Devletin Kürt il ve ilçelerinde yürüttüğü Türk'ün gücünü gösterme harekatı, aynı zamanda erkeğin gücünü gösterme harekatı olarak tam hız devam ediyor. Cizre'de karargah haline getirilen evlerin içlerinden ulaşan fotoğraf ve anlatımlardan öğreniyoruz ki oradaki erler, er olmanın hakkını bir güzel vermiş zafer elde ederek erk olmuşlar.

Yazdıkları sloganlardan zeka seviyeleri kendini ele vermekle beraber bunun bir iki kişinin zeka sorunu olmadığı da birçok yerden gelen benzer davranışlardan anlaşılıyor. Kim bu insanlar? Nasıl bir profile sahipler? Nasıl bu hale geldiler?

Askerlik yapmış olanlar şahittir, askerlik kurumu, ihtiyaç duyduğu emri sorgulamadan büyük bir şevkle yapan eri ortaya çıkarmak için büyük oranda erkeklik olgusu üzerinden hareket eder. Er, kendisinden beklenileni yapmadığında erkekliği üzerinden aşağılanır, yaptığında ise erkekliği üzerinden yüceltilir. Normal hayatta okul, iş, arkadaş ortamı, aile ortamında hiçbir başarı elde edememiş, kimse tarafından takdir edilmemiş erler, erkeklik duyguları okşanınca bu sisteme büyük bir şevkle atlarlar. Hayata dair hiçbir umudu olmayan, övünebilecekleri tek şeyleri olmayan gençlere dünyanın en övünç duyulacak şeyine sahip oldukları hatırlatılır. Dünya’ya bin yıllardır hüküm süren fallusa kendileri de sahiptir. Üstelik elde de silah vardır. Bunun farkına varıp gereğini yapmakla kendileri de tüm dünyaya olamasa da kendi dünyalarına egemen olabilirler.

Böylece gösterdikleri her "erkekçe" davranışta hatta ettikleri her küfürde üstleri tarafından yüceltilirler. Onlara vatanı savunmanın erkek işi olduğu belletilir. Küfür etmeyen, fiziken zayıf olan erler ise dışlanır, aşağılanır. Erkek gibi davranamadıkları vurgulanır. "Karı" ve "nonoş" diye dalga geçilir onlarla. Bu dışlanma ve aşağılanmadan kurtulmak isteyen bu erler de yavaş yavaş "erkek" gibi davranmaya başlar. Sürüne sürüne erkek olurlar(1). Böylece işlem tamamlanmış askeri erk kurulmuş olur. Vatan, bayrak, Türk ve erkek arasındaki bağ her fırsatta kuvvetlendirilirken düşman kadınla özdeşleştirilir. Düşmanın nasıl "becerileceği" hep bir ağızdan marşlarla haykırılır.

Cizre'de, erlerin işgal ettikleri evlerde yaptıkları ve bıraktıkları notlara bakılınca bu er-kek ordusunun kadın düşmanını (Kürtleri) becerme duygusuyla hareket ettiği ve düşmana ait her şeye sembolik de olsa tecavüz ettiği anlaşılıyor. Ki tecavüze uğrayanların tecavüzü sakladığı gerçeğinden hareketle gerçek tecavüzlerin de olmuş olabileceğini söyleyebiliriz. Kadın cesetleri soyup teşhir etme, dolaplardaki kadın iç çamaşırlarını çıkarma, ortalığa porno film cd'leri ve prezervatif saçma, duvarlara cinsel içerikli mesajlar yazma gibi davranışlarını grupça yaptıklarını ve bunları sonradan gurur duyulacak davranışları diye eşe dosta göstermek için kameraya da aldıklarına emin olabiliriz. Erkek eş dostların da bunları izlerken onları tebrik edeceklerine kuşku yok. O yazılar önünde poz verip facebook'larına fotoğrafları erkekçe paylaştılar bile. Ve işte ilk defa tebrik edilmiş oldular. Hem de vatan kurtarıcısı kahraman erkekler olarak.

Asıl soru Türk kadınların ve henüz bu derece düşmemiş Türk erkeklerin bunlarla ilgili ne düşündüğüdür? Böyle bir oğula, kardeşe, eşe sahip olmak nasıl bir duygudur acaba? Türk'ün gücünü tecavüzle göstermiş olmak bir Türk'e neler hissettirir? Vatan, düşmanı kadınlaştırıp onu becermekle kurtarılıyorsa "vatan sağ olsun" derken ne düşünür kadın? Bu şekilde kurtarılan bir vatanda kız kardeşiyle, annesiyle, eşiyle huzurla nasıl yaşayabilir erkek? Oğlunu, kardeşini, kocasını vatan savunmasına nasıl yollar kadın?

Bugün 8 Mart. Dünya emekçi kadınlar günü. Kadın, emek gücü olarak sömürülmenin çok ötesinde düşürülmüştür bu ülkede. Hastalıklı erkek sorununa bu sorular bağlamında çözüm aramak kadın/toplum kurtuluşu adına önemli bir adım olacaktır. Cizre'de düşürülmek istenen kadın/Kürt aynı zamanda ona tutunup dirileceğimiz onurumuzdur.

_____________________
(1) Pınar Selek'in "Sürüne Sürüne Erkek Olmak" kitabının isminden ödünç.