Bursa’nın Osmangazi ilçesindeki Mithatpaşa Ortaokulu’nun müdürü Haydar Akın'ın öğretmenlere kız ve erkek öğrencilerin ayrı oturtulması için yazı göndermesinin ardından benzer bir iddia da İzmir'in Kemalpaşa ilçesinden geldi.

Kemalpaşa İmam Hatip Ortaokulu ve Şehit Halil Kantarcı Anadolu Lisesi'nde okul müdürlerinin, "kız ve erkek öğrencilerin ayrı sınıflarda eğitim görmesi" yönünde öğretmenlere talimat verdiği öğrenilmişti.

Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası Merkez Yürütme Kurulu'ndan yapılan açıklamada, Hatay'ın Antakya ilçesine bağlı Bohşin İmam Hatip Ortaokulu'nda benzer uygulamaların olduğu belirtildi.

Açıklamada, "Okul müdürü erkek ve kız çocuklarını ayrı sınıflarda topladığı gibi daha da ileriye giderek kız ve erkek çocuklarının aynı katlarda eğitim görmemesi konusunda 2 yıldır ısrarlı biçimde uygulama yapmaktadır. Bu konuda Hatay İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nü göreve davet ediyoruz" denildi.

'LAİK EĞİTİME KARŞI İDEOLOJİK BİR SALDIRI'

Açıklama şöyle:

"Eğitimde ideolojik dayatmalar devam etmektedir. Türkiye’nin dört bir yanında dini eğitim okul öncesi eğitime kadar indirildi. Müfredatta din merkezli eğitimin dayatılması, fizik, kimya,biyoloji gibi temel bilimlerde dinsel verilerin yüklenmesi, örneğin evrim teorisinin kaldırılması gibi, bilimi reddeden uygulamaların yapılması... Ders yükünü azaltma adı altında felsefe, psikoloji dersleri kaldırılarak seçmeli adı altında zorunlu din dersi dayatması tamamen eğitimin ideolojik olarak değerlendirildiğini göstermektedir. Başta TÜRGEV ve Ensar Vakfı olmak üzere Hizmet Vakfı, Hayrat Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti gibi dini vakıfların devlet okullarında başta 'değerler eğitimi' olmak üzere çeşitli konularda ders ve seminer verebilmesinin, kendi yayınlarını dağıtabilmesinin ve öğrencileri kurumlarında stajyer olarak eğitebilmesinin yolu da açıldı. Bütün bunlar varken elbette ki liyakata bakılmadan tamamen yandaş referanslarla atanan yöneticilerin eğitim ile bağdaşmayacak adımları olacaktır.

Milli Eğitim yöneticilerinin kendi dünya görüşlerine göre eğitim öğretim süreçlerini yürütmeye çalıştıkları, öğrenci ve öğretmenlere dayatma ve baskı yaptığı bir dönemden geçiyoruz. Birçok ilde yaşanan bu uygulamaların son örneği Bursa Osmangazi ilçesinde yaşandı. Bursa Osmangazi’de yaşanan bu örnek ilk değildir. Okul müdürünün kendi yetkisini aşarak öğrencileri cinsiyetlerine göre oturtmak istemesi ayrıca vurgalamak gerekir ki bu, 'Karma Eğitim'e yönelik bir tepki eylemi olarak da değerlendirilmelidir. İktidara yakın yöneticiler karma eğitime karşı olduklarını gerek söylem olarak gerekse kimi yerde uygulamalarla göstermektedir. Bu durum net olarak laik eğitime karşı ideolojik bir saldırıdır.

Aynı Milli Eğitim Bakanlığı, dini tarikat ve cemaatlerin sıklıkla gündeme getirdiği karma eğitimi baltalayacak bir adım atmıştı. 24 Haziran 2017'de Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde değişiklik yaparak 'Çok programlı Anadolu lisesi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve mesleki eğitim merkezlerinde karma eğitim yapılacağını' düzenleyen hükmü kaldırmış ve bu durum kamuoyunda tartışma yaratmıştı.

Çocuklarımıza daha bu yaşta cinsiyetçi bir bakış açısı aşılayan bu zihniyetlerin doğurduğu sonuç kadın katliamlarıdır. Daha bu yaşta çocuklara cinsiyetçi bakış açısı yüklemek, kız çocuklarına yönelik saldırıları aynı zamanda dolaylı olarak teşvik etmektir.

MEB'e soruyoruz; okul müdürü bu yetkiyi hangi kanundan veya hangi güçten almaktadır?

'AYNI UYGULAMA HATAY'DA DA YAPILIYOR'

Hatay'da Antakya ilçesine bağlı Bohşin İmam Hatip Ortaokulu'nda benzer uygulamaların olduğunu biliyoruz. Okul müdürü erkek ve kız çocuklarını ayrı sınıflarda topladığı gibi daha da ileriye giderek kız ve erkek çocuklarının aynı katlarda eğitim görmemesi konusunda 2 yıldır ısrarlı biçimde uygulama yapmaktadır. Bu konuda Hatay İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nü göreve davet ediyoruz.

Hatırlanacağı üzere 16.02.2022 tarihinde yine HATAY/Altınözü ilçesinde bir öğretmen öğrencilere yönelik kabul edemeyeceğimiz bir söylemde bulunmuştu. Altınözü Sultan Abdülhamit Han Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde görev yapan sözleşmeli öğretmen B.K sınıftaki öğrencilere önce 'Aranızda Hristyan var mı?' şeklinde soru sormuş, bu sorunun arkasında da 'Peki aranızda Alevi var mı?' şeklinde başka bir soru sormuştur. Sınıfta iki Alevi öğrencinin el kaldırması üzerine B.K sınıfa dönerek 'Bunların inançları farklı, bunlar 'mum söndü' yaparlar' demiş, daha sonra da Alevi öğrencilere 'Hadi anlatın nasıl yapıyorsunuz?' şeklinde de soru sormuştu. Bırakın öğretmenliğe, insan olmaya yakışmayacak bir söylemde bulunan bu öğretmenin bu davranışına karşın TÖBSEN olarak aynı gün müdahalede bulunmuş ve konunun takipçisi olduğumuzu belirtmiştik.

Gerek Bursa'da yaşanan olay gerekse Hatay'da yaşanan bu iki olay aynı zihniyetin sonucudur. TÖBSEN bilimsel, laik, kamusal ve parasız eğitimi savunur ve bunun mücadelesini verir. Eğitimde çağ dışı, pedogojik olarak karşılığı olmayan, bilim dışı ve çocuklarımızı küçük yaşta objeleştiren her türlü uygulamanın karşısında olduğumuzu belirtir, bu konuda taviz vermeden mücadele edeceğimizin bilinmesini isteriz."