İstanbul Tophane’de 21 kadın sanatçının çalışmalarından oluşan “KUYTU” sergisinin açılışı içki içildiği gerekçesiyle mahalleli olduğu söylenen bir grup tarafından saldırıya uğradı.

Mahallede yaşadığını söyleyen 4-5 kişinin açılış sırasında alkol alan davetlilere saldırarak “Kadınlı erkekli mahallede içki içemezsiniz” dediği belirtildi.

Saldırı sonrası serginin açılış kokteyline son verildi. 

NELER YAŞANDI? 

Serginin açılışını organize edenler arasında bulunan, aynı zamanda sergiye de eserleriyle katılan Vardal Caniş Su, yaşananları Evrensel'den Eylem Nazlıer'e anlattı:

“21 kadın sanatçıdan çalışmalar aldık. Sergi alanının kürasyonunu yaptık. Sponsorlar bulduk, organizasyon oluşturuldu. Konumuz ‘gece’ idi. Karanlıkta el fenerleri ile gezilen bir sergiydi. 

İsmine de bu yüzden ‘Kuytu’ dedik. Mahalleli olduğunu söyleyen 4-5 kişinin, ‘kadınlı erkekli içki’ içtiğimiz gerekçesiyle saldırısına maruz kaldık. Sokakta kadınlı erkekli şarap içtiğimiz için, küfürler yetmezmiş gibi fiziksel şiddete de maruz kaldık. Üzerimize yürüdüler, itiş kakış yaşandı. Araya girenler sayesinde şiddet dozu artmadı. 

Sokağı boşaltıp galerinin içine geçtik. Grubun sergi salonuna sıkışmaya çalışması öfkeyi durdurmaya yetmedi. Mahalleliye olan saygımızdan kepenkleri kapatıp, açılışı bitirdik. Sergi bir hafta daha devam edecek”

'ÖNLEM ALMAYANLAR TEDİRGİN EDİYOR'

Su, sözlerine söyle devam etti: “Biz zaten böyle bir olayın yaşanabileceği tedirginliği ve olaysız çözeriz iyimserliği ile bu sergiyi açtık. Tophane’nin mahalle kültürünün bu tip organizasyonlar için uygun olmadığını daha önceki örneklerde görmüştük zaten. Beklenmeyen bir şey değildi. Tedirginliğin asıl sebebi aslında bizim için şu: Biz okuldan 3 arkadaş organize ettik bu sergiyi. 21 sanatçıdan her biri de destek verdi yapabilecekleri ne varsa. Ortak bir çalışma. Ama 21 kişilik bir yalnızlık var çünkü polisi aradığımızda koşullar gereği yalnızız. Ve kapatmamızın daha uygun olacağı söyleniyor. Mahalleliden ziyade, olası bir sorunda buna engel olacak kimsenin olmadığını ve dağılmamız gerektiğini biliyor olmak bizi tedirgin ediyor aslında.”