Urfa'da 10 yıl önce kutlanan Newroz'da polisin işkence ve kötü muamelesine maruz kalan avukatların soruşturması, AYM kararına rağmen davaya dönüşmezken, polislerin şikayetiyle açılan davada ise 3 avukata ceza isteniyor. 

Müjdat Can'ın Mezopotamya Aajansı'nd yer alan haberine göre, Urfa'da 2012 Newrozu'nda Baro tarafından gözlem için görevlendirilen avukatlardan Hidayet Enmek, Eyup Sabri Tinaş ve Mehmet Emin Uyguner, Newroz'a katılan ve gözaltına alınırken kötü muameleye uğrayan yurttaşların durumuna ilişkin polislere "Böyle bir uygulama yapamazsınız" itirazında bulundu. Bunun üzerine alandaki polisler, avukatları zorla kelepçeleyip yere yatırdı. Ardından gözaltına alınarak götürüldükleri araçta biber gazına maruz kalan avukatlar, polisler hakkında "İşkence ve kötü muamele" nedeniyle suç duyurusunda bulundu. Görevli polisler ise, "devlet memuruna hakaret"  ve "görevi yaptırmamak için direnme" iddialarıyla avukatlar hakkında suç duyurusunda bulundu. 

AYM KARARINA RAĞMEN... 

Avukatların yaptığı suç duyurusunda savcılık "Kovuşturmaya yer yok" kararı verdi. Bu karar üzerine avukatlar Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. 21 Nisan 2016 tarihinde karar veren AYM, "İşkence, eziyet ve insan haysiyeti ile bağdaşmayan muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine" hükmetti. İhlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması gerektiğini belirten AYM, kararın bir örneğini Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Soruşturma  dosyası 2016 yılından itibaren halen davaya dönüşmedi. 

AVUKATLARA CEZA TALEBİ

2016 yılında AYM'nin kararının ardından polisler tarafından yapılan suç duyurusu ise 4 yıllık soruşturmanın ardından 2016 yılında davaya dönüştü. 2016 yılında 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde kabul edilen iddianameyle avukatlar hakkında "Devlet memuruna hakaret"  ve "Görevi yaptırmamak için direnme" iddiasıyla ceza istendi. 

2016 yılında açılan dava, olayın üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen halen sürüyor. 19 duruşması görülen davada, savcı verdiği mütalaada avukatların cezalandırılmasını istedi. Davanın 24 Şubat'ta görülecek olan 20'nci duruşma öncesi yaşananları dava avukatlarından Ali Arslan değerlendirdi.

‘TUTANAĞIN DIŞINDA DELİL YOK’

2012 Urfa Newroz'unda avukatların gözlemci olarak baro tarafından görevlendirildiğini belirten Arslan, kolluk güçleri tarafından hukuka aykırı gözaltı işlemi yapılırken avukatların polislere müdahalede bulunduğunu söyledi. Bunun üzerine polislerin aynı muameleyi avukatlara da uyguladığını belirten Arslan, "Avukat arkadaşlarımızı hukuka aykırı bir şekilde gözaltına alarak darp ediyorlar. Ters kelepçe takarak akıbetinde gözaltı otobüsüne bindirip, otobüste biber gazı sıkıyorlar" diye konuştu.  

Hastaneye götürülen avukatlara kötü muamelenin devam ettiğini aktaran Arslan, açılan davaya ilişkin, "Sahte delil üretme mevzusu var. Aynısını bu dosyada da görüyoruz. Dosyamızdaki tek delil polisler tarafından tutulan tutanak. Onun haricinde dosyada herhangi bir delil söz konusu değil. Tutanağa bakıldığında da bütün polislerin müşteki sıfatıyla verdiği ifadeler birebir aynı cümlelerden ibaret" dedi.

POLİS TUTANAKLARINDAN DAVA

Avukat meslektaşlarının da aynı gün polisler hakkında suç duyurusunda bulunduğunu hatırlatan Arslan, suç duyurusunun takipsizlikle sonuçlandığını söyledi. Bunun üzerine dosyanın AYM'ye bireysel başvuru ile taşındığını belirten Arslan, "21 Nisan 2016 tarihinde AYM'nin 17'nci maddesinde koruma altına alınan 'İşkence, eziyet ve kötü muamele' yasağının ihlal edildiğine karar verildi. Bunun bir örneği 2016 yılında Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. 2016 yılından itibaren savcılıkta olan dosya halen derdest ve henüz bir davaya ulaşmış değil. Bizim kaygımız bu dosyanın da cezasızlık politikasının bir sonucu olarak zamanaşımına uğrayacağı yönünde" dedi. 
 
CEZASIZLIK ENDİŞESİ
 
Görüntülere rağmen polisler hakkında takipsizlik kararı verildiğini belirten Arslan, şunları söyledi:  "Söz konusu kolluk olduğu zaman, polisler olduğu zaman, devlet olduğu zaman cezasızlıkla sonuçlanıyor. Bu dosyada  muhtemelen zaman aşımına uğrayarak cezasızlıkla neticelendirilecek."