Türk sporunda eksik olan şey ne kötü atletler, ne de şartlar. Sporda eksik olan şey kültür.
Şu an Türkiye'de bisiklet sporuyla çok ilgilenen ve muhtemelen aynı anda bisiklete binsek sadece tozunu göreceğim çoğu sporcu Bisiklet sporunun kültüründen bihaber ve tek bildikleri şey Lance Armstrong ve O'nun yarattığı mit.
Halbuki bu spor Lance Armstrong'dan ibaret değil. Bisiklet kültürü Türkiye'de yavaş yavaş oluşuyor (futbol ve basketbolun bile daha yeterli olmadığını düşünürsek çok iyi bir yerde diyebiliriz) bu konuda katkı sağlayan herkese teşekkürler.
(Aşağıdaki yazı amatör bisikletçi ve avukat Ian Collins @IanCollinsIzmir- yazısının üstüne benim tercümem, ekleme çıkarmalarımla oluşmuştur.)
Lance Armstrong:
Kabus senaryosu geçen hafta sona geldi ve Federaller 2 yıllık yorucu ve birçok yargı alanını kapsayan 2 yıllık çalışmanın dava açılmadan kapandığını açıkladılar. Sebep gösterilmedi. Tartışmalı yıldızın fanları bunu yeterli suçlamalara yönelik delil olmayışından olduğunu düşünmek isteyebilirler. Armstrong'u dopingci, hilebaz olarak görmek isteyenler ise danışmanlarının bu davanın devam etmemesi konusunda ipleri sıkı tuttuğunu düşünüyorlar. Gerçek ikisinin arasında bir yerde olabilir. Federaller yakın zamanda BALCO fiyaskosu yüzünden zor duruma düşmüşlerdi ve tekrar kaybetmek istemiyorlardı ve Armstrong hatırı sayılır derecede iyi bir savunma takımı oluşturmuştu.
Belki de "olağan şüphenin ötesinde" görüşünün suç kanısı için yeterli olmadığı görüşündelerdir. Sızıntılar, soruşturmayı yapanların kararı sadece 30 dk. önce öğrendikleri ve bütün delillere sahip olduklarını düşündükleri için karara inanamadıklarını söylüyor. Şüphesiz ellerinde birçok farklı kaynaktan Lance'in Tour'larda doping yaptığına dair kanıtlar vardı ama bu soruşturma O'nun hile yapıp yapmadığıyla ilgili değildi. Bu dava federal bir sahtekarlık, vergi ve uyuşturucu ticareti ile ilgiliydi. Belki de "tam" bir dosya için gerekli delillere sahip değillerdi. Belki de Lance'in yukarılardaki arkadaşları dosyanın kapanması için baskı yaptılar. Sızıntılar kararın tek bir kişi tarafından verildiğini söylüyor. Eğer bu doğruysa Lance'in en akıllıca hamlesi "Felaketin Efendisi" Mark Fabiani'yi halkla ilişkileri ve lobi faaliyetleri için işe alması oldu.
Lance taraftarları şu an mutlu olsa da Lance'in hak ettiğini almasını isteyenler (blog yazarlarınız dahil) umutlarını bir kamu davasına ve Amerikan anti-doping kurumlarına taşıyor. Ne olursa olsun bunlar Lance'in Tour birinciliklerini geri vermesine yol açacağa benzemiyor. Başka bir deyişle, bütün makul bisiklet fanları Lance'in Tour'u kazanmak için doping kullandığını ve bütün rakiplerinden daha fazlasını ve daha iyisini yaptığını bilecek. Sadece gerçekten kendini bisiklete adamış hayranlar bütün yalanları didikleyecek (kanserden sonra kilo kaybı, normalden büyük kalp, yüksek kadans, en fazla teste giren atlet) ama sıradan izleyiciler doping dedikodularını başlatan "kıskanç" Fransızlara kızmaya devam edecekler. Ne olursa olsun unutulmaması gereken bu adam ilk Tour'a katıldığında ne zamana karşı yapabiliyor ne de tırmanabiliyordu, sonradan 99'da Tour'a döndü ve Sestriere'i motorsiklet üzerindeymiş gibi tırmandı. Bunun sadece tek bir açıklaması var.
Alberto Contador:
Lance güzel haberleri alırken birkaç gün sonra İspanyol bisikletçi Alberto spordan 2 yıl men ve 2010 ve 2011'de kazandığı Giro ve Tour 1.liklerinin iadesi cezasını aldı (ceza geçmişe yönelik olduğundan Ağustos 2012 gibi geri dönecek). Kararı duyunca çok sinirlenmiş olmalı çünkü bu cezayı kanında Dünya'da sadece birkaç anti doping merkezinin tespit edebileceği kadar küçük miktarlarda “clenbuterol” bulunduğu için aldı.
Söylendiğine göre kan transfüzyonuyla Tour öncesi kilo vermek için doping yaptığına ve tekrar kan değerlerinin temiz çıkması için yaptığı transfüzyondan kaldığına dair büyük şüpheler vardı. CAS kan dopingi suçlamasına göre karar vermedi. Aslında Contador clenbuterol'ün vücuduna nasıl girdiğine dair açıklama yaptı. Clenbuterol yetiştiriciler tarafından yasadışı olarak hayvanların daha çabuk büyümesi için kullanılıyor. Contador'da bozulmuş etleri suçladı. Bu CAS'ı tatmin etmedi. CAS clenbuterol'ün ettense diğer takviyelerde bulunmasının daha olağan olduğunu söyledi. Diğer bir deyişle, CAS Contador'un doping yaptığına karar vermedi sadece clenbuterol'ün etten geldiğine ve Contador'un savunmasına inanmadıkları kararını verdiler. Böyle olunca, başka bahanesi olmadığından, pozitif test onu bir atlet vücuduna giren her şeyden sorumlu olduğundan dolayı otomatik bir men cezasına götürdü. Bazı yönden Contador'a olan saygımız olsa da savunması çoğu yönden gülünçtü. Sadece yarıştığı takımlara ve takım arkadaşlarına bakmak yeterli. Muhtemelen Tour'da bir kan transfüzyon'u yaptı ve yakalandı ama bunu jenerasyonun en iyi yarışçısı ve Koca Texaslı'dan daha heyecan verici bir Genel Klasman sürücü olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
https://twitter.com/#!/YetkinSal