Sur ilçesinde bulunan tarihi yapılar için de alınan 'kamulaştırma' kararına tepki gösteren Süryani kadınlar, "Devlet nasıl Kürtleri öldürerek asimile ediyorsa bizleri de böyle yok saymaya çalışıyor. Biz azınlıklara karşı zaten yeterinde yok saymanın olduğunu biliyoruz. O yüzden kiliselerimizi, evlerimizi vermeyeceğiz" dedi.

Sokağa çıkma yasağı ve operasyonların aylarca sürdüğü ve halen fiili 'yasak' durumunun devam ettiği Diyarbakır'ın Sur ilçesi 'Acele Kamulaştırma' kararı ile birlikte daha fazla yıkım tehdidi ile karşı karşıya.

İlçede bulunan ve kısa bir süre önce restore edilen tarihi yapılar hakkında da kamulaştırma kararı alınırken, bu tarihi yapılar arasında Surp Giragos Ermeni Kilisesi, Surp Sarkis Ermeni Kilisesi, Keldani Kilisesi, Ermeni Katolik Kilisesi, Süryani Meryem Ana Kilisesi ve Protestan Kilisesi de bulunuyor.

Kiliselerin bir kısmının mülkiyeti cemaat vakıflarına ait. Bazı kiliseler ise Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın mülkü durumunda.

'AYİNLERİMİZİ KAYGI DUYMADAN YAPMAK İSTİYORUZ'

Mahkemeye taşınan bu kararın ardından tepkilerini dile getiren azınlık kesim bunun kabul edilemez olduğunu söyledi. Bunlardan biri de Süryani Cemaati'nden Şamira Ezilmez.

Her Pazar Meryem Ana Kilisesi'nde Pazar ayinine katılan Şamira, kamulaştırma kararına tepkilerini dile getirerek, "İnsanların kardeşçe yaşayabileceği bir ortam olması gerekir. Bu da eğer herkesin kendi dini, ırkı ve dil özgürlüğü olursa gelir. Burada kilise, cami her şey var. Bunun da böyle devam etmesi gerekir. Bizler camilere bir şey yapmıyoruz. Ama onlar gelip bizim ibadet yerlerimizi işgal ediyorlar. Bizler eskisi gibi hiçbir kaygı yaşamadan ayinlerimizi yaptığımız günlere geri dönmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.

'YAŞAM ALANLARIMIZI ELİMİZDEN ALMAYA ÇALIŞIYORLAR'

Devletlerin farklı renkleri kabul etmek zorunda olduğunu kaydeden Şamira sözlerine şöyle devam etti: "Azınlıkları bastırarak ellerine hiçbir şey geçmez. Bizler ibadetlerimizi eskiden beri zaten zor şartlar altında yapıyoruz. Yasak ve çatışma zamanında da çok zor yapıyorduk. Hatta bazen gelemediğiz zamanlarda oluyordu. Şimdi tam çatışmalar bitti derken bu kez 'kamulaştırma' adı altında ibadethanelerimize, kiliselerimize göz koymuşlar. Saldırılar sırasında tarihi yapılara çok zarar verildi. Çatışma zamanında zaten yeterince zarar verildi. Kiliselerimiz karargâh olarak kullanıldı. Şimdi de dinimizi yaşadığımız yerleri ellerimizden almaya çalışıyorlar."

'KİLİSELERİMİZİ EVLERİMİZİ VERMEYECEĞİZ'

'Kamulaştırma' kararını korkunç bir durum olarak nitelendiren Şamira, her koşulda bu karara karşı olacaklarını söyledi. Kiliselere dokunulmamasını isteyen Şamira, "Bizler dinimiz sayesinde nefes alabiliyoruz. Bir tek pazar günleri gelip ibadetimizi yerine getiriyoruz. Yasak zamanı gelemediğimde içim sıkılıyordu. Kendimi çok yalnız hissediyordum. Buralar bizim ikinci evimiz. Devlet nasıl Kürtleri öldürerek asimile ediyorsa bizleri de böyle yok saymaya çalışıyor. Biz azınlıklara karşı zaten yeterinde yok saymanın olduğunu biliyoruz. O yüzden kiliselerimizi, evlerimizi vermeyeceğiz" dedi.

Kiliseleri koruyacaklarını söyleyen Şimeni Akbulut ise, "Kiliselerimizi ellerimizden alma gibi bir şey olamaz. Orası sadece dini yerlerimiz değil anılarımız, tarihimiz de var orada. Biz azınlık kesim olarak her şeye rağmen hep barış istedik. Bizi hep yok saydılar, hep kendilerinden olmayan gibi davrandılar. Bizimde onlara çok ihtiyacımız yok. Ama kiliselerimizi ellerimizden almaya çalışıyorlar. Buna izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.

(Kaynak: JINHA)