KONDA Araştırma Yönetim Kurulu üyesi Bekir Ağırdır, ilk tur seçimlerinin ardından 2. turda olası beklentilerini ve seçmen davranışlarını kaleme aldı. Ağırdır “Seçmen değişime ikna olamamış görünüyor. Gidişatın sorunlarını görerek, bilerek oy verdi. Literatürdeki birçok tezi de yanlışlayan biçimde davrandı hem de. Gerçekliklerden çok duygular belirleyici oldu ve iktidar yanlısı seçmen bireysel hayatına dair risklerini ve fırsatlarını düşünerek oy kullandı” yorumunu yaptı.

Gazete Oksijen’deki yazısında Ağırdır “Devlet aygıtının dürtüsünün yalnızca Erdoğan’ın seçimi kazanmasından öte bir güvenlik algısı ve değerlendirmesi olduğunu sanıyorum. Meclis’in ve siyasetin Kürt siyasetiyle müzakere ve uzlaşma mecburiyeti üreten olası tablosu istenmedi sanki. Toplum ve seçmenin önemli kısmı güvenlik tehdidi ve algısını satın aldı. Bir kez daha gördük ki Türklerin güvenlik arayışı ve talebiyle Kürtlerin kimlik taleplerini dengeleyecek yeni bir siyaset üretmeden demokratikleşme, hatta güçler ayrılığı meselesi çözülemeyecek.” dedi.

Ağırdır yazısına şöyle devam etti:

“SEÇMENİN AKP’YE GÜVENİ AZALMIŞ AMA ERDOĞAN’A GÜVEN DEVAM EDİYOR”

“Sayısal ve oransal olarak 2017 referandumu, 2018 genel seçimleri ve 2019 yerel seçimlerindeki ana dağılım 2023 seçimlerinde de neredeyse değişmedi. Buna karşın aradaki 6 yılda kesintisiz bir ekonomik buhran, pandemi, deprem yaşandı. Buradan bakınca seçmenin cebine bakarak karar verdiği, ekonomik vaatlere bakarak oy verdiği teorileri çökmüş oldu. Sonuçta farklı partilere oy veren seçmen soğanı farklı fiyatlara almadığına göre hayat pahalılığı ve ekonomik gidişat seçmenin tercihini değiştirmedi demek mümkün.

Öte yandan Ak Parti’nin 7 puanlık oy kaybı da bir başka gerçeklik. Diyebiliriz ki seçmeninin Ak Parti’ye sadakati ve güveni azalmış ama Erdoğan’a sadakati ve güveni devam ediyor.

2. TURU NE BELİRLER?

Birinci turun ardından şunu söylemek mümkün, seçmen değişime ikna olamamış görünüyor. Gidişatın sorunlarını görerek, bilerek oy verdi. Literatürdeki birçok tezi de yanlışlayan biçimde davrandı hem de. Gerçekliklerden çok duygular belirleyici oldu ve iktidar yanlısı seçmen bireysel hayatına dair risklerini ve fırsatlarını düşünerek oy kullandı. Ama tercihini belirleyen bireysel hayatına dair beklentileri, kaygılarından çok ortak hayata dair kaygıları, korkuları, güvenlik arayışı baskın oldu.

Yine ikinci turda katılım oranı önemli bir parametre. Tarafların ilk tur seçmeni ile ilk tura katılmayan seçmenlerinin sandığa gitme arzuları önemli olacak. İkinci turu hangisi belirleyecek göreceğiz.

Bu nedenle memleketin meselelerini yine, yeniden ikinci tur sonuçlarından bağımsız olarak ve serinkanlı biçimde düşünmeli ve tartışmalıyız. Bu tartışmalarla ancak yeni bilgi, tez, model geliştirebiliriz. Görünen o ki seçimlerin ardından birçok parti içi gerilim ve tartışma yükselecek. Partilerin ve siyasi kültürün değişimi belki de bu serinkanlı düşünme sürecinden beslenecektir. “