahmet' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, hakkındaki kaset iddialarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Ünlü, "Şeyhlik ilan etmeyeceğim, kaseti çıkarmayan melundur" dedi.

Nakşibendi tarikatına bağlı 'İsmailağa Cemaati'nin şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu'nun, 23 Haziran'daki ölümünün ardından tarikat mensupları arasındaki polemik devam ediyor.

'Cübbeli Ahmet' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Mahmut Ustaosmanoğlu'nun yeğeni Saadettin Ustaosmanoğlu'nun kendisi hakkında ortaya attığı 'kaset' iddialarını Halk TV'den İsmail Saymaz'a anlattı.

'PİSLİKLERİ BANA TEMİZLETİYORSUNUZ'

Saadettin Ustaosmanoğlu'nun kendisini hedef almasıyla ilgili konuşan Ünlü, "Bu, İsmailağa'yı zora sokuyor. İsmailağa sahiplenmediği halde açıklama yapılmadığı için İsmailağa adına konuşuyormuş kabul ediliyor" dedi.

"İsmailağa adına konuşmuyor mu?" sorusunu yanıtlayan Ünü, "Konuşmuyor ama İsmailağa tutuştu. Bana geliyorlar. Kardeşim, temsilciniz değilim. Hem hiçbir işte yokum, hem rey hakkım yok. Ondan sonra pislikleri bana temizletiyorsunuz. Ona reddiye, buna reddiye! Bedellerini ödemiş adamım. Daha yapamam. Mahmut Efendi'nin hayatına benzemez. 'Yönetin' diyorum. Ben kenardayım. Bu da 'Şeyhliğini ilan et. Etmezsen kasetler var' diyor" ifadelerini kullandı.

Saymaz'ın "Kasetler derken neyi kastediyor?" sorusuna cevap veren Ünlü, "Accan (Iraklı Şeyh Seyyid Muhammed Accan el Hadid) çekmiş. Bundan 12-13 sene evvel ben Accan ile iyiyken... Kaset konusu belaltı değil. Ustaosmanoğlu diyor ki, 'Accan'a biat etmişsin.' Ne alakası var? Şu anda geliyor başka tarikatlar, icazet yazıyorlar. Teberrüken diye usul var. Bende bir çuval var. Eski alimlerden... Ona biat etmedim. Adam Nakşi değil ki. Kadirilikten, Rıfailikten yazı yazmış. Sapık olduğunu bilince yırttım. Bunu söylüyor. İcazetin herhalde kaseti var. Bir de Mahmut Efendi'ye "Kabrim türbe olur mu?" demişim. Yahu, ben sakal-ı şerifi (Hazreti Muhammed'in bir sakalı) ağzıma koydurursam, efendimizden parça ile gömülsem... Azaptan korkuma söylüyorum" diye konuştu.

Ünlü'nün Saymaz'a verdiği yanıtlar şöyle:

"Şeyhlik niyetiniz var mı?

Asla! Kendime göre cemaatim var, bunlar tarikat ehli değil ki. Açık, solcu, Alevi, her sınıftan dinleyenim var.

"Çık, açıkla" diyecek misiniz?

Kasetleri çıkarmayan melundur. Allah'ın laneti üzerine olsun. Hepsini çıkart bakalım. Şeyhlik derdim yok ama sanki varmış da kasetler engelliyor imajı veriyor. Ben 28 Şubat'ın cuntasından, FETÖ'den korkmamışım, bundan mı korkacağım?

Endonezya'daki Seyyid Nefel Kaf'ı tanır mısınız?

Tanıyorum. Mübarek zat. Medrese sahibi. Medreseleri gezdik. Adam beni birkaç sene evvel ziyaret etti, sonra vefat etti.

Bu ülkeden kadınla dönmüşsünüz.

Ne alakası var? FETÖ'nün en güçlü döneminde havaalanından kadınla geliyorsun da, FETÖ nasıl çekmeyecek? Zaten FETÖ beni o işlerden hapse attı. Benim gibi bir adam havaalanından kadınla nasıl gelir? Herkes görüyor. Kahire'de kabir ziyaretlerine gittik. Lübnan'a geçtik. Sohbetler, toplantılar, hepsi belli.

"Lübnan'dan kadınla döndü" diyor.

İspat etmeyen melundur.

Ustaosmanoğlu, İsmailağa'dan mıdır, İBDA/C'den mi?

Onu kendisine sorsunlar. İsmailağa da beyan etsin. "Bizden değil" diyorsa desin. Ben şunu diyorum İsmailağa'ya: Bu adam kimdir? Kim adına konuşuyor? İsmailağa, rabıtayı konuşurken, "Cübbeli geldi, kararı beraber aldık" diye yayınlamayı biliyor. Bunun kendilerinden olmadığını benim mi, onların mı demesi lazım?

Sanki İsmailağa'dan dışlanıyorsunuz.

Dışlanayım. Benim için sorun yok. Onlar işi düşüyor. Geliyor, kapımı aşındırıyorlar. Kazan kaynıyor. Dünya kadar aday çıkmaya hazırlanıyor. Hasan Efendi'yi kabul etmeyen var. Hepsi benden yardım isteyecek. İstiyorlar da zaten. Ama Sadettin böyle konuşurken, sen tepki vermiyorsan, ben ne yapayım? İsmailağa niye sessiz? Ben rolümün arttığını hissediyorum. Bana 20 kere telefon ediyorlar. Mecburlar. Cemaatin yüzde 80-90'ını ben tanıtmışım. Halk bana bakar. Diyorum ki, bu iş düzgün gittikçe destekleyeceğim. FETÖ, dinlerarası diyalog, İBDA işleri girerse yokum.

Ustaosmanoğlu, kendi adına mı hareket ediyor?

Biraz derin yerlerin adına hareket ediyor. Ama İsmailağa'nın aleyhine oluyor. Bunun İsmailağa'dan görünmesi, aileden olması yıpratıyor. Adam Mahmut Efendi ile vefatından sonra ruhlar aleminde görüştüğünü söylüyor. Ben iç çekişmede yokum, olmayacağım. Hasan Efendi'den sonrasında bakarım.

Ne olmalı?

Herkesin ittifakla kabul edeceği, yaşı fazla, kıdemli bir zat seçilirse birliktelik yürür. İhtiraslı kişilere, aile içi, ondan ona olursa bütünlük devam etmez.

Aile içi derken, şeyhlik babadan oğula, kayınpederden damada olursa...

Olursa bizim camiamız bu işe alışık değil.

Hasan Efendi, "Mahmut Efendi'nin oğluna bıraktım" derse?

Onu diyemez. Çünkü Mahmut Efendi, "Cemaat seçer" dedi. Benim şeyhlik iddiam yok. Gözüm de yok. Hiçbir zaman ilan etmem, etmeyeceğim. Ancak Hasan Efendi'den sonra yaşlı mübarek zatlarla birlik devam eder. O da istişare yoluyla olur.

Babadan oğula, kayınpederden damada geçmesini tasvip etmiyorsunuz.

Tasvip etmiyorum."