Yargılamayı çok iyi biliyoruz; neredeyse hiç okumuyoruz, bildiğimiz kitapların adı son derece sayılıdır, bilgi kısırıyız, üretim kabızıyız ama her şeye dair muhakkak kesin bir fikrimiz, sağlam bir peşin yargımız vardır!
...
Empati denen şeyi zerrece beceremeyiz; karşının ölüsüne, dirisine, kitabına, Allah'ına, diline, imanına, dahi mezar taşına ana avrat küfredip ''ne olursan ol gel'' gibi gerçekliğimiz karşısında son derece anlamsız olan alıntıları da dilimize pelesenk ederiz!
Kimin ateist, kimin Müslüman olduğu beni zerre miskal ilgilendirmez; kim hangi puta tapıyor, kim neyi kutsal sayıyorsa saysın, benim için önemli olan kişinin kendisidir, kişinin sarf ettiği sözler ile kendi yaşam pratiği arasındaki ilintidir, orantıdır!
Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bu toplumda (O % 1'lik kesim son derece gizemlidir, bir türlü anlam verememişimdir... sahi kimler oluyor o % 1lik kesim? Dikkat! Cemevine giden milyonlarca insan ibadethaneye kabul edilmiyor!) şu yaşıma kadar hiçbir ateistle çay içmedim, kendisini ateist gibi gösterenlere rastladım, ama onlar da karşıtlarının basit birer kopyası gibiydiler, ama yığınla Müslümana çay demledim, çay ısmarladım; yığınla Müslüman ile iletişimim, al verim, yolculuğum falan oldu, bir kaçına ciddi borçlanmalarım da oldu, çoğuna geri almayacağım emekler verdim...
...
Neyse ve velhasıl, ateistler beni zerre miskal ilgilendirmiyor, benim için önemli olan bu toprakların SAĞ YÜZÜDÜR.
Zira toplumsal gerçeklik anadan doğma, devletten olma SAĞCIDIR, fabrikasyon bir biçimde sağ üretilir bu topraklarda, cehennem derecede sığ bir sağ!
Din dersinden yüz almamış yoktur bu topraklarda, abdestsiz Kur'anın kabına bile el sürmezler, yere düşmüş ekmeği üç kere öpüp başlarına götürürler, çocuklarını Kuran ezberine göndermeyi marifet bilirler, Arabicadan zırnık anlamazlar ama üflemeyi severler, düşünenlerden öldüresiye nefret ederler, soru soran çocuklarını bile cehennem ateşiyle tehdit ederler, cinayet işlediklerinde bile işin içinde bir şeytan vardır, akıllarına şeytan girmiştir, cin çıkarma işini de iyi bilirler, tek dertleri kadını bir biçimde örtmektir, şeytan taşlamaya gitmek için ne kadar hak yerler Yaradan bilir, bilumum ibadet taklitleri onların esasıdır, esas varlığıdır!
...
Ha, bu arada hiç mi dindar, dürüst, adil, vicdanlı ve feraset sahibi yürekli insan yoktur?
Elbette vardır, ancak onların sayısı da en fazla bu topraklardaki ateistler kadardır!
Onların sesi de elbet duyulmaz!
...
Bizim şu ekseri toplumsal çıplaklığımız, baskın gerçekliğimiz olan bu sağ sığlık cidden sorgulanmalıdır!
...
Zira!
Dünden önceki günün Rumisi olan dünün Osmanlı ahalisidir, dünün Osmanlı ahalisi olan bugünün anayasal Türküdür!
Fatih Sultan Mehmet Han kendi adını nasıl Kayzeri Rum koymuşsa ve bu asla dile getirilmiyorsa, Pekini açlıktan öldüren Timuçin kendisini nasıl büyük bir övgü içinde Cengiz Han ilan etmişse ve aslı ile bir Mongol olan Cengiz Khan nasıl yüce bir Türk büyüğü sayılıyor ise işte o yüzdendir mavi gözlü devin Orta Asya’dan bir kısrak başı gibi inmesi Akdeniz’e...
Anayurt Ergenekon, yavru vatan Cyprus ve Türkiye (Anatolia...) bölünmez bir bütün ve dahi Irak, İran, Suriye de bölünmez bir bütünlüktür!
Zira Sedat Pekerin iş arkadaşları da öyle söylüyor, Kürdistan Ağrıya gömülmüşmüş!
...
Kendisine dindarım diyen, ateistim diyen ortalama o yüzde birlik kesim şu soruma cevap vermelidir!
Kürdistan ile Filistin arasında hangi Tanrıya tapıyorsun ve Kurdi böler mi?
...
Bir devleti ayakta tutacak olan tek şey şeffaf bir adalettir, bir insana kişilik katacak tek şey de adil bir vicdandır!
...
Özü itibariyle;
Bir Müslümanın da bir ateistin de boyunun ölçüsü bir iki basit soruyla alınır!