Almanya’da gözler bugün yapılan Kuzey Ren-Vestfalya (KRV) eyalet meclisi seçimlerine çevrildi. Ülkede "küçük genel seçim" diye de tanınan bu seçim, federal hükümete güven ve siyasi partilerin geleceği açısından hep büyük öneme sahipti, bu sefer daha büyük önem arz ediyor.

Deutsche Welle (DW) Türkçe'den Elmas Topçu'nun haberine göre, son iki ayda yapılan iki eyalet seçimlerinden ilkini Başbakan Scholz’un partisi SPD, ikincisini ise ana muhalefetten Hristiyan Demokrat Birlik CDU kazandı.

Dolayısıyla ülkenin içinde bulunduğu geçiş döneminin galibini 15 Mayıs Pazar günü yapılacak seçimlerin sonuçları belirleyecek.

Henüz pandemi ve sonuçlarını atlatamamış ve beş aydır iktidarda olan yeni Federal Hükümet'in Başbakanı Olaf Scholz, Ukrayna’ya ağır silah göndermedeki çekimser tutumuyla sert eleştirilerin hedefinde.

Üzerindeki baskı giderek artıyor. Üstelik acımasız eleştiriler sadece muhalefetten değil hükümet ortaklarından da geliyor. Scholz’un kamuoyundaki sempati değerleri düşüşte.

Öte yandan 16 yıllık Angela Merkel dönemi sonrası muhalefete düşen Hristiyan Birlik ittifakında kumandayı ele alan yeni lider Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) üyesi Friedrich Merz profil arayışında. Tam toparlanıp sert muhalefete başlayacaktı ki Ukrayna Savaşı çıktı.

O da Putin’i kınamak ve Rusya’ya yaptırımları desteklemekten başka bir tutum alamadı, muhalefet yapamadı.

18 MİLYON NÜFUSLU EYALETTE SEÇİM

2020 verilerine göre Almanya'nın nüfusu 83 milyon 240 bin. Bunun neredeyse 18 milyonu Kuzey Ren-Vestfalya'da (KRV) yaşıyor.

KRV, Batıda Holanda ve Belçika'ya sınır olması itibarıyla pek çok yabancı yatırımcının Avrupa’ya açılan penceresi. 

Halihazırda Almanya’daki kayıtlı seçmen sayısına bakıldığında da 61 milyon seçmenin yaklaşık 13 milyonu yine KRV eyaletinde.

Özetle hem nüfus hem de seçmen sayısı açısında KRV Almanya’nın yüzde 21'den fazlasına tekabül ediyor.

İlaveten Almanya‘nın en güçlü ve cirosu en yüksek 40 şirketinin kayıtlı olduğu Almanya Birleşik Borsa Endeksi DAX’daki şirketlerin dörtte biri de yine Kuzey Ren-Vesttfalya'dan. Deutsche Telekom, Deutsche Post, Bayer, E.On, Vonovia, RWE, Henkel, Brenntag bunlardan bazıları.

Ağır sanayinin Avrupa’ya yön verdiği yıllarda Alman maden ve sanayisinin kalbinin attığı bu eyalet, Türkiye dahil pek çok ülkeden gelen göçmen işçilerin de vatanı, onların torunlarının çoğunluğu bugün bu eyalette yaşıyor.

FEDERAL MECLİS'TE OY HAKKI

KRV nüfus yoğunluğu sayesinde başka büyük bir öneme daha sahip. Almanya'da yasal düzenlemelerin, kararların yürürlüğe girmesinden önce en son onay alması gereken siyasi organ olan Eyalet Temsilciler Meclisi’nde 6 oya sahip.

16 eyaletteki hükümetler, buraya nüfus yoğunluğuna göre hesaplanan sayıda temsilci gönderirken, KRV 18 milyon nüfusuyla 6 temsilciye sahip. Özetle federal çapta muhalefette, ancak eyaletlerde iktidarda olup da bu önemli siyasi organda çok sayıda temsilciye, dolayısıyla da oya sahip olan partiler, hükümetin kabul ettiği, Federal Meclis'ten geçmiş pek çok yasayı veya ekonomik paketi bloke ederek ülkedeki gidişatı etkileyebiliyor.  

EYALETTE DURUM BELİRLEYİCİ OLACAK

Bu yıl yapılan iki eyalet seçiminden ilkini Saar Eyaleti'nde Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un partisi Sosyal Demokrat Parti (SPD), ikincisini Schleswig-Holstein’da Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) kazandı. Dolayısıyla KRV’deki duruma göre SPD ve CDU'dan biri güçlenecek, diğeri zayıflayacak.

SPD birinci parti olursa, Ukrayna Savaşı döneminde aşırı yıpranan Başbakan Olaf Scholz ile partisi biraz toparlanacak. CDU kazanırsa, Merkel sonrası Hristiyan Birlik ittifakında kumandayı ele alan Friedrich Merz’ın eli güçlenecek ve nihayet partiyi arkasında toparlamada ilerleme sağlayacak. 

ANKETLERDE CDU ÖNDE

Son kamuoyu araştırmalarına göre KRV'de partilerin alması muhtemel oy oranları şöyle sıralanıyor:

Eski başbakan Angela Merkel’in de partisi olan Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) yüzde 31-32. Başbakan Olaf Scholz’un partisi Sosyal Demokrat Parti (SPD) yüzde 28-29. Yeşiller Pazar günkü seçimlerin yükseleni, oyunu katlayacak. Kamuoyu yoklamalarında oy oranı yüzde 16-17 civarında. Federal Hükümet'te ortak olan Hür Demokrat Parti'yi (FDP) ise hezimet bekliyor. En fazla yüzde 6-8 oranında oy alması bekleniyor. Göç ve Müslümanlar karşıtı sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) partisi ise oylarını koruyor ve yaklaşık yüzde 7 seviyesinde. Türkiye kökenlilerin çok ilgi gösterdiği muhalif güçlerden olan Sol Parti ise yüzde 3 ile yine seçim barajını aşamayacak.

TÜRKİYELİ SEÇMENİN OYU KRİTİK

Resmi verilere göre Almanya'daki Türkiye kökenlilerin sayısı 2 milyon 850 bin. Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi Vakfı’ndan siyaset bilimci Caner Aver‘e göre bunlardan 950 bini Almanya'da oy kullanma hakkına sahip. "Onlardan da 277 bini KRV’de yaşıyor ki bu da seçmenin yüzde 2,1'ine tekabül ediyor" diyen Aver, "Son federal seçimlerde Sosyal Demokratlar‘ın yüzde 1,6 fark ile kazandığı düşünülürse Türkiye kökenlilerin oyları belirleyici" diye de ekliyor.

Bunun içinse öncelikle seçimlere katılımı artırmak şart. Nitekim Aver, Türkiye kökenlilerin de göç kökenli diğer grupların da seçimlere katılımının Almanya ortalamasının epey altında olduğunu belirtiyor. Aver, "2017’de yapılan eyalet seçimlerine genel katılım oranı yüzde 65'ken, Türkiye kökenliler arasında bu oran ise sadece yüzde 56'da kaldı" diyor. Yaklaşık yüzde 10'luk bu farkın genel seçimlerde de görüldüğünü aktarıyor.

KRV’nin önemi, Türkiye kökenli dernek ve çatı örgütlerine bakıldığında hemen fark ediliyor. Zira Türkiye kökenli veya bağlantılı siyasi ve dini çatı örgütlerinin neredeyse tamamı KRV merkezli. Bunlar, okullarda din dersinden manevi danışmanlık hizmetlerine pek çok alanda eyalet hükümetleri, bakanlıkları, federal bakanlıklar ve kurumlarla işbirliği yapıyor ve muhatap alınıyor. Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), İslam Toplumu Milli Görüş (İGMG), Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF), Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) bunlardan bazıları. 

Pazar günkü seçimler öncesi Türkiye bu sefer hiç gündeme gelmedi. Ukrayna Savaşı gölgesinde geçen seçim kampanyalarında öne çıkan konular öncelikle, pandeminin sonuçları, Ukrayna Savaşı'nın etkileri, enflasyon, enerji tedariği ve iklim koruma, eğitim, dijitalleşme ve ulaşım.

ADAYLAR ARASINDA TÜRKİYELİLER VAR

KRV seçimlerinde şimdiye kadar hiç olmadığı kadar yüksek sayıda Türkiye kökenli aday yarışıyor, Sosyal Demokrat Parti‘den (SPD) seçilme olasılığı yüksek altı aday, halen de vekil olan Serdar Yüksel ve Volkan Baran ile birlikte Tülay Durdu, Sara Zorlu, Dilek Engin ve 2010'dan beri mecliste oturan kıdemli politikacı İbrahim Yetim. İbrahim Yetim, yıllardır seçmenlerin doğrudan oylarıyla, partisinin sempati değerlerinin de üzerinde destekle seçiliyor. Hedefi çifte vatandaşlık hakkı, eğitimde fırsat eşitliği, ödenebilir daha çok konut, iklim koruma ve bunu yaparken istihdamın korunması. Yetim‘in yıllardır ağırlık verdiği bir diğer konu da ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele.

Irkçılık ve ayrımcılıkla mücadele, göç, uyum ve insan hakları konusunda mücadele, Yeşiller adına mecliste oturan ve bu seçimlerde de başarı şansı çok yüksek olan Berivan Aymaz'ın da öncelikleri. Aymaz, Türkiye'nin hiç öne çıkmadığı bu seçim sürecinde Türkiye'nin sınır ötesi askeri operasyonlarını, Kavala, Gezi ve Kaftancıoğlu kararlarını da açıkça gündeme getiren, kınayan bir politikacı. Aymaz'a göre Putin’i eleştirip Erdoğan’a tepki göstermemek mümkün olamaz.

Bir önceki seçimlerin yapıldığı 2017’ye göre oylarını katlayacak görünen Yeşiller’in seçilmesi yüksek doğrudan veya listeden adaylarının çoğunun kadın olduğu dikkat çekiyor. Berivan Aymaz dışında burada meclise girmesi muhtemel olan isimler Gönül Eğlence, Derya Gür-Şeker, İlayda Bostancıeri ve Meral Thoms. Hristiyan Demokrat Birlik CDU’da ise sadece bir Türkiye kökenli aday dikkat çekiyor, o da Sosyal Demokratlar'ın kalesi olan Duisburg’un kuzeyinden Deniz Güner.

Yine seçilme şansı olmayan bir diğer Türkiye kökenli aday da göç ve İslam karşıtı Almanya İçin Alternatif'ten Ahmet Türe.

GÖÇMENLERİN PARTİ TERCİHLERİ

Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi Vakfı’ndan siyaset bilimci Caner Aver’e göre, Türkiye kökenliler uzun yıllar oy verirken partilerin yabancılar, göçmenler ve ırkçılıkla mücadele çizgisini baz aldılar ve çoğunlukla da SPD’ye oy verdiler. Aver’in verilerine göre Türkiye kökenli seçmenin yüzde 35-40‘ının birinci tercihi SPD oldu. Onu yüzde 17- 20 ile CDU izliyor. Yeşiller ise Türkiye kökenli seçmenden yüzde 12-15 oranında oy aldı. Sol Parti yüzde 13- 16 arasında. Hür Demokratlar ise yüzde 5 civarında. Pazar günü düzenlenecek eyalet seçimlerinde de oranların aşağı yukarı bu şekilde olacağını tahmin ediyor.